İstiklal Marşı'nın ilk bestesinin taş plağını özenle koruyor
Antalyalı koleksiyoner Serkan Önaçan, tesadüfen aldığı taş plağıyla Türkiye'nin en değerli koleksiyonlarından birine sahip oldu. Önaçan'ın koleksiyonunda yer alan İstiklal Marşı'nın ilk bestesi, 1924 yılında Ali Rıfat Çağatay tarafından bestelenmiş ve 1930 yılına kadar kullanılmıştır.
Kovid-19 salgını döneminde internette bir antika mezadını izlemesiyle koleksiyonerliğe merak saran Serkan Önaçan, ilk olarak küçük parçalar satın almaya başladı.
İlgisini çeken antikaları da almaya başlayan Önaçan, 3 yılda çok sayıda antika ve değerli esere sahip oldu.
İstiklal Marşı'nın ilk bestesinin taş plağı
Koleksiyonerinin özenle baktığı ve her gün temizliğini yaptığı antikaları arasında İstiklal Marşı'nın ilk bestesinin taş plağı da yer alıyor.
Önaçan, taş plağı "En değerlim, vazgeçilmezim" diyerek ziyaretçilere gururla gösteriyor.
Taş plağa gözü gibi bakıyor
Önaçan, ender bulunan eşyaları toplamanın kendisinde adeta bir tutkuya dönüştüğünü anlatarak, "Çok nadir bulunan bir çay bardağını bile satın almaya başladım. Yıllarca biriktirilmiş kibrit kutusu, oyuncak araba, minyatürler, rozetleri koleksiyonuma dahil ettim.
Dipsiz bir kuyuda gibiyim. Model arabasından Osmanlı eserlerine kadar birçok koleksiyon var. Elimde 80 binin üzerinde eser mevcut. Küçük yüzükleri, objeleri bunlara dahil etmiyorum. Hepsinin özelliği, bir hikayesi var" dedi.
Antikaları müze gibi sergileyecek
Antikalarının bulunduğu dükkanda zaman geçirmenin kendisini mutlu ettiğini dile getiren Önaçan, en güzel ofisin kendisine ait olduğunu düşündüğünü ifade ederek, "Elimde Osmanlı'dan kalma üzerinde ipeğe işlenmiş 2 kiloya yakın gümüş bulunan gelin at örtüsü, oldukça değerli olan yüzlerce yıl öncesine ait çin parşomeni, Osmanlı tuğrası gibi çok değerli antikalar var ama bir tanesi benim için paha biçilemez.
Benim için en değerlisi, ilk başta geleni İstiklal Marşı'nın ilk bestesinin taş plağı. Bestecinin kendi ağzından. Asla satmayı ya da birisine vermeyi düşünmüyorum. O bizim milli eserimiz, vazgeçilmezimiz. Ali Rifat Çağatay Bey'in bestesi 7 yıl okunduktan sonra 1930'da Osman Zeki Üngör'ün bestesiyle değiştirilmiş. Bu nedenle bu taş plağı bulmak oldukça zor" ifadelerini kullandı.
Antikaları gençlere tanıtmak istiyor
Gördüğü ilgiden memnun olduğunu söyleyen Önaçan, "Dükkanımı gezerken ağlayan müşterilerimiz oluyor. Ziyaretçiler annesinden, babasından, dedesinden parçalar görüyor. Kendi çocukluğuna gidiyor, hayatından hatıralar buluyor" ifadelerini kullandı.
Antika eserlerini müze gibi dizayn edeceği özel sergi alanında halkın ziyaretine açmayı istediğini kaydeden Önaçan, özellikle gençlerin bu eserleri görmesini istediğini vurguladı.
Sergi alanında çocuklar için ders çalışma bölümü gibi özel alanlar oluşturmayı planladığını anlatan Önaçan, "Ders çalışana içecekleri bedava vereceğim. Gençleri bu gibi hobilere başlatabilirsek zararlı ilgilerden uzak tutup daha bilinçli bir nesle dönüştürebiliriz" dedi. (DHA)