İktidar, yıllardır yaptığı gibi yapay konularla gündem yaratarak milleti meşgul edip, ağır ekonomik krizi unutturmaya çalışıyor ama artık bu sökmüyor!

Öyle bir krizler yumağına dolandık ki, iktidar ne yaparsa yapsın, insanlarımızın midelerinden gelen gurultuları bastıramıyor.

- Meclis’te muhalif milletvekili dövüyorlar...

- Kadın milletvekilini bile yumrukluyorlar...

- Sokak hayvanlarını öldürüyorlar...

- Sosyal medyayı açıp kapatıyorlar...

- CHP’li belediyelere baskı yapıyorlar...

- Karşı görüşteki insanlara “Cibilliyetsizler” “Ev zencileri” diye hakaret ediyorlar...

Fakat olmuyor, olmuyor! AKP, baş aşağı gidiyor...

Neler olmuyor?

- Hukuk devleti olamıyoruz...

- Ekonomimizi yoluna sokamıyoruz...

- Eğitimimizi çağdaş hale getiremiyoruz.

- Kısacası; adam olamıyoruz!

★★★

Millet, çektiği sıkıntıların, hayat pahalılığına yol açan yanlış politikaların gerçek sorumlusunun kim olduğunu artık biliyor.

Her yıl ileriye değil, geriye gidiyoruz! Yıllarımız sürekli kayboluyor!

Türkiye “krizler ülkesi” haline geldi.

Ekonomide kriz... Hukukta kriz... Eğitimde kriz... Tarımda kriz... Meclis’ten kriz... Sporda kriz...

Ne olacak halimiz?

Ülkede krizin olmadığı bir yer yok gibi!

★★★

Türk halkı, kendisine devamlı kaybettiren, milleti huzur ve refahtan uzaklaştıran böyle bir yönetime mahkum değil.

İnsanlarımız çok daha iyi, daha rahat ve huzurlu bir hayata layık...

AKP, 22 yıldır iktidarda... 22 yıl önce bizden geri olan ülkeler, AKP döneminde bizi sollayıp geçtiler. Onlar ilerleyip zenginleşirken, biz geriye gidip yoksullaştık!

Kaybolan yıllarımızı telafi etmenin tek yolu, hiç vakit kaybetmeden “erken seçime” gitmektir.

Hakimiyet AKP’nin değil, milletindir!

Gelişen olaylar karşısında milletin hakemliği şarttır! İktidar sandıktan ne kadar kaçarsa kaçsın, onu seçime zorlamak gerekiyor. Tek çare erken seçimdir!

Hukuksuzluk arttıkça ülkemize yazık oluyor!

Ülkemizde hukuksuzluk arttıkça, kanun önünde eşitlik de kalmıyor.

Çifte standardın son örneği Dilruba K. adındaki genç kadının tutuklanıp hapse atılması!

Bu hanım, bir sokak röportajında, Instagram’a getirilen yasak nedeniyle iktidarı sert sözlerle eleştirdi diye şimdi İzmir’de Aliağa Şakran Kapalı Cezaevi’nde yatıyor.

Dilruba’nın sözlerini beğenmeyebilirsiniz, dava da açabilirsiniz ama hapse atmak neden? Yasalarımızda “Tutuksuz yargılama” esastır. Dilruba’ya peşin ceza veriliyor! Hukuk bunun neresinde?

Olaya tepki gösteren İzmir Barosu yaptığı açıklamada: “Eleştiriye tahammül olmayan iktidar, yargısız cezalandırmanın yolu olarak verilen ‘tutuklama’ kararlarına bir yenisi daha eklendi. Toplumdaki kişileri susturmaya ve onlara gözdağı vermeye yönelik verilen orantısız, hukuksuz tutuklamaya derhal son verin, yasalara uyun!” ifadelerini kullandı.

Bu gibi hukuksuzluklar Türkiye’ye büyük zarar veriyor. Bağımsız yargı olmadıkça ve hukuksuzluk arttıkça, uygar dünyadan da uzaklaşıyoruz.

TEBESSÜM

Şipşak halledilen sorun!

Önemli bir siyasetçi deprem bölgesine gider, şikayetleri dinler.

Vatandaşın biri “İki önemli sorunumuz var efendim” diye başlar ve ”Birinci sorunumuz, hastanemiz çalışmaz halde, tamir etmek lazım” diye devam ederken siyasetçi hemen cep telefonuna sarılır:

“Alo, sayın bakan, bu bölgedeki hastaneyi acele tamir ettirmemiz gerekiyor.” der, sonra vatandaşa döner:

“Tamamdır, bu iş halledildi dostum. İkincisi sorununuz nedir?”

Vatandaş “İkinci sorunumuz efendim” der “Bölgemizde cep telefonları hiç çalışmıyor!”

GÜNÜN SÖZÜ

Karanlıkta ışığa, kriz günlerinde akıl ve bilgiye ihtiyaç vardır.