Kendileri itiraf etmiyor ama AKP’de panik var!
Gidişatın pek parlak olmadığını görüyorlar!
Fakat üst yönetim “İnadım inat!” diyor.
Sokak hayvanları için hazırlanan “Katliam Yasası”...
Kedi-köpeklerin öldürülmesindeki acayip ısrar...
Hayvanseverlerin duygularının hiçe sayılması...
CHP’li belediyelere borç kuşatması...
Tek Adam İktidarı’nın sorumluluklarının belediye başkanlarına yüklenmeye çalışılması...
İcra dairelerinde haciz için 22 milyon 410 bin dosyanın birikmesi...
Sinirleri bozulan AKP milletvekillerinin, vatandaşa büyük kazıklar getiren vergi paketini eleştiren DEM milletvekili Ali Bozan’ı dövmesi...
AKP’nin kötü gidişatını düzeltmesi için özeleştiri yapan ve “Tek başına dolaşan sürekli gezen bir adamım. Sokakta bir şeyi görüyorum. Hepimizi ilgilendiren bir dalgayı görüyorum. Bu dalgayı nasıl aşacağız?” diyen Metin Külünk’ün “Git başka partiye üye ol, orada anlat” diye dışlanması...
İktidarın, sokaktaki toplumsal dalgayı görmemesi...
Yıllardır AKP’yi destekleyen milyonlarca emeklinin daha da yoksullaşması...
Her gün en az bir ya da birkaç kadın katledilirken iktidarın buna sessiz kalması...
Özel okullarda milyon lirayı aşan fiyatlar nedeniyle, özel eğitimin hayal olması...
Orta sınıf ailelerin çocuklarının ilkokuldan üniversiteye kadar özel okullarda okumasının bedelinin 6-7 milyon liralık bir apartman katı fiyatını bulması...
Ülkedeki orta direğin neredeyse tamamen yok olması...
Nüfusumuzun büyük bölümünün yoksulluk sınırının altında yaşam savaşı vermesi...
Fiyatların, kuduran dalgalar gibi durmaksızın bütçeleri dövmesi, ekonominin altını üstüne getirip milleti çaresizliğe sürüklemesi...
Tüm bunların sonucu olarak yaşanan toplumsal fırtına, AKP iktidarının artık sona yaklaştığını gösteriyor.
Doğal olarak her şeyin bir sonu vardır!
AKP ilk seçimde gidecek, peşinden küçük ortağı MHP’yi de sürükleyecek. Kaçınılmaz sonuç budur!
Erken seçim şart oldu!
Evet, her şey iktidarın sonunu gösteriyor ama... Seçim ne zaman?
İşte sorun burada!
Türkiye’nin tüm dertlerinden kurtulma şansının artacağı, karanlık tünelin ucunda ışığın görüneceği seçimlere daha 3 yıl 10 ay var!
“Erken seçim” olmazsa, normal seçim zamanı 2028 yılının Mayıs ayı...
Millet 3 yıl 10 ay daha bu çileyi çekecek mi?
Gerçi geçmeyen zaman yoktur... Zaman hızlı bir ırmak gibi akıyor ama... Bu 3 yıl 10 ay delip de geçecek! İnanın toplum buna dayanamaz!
Her sabah gözlerimizi açtığımızda “Bugün acaba hangi derde uyandık, nelere zam yapılacak, hangi kazıkları yiyeceğiz?” diye acı acı düşünmeye devam edemeyiz!
Kaderimiz bu olmamalı!
Silkinip uyanalım, erken seçim için sesimizi yükseltelim!
★★★
Başta CHP olmak üzere tüm muhalefet partilerine düşen görev iktidarı erken seçime zorlamaktır.
“Ağlamayan çocuğa meme verilmez” denir. Halk olarak biz de bağıralım, haykıralım, sesimizi duyuralım, demokratik hakkımızı kullanalım. Bugün için başka çare yok!
Her toplum, kendi kaderini kendi yaratır!
TEBESSÜM
Utanma duygusu...
Temel yüzü asık bir halde kahvehaneye girer. Onun halini gören Dursun:
“Ula Temel, suratından düşen bin parça. Karadeniz’de gemilerin mi battı?” diye sorar.
Temel “Yok yaa” der “Utanma duygumu kaybettim de onu arıyorum!”
Dursun şaşırarak “O da ne demek?” diye sorunca Temel anlatır:
“Mesele şu azizim: Biz toplum olarak hep ‘Allah utandırmasın’ der dururduk. Allah da duamızı kabul etti. Artık hiç bir şeyden utanmıyoruz!”
GÜNÜN SÖZÜ
Yaşamın ve zamanın kıymetini bilmeyen onu değerlendiremez!