Okan Buruk ne demişti? “Sabırlı oynamak zorundayız. Seyircimiz de bizi desteklemeli onlarda sabırlı olmalı.” Bu maçlar öyledir. Sabır önemli stratejidir. Batsuhayi ve İcardi ile oyuna başlamak
maç öncesi güzel şeyler hayal ettirebilir. Ziyech ayaklarına hakim ve ceza sahasına yakın oynarsa iş yapar diye düşünebilirsiniz. Barış kuvvetli oyuncu, süratli yapısıyla çok sık atağa çıkar diyenlere bende katılırım. Ancak Köhn sol kanadı kullanıp İcardi’yi bulacak ve gol pası verecek kapasiteye sahip mi?

Hayır tabii ki. Ne oldu biliyor musunuz? Young Boys ilk devre oyun olarak Galatasaray’ın mekanizmasını bozdu. Yazdıklarımın hiç biri gerçekleşmiyordu. Sara ve Torreria her geçen dakika eridiler ve hiçbir şey yapamadılar. Ortada oyun organizasyonu diye bir olay yoktu. Böyle maçlarda Mertens gibi zekası müthiş oyuncudan vazgeçmek ilk devreyi çöpe atmak demekti ve öyle de oldu.

Bu arada sabırlı oyuncular göremedik sahada. Acele edersen elenirsin. Jelert ve Berkan ikinci yarı oyuna dahil oldular. Barış ileri geçmişti. Orta alanda biraz daha fazla mücadele etmek ve ikinci topları almak gerekiyordu. Bir de stoperlerin merkezden topu oyuna daha iyi sokmaları önemliydi. Oyunda büyük bir değişim yoktu. Sadece hücum girişimleri birazcık artmıştı.

Sara dün gece oyuna hiç katkı sunamadı. Daha erken çıkması gerekiyordu. Bu takım niye tempoyu yükseltemiyor, neden tribünleri heyecan içinde ayağa kaldıramıyor Okan hocam? Mertens kesinlikle daha önce oyuna girmeliydi. Batshuayi kaybolup gitmişti rakip savunmanın arasında. Dün gece hiç iş yapmadı.

Young Boys bir kupa finaline hazırlanmış gibiydi Galatasaray son bölümleri sinir harbine çevirmişti adeta. Şuursuz baskı, rakibe kontra atak şansı verir. O şansı buldular, attılar. Muslera, öfkesinin kurbanı oldu ve kırmızı kart gördü. Sonuç acı ama gerçekti, milyonlarca Euro çöpe gitti...