Televizyon tartışma programları CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile başlıyor, onunla bitiyor. Ertesi gün aynı konular tekrarlanıyor. Kuşkusuz bu süreçte CHP içinden basına malzeme taşıyanlar var. Tabii gerçekler neyse ortaya çıkmalı. Ama düne kadar Kılıçdaroğlu’nun en yakınında olan bazı siyasetçilerin şimdi Kılıçdaroğlu dönemini didik didik edip yeni bir seçim döneminde tartışmaya açmalarının arkasında da başka niyetler olmalı. Onun başında da koltuk geliyor. CHP’de bu tür tartışmalar bugün değil, önceki genel başkan rahmetli Deniz Baykal döneminde de farklı boyutlarıyla yaşanmıştı. Sultangazi’de partiye katılım töreninde çarşaflı iki kadına CHP rozetini bizzat Baykal takmıştı. Kıyamet koparılmıştı.
Geçmişte attıkları twitlerde CHP Genel Başkanını eleştirenlerden CHP’ye katılmış hatta kendilerine görev bile verilmiş olan kişiler eleştirilirken Türk siyasetinde liderlerin açıklamalarını şöyle bir hatırlayınız. MHP Genel Başkanı ile AKP Genel Başkanı arasında ki karşılıklı ağır sözlere rağmen bugün aynı ittifakta yer alıyorlar. Önceki İçişleri Bakanı, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki sözlerine rağmen genel başkan yardımcılığına, sonra içişleri Bakanlığı’na getirilmişti.
ÇELEBİ, ŞAŞIRTMIŞTI
Tüm bunları da bir kenara bırakalım. Teğmen Mehmet Ali Çelebi, AKP iktidarı döneminde Fethullahçıların kumpası sonucu tutuklandı. Yıllarca cezaevinde kaldı. Cezaevinde olduğu dönemde evlendi. Nikah şahitliğini ise cezaevinde Kemal Kılıçdaroğlu yaptı. Dahası, Çelebi tahliye olduktan sonra partide görevlendirildi. Ardından milletvekili seçildi. Gerek duruşmalarda, gerekse siyasette AKP’yi en çok eleştiren isimdi. Çelebi, bugün AKP’den milletvekili ve o da Kılıçdaroğlu’nu eleştiriyor.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğlu’nun yalnız bırakıldığı sıkça dile getiriliyor. Özellikle seçimin ikinci turunda, Kılıçdaroğlu her kesimden oy alabilmek için uğraştı. Bunun için daha önce başka siyasi partide olan ve son seçimde Kılıçdaroğlu’nun yanında yer alan bazı isimler eleştiriliyor. CHP’nin görüşünü benimseyip gelenlere, oy vermek isteyenlere “Gelmeyin, bize oy vermeyin” denilmez. Ancak, gelen kişilerin geçmişlerini araştırmadan partide görev verilmesi de tabii ki CHP’lilerin canını sıkıyor.
NİÇİN GİZLİYORSUNUZ?
Terör örgütü Hizbullah’ın siyasi kanadı olarak bilinen HÜDA-PAR’ın AKP ile seçim ittifakı içinde olması, CHP’de bir hafta bile danışmanlık yapan kadın kadar eleştirilmedi.
CHP’de Perinaz Mahpeyker Yaman’ın 26 Mayıs’ta danışman olarak görevlendirildiği, 4 Haziran’da ise danışmanlığına son verildiği biliniyor. Yani, parti içindeki görevi 10 gün bile sürmedi.
Bu olay gündeme getirildiğinde CHP sözcüsünün ya da açıklama yapma görevi verilen yetkilinin çıkıp bunu net bir biçimde açıklaması gerekirken bu yapılmadı. Gerçek neyse bu açıklanmalıydı. “Yok öyleydi, yok böyleydi, yok bizde böyle bir danışman yoktu” demek yerine, “Evet şu tarihler arasında danışmanlık yaptı” denilmeliydi. CHP’ye olan güven asıl o zaman sarsılır.
KILIÇDAROĞLU TEHDİT EDİLİYOR
Kılıçdaroğlu’na en yakın isimlerden birisi SSK Genel Müdürlüğü döneminde yardımcılığını yapan, şimdi de genel başkan yardımcılığı görevini yürüten Bülent Kuşoğlu’dur. Önceki gün kendisiyle konuştuğumda şunları söyledi:
“Bu haberler bizden çıkıyor. Siyaset olarak bir şey yapıyorlar ama olay kişisel tehditlere kadar uzandı. Yani haddini aştı. Bir de siyasette seçim öncesi, seçim sırasında genel başkan kendisi bir yarar görmüşse istediği danışmanla çalışabilir. Ayrıca bu kutuplaşma nereye kadar?
Mesela Mehmet Ali Çelebi’ye partide görev verdiği, milletvekili listesine aldığı için Kemal Bey suçlanıyor. Başka partilerden birilerini getiriyor, Kemal Bey yine suçlanıyor. Hala başkanlık sisteminin neler getirdiğini göremeyenler, küçük bir parti anlayışının sürdürülmesini isteyenler var.
SİYASETİN MUTFAĞI
‘Siyasetin mutfağına girilmez’ denilir. Ama mutfağına giriyorlar. Hoş olmayan birileriyle de genel başkan görüşür. Öyle bir anlayış var ki kimseyle görüşmeyeceksin, adım atmayacaksın dışarı çıkmayacaksın.
Perinaz Hanımı da, Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçiminden önce genel başkan danışmanı olarak atamış. Danışmanlığı sadece bir hafta sürmüş. 4 Haziran’da bütün danışmanlıklar iptal edilmişti. Bu süreçte genel başkanın danışman, koordinatör olarak atadığı birçok kişi var. Belli yerlerde sivil toplum kuruluşlarında onların yaptığı çalışmalar var. Bazı kesimlerin destekleri alınmış. Ama içimizde tabi her şeyi ifşa etme, dışarı aktarma maalesef çok yaygın. Örneğin, Avrasya Yerel Yönetimler Birliği Başkanı Hasan Cengiz, cumhurbaşkanından, bakanlara kadar belediye başkanlarına Ekrem Bey’den tut tüm parti liderleriyle görüşmüş. Biz, yaklaşan seçime odaklanmamız gereken bir dönemde farklı konularla uğraşıyoruz.”
PERİNAZ HANIM: TEHDİT EDİLİYORUM
Perinaz Mahpeyker Yaman, Batman’da iş kadınlığı yaptı. Bir gazeteye köşe yazıları yazdı. Son 10 yıldır Ankara’da yaşıyor ancak Batman’la bağı sürüyor. Daha önce AKP’den aday adaylığı için başvurduğu belirtiliyor. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na danışman olma sürecini soracaktım. Ancak daha o cümlenin başında, “Annem rahatsızlandığı için Batman’a gidiyoruz” dedi. Yine de ısrarla sordum. Şunları söyledi:
“Kılıçdaroğlu’na danışman oldum diye beni eleştirebilirler. Ama çocuklarıma, aileme niçin saldırılıyor? İnanılmaz tehditler, hakaret içerikli ağır yorumlar geliyor. Biz Türkiye’de yaşıyoruz. Kendi örf adetlerimizden ne kadar uzaklaşmışız. Karşılarında bir iş insanı kadın, bir anne var. Saygılı olunması gerekir. İş hayatında parlayıp, bu krizlere rağmen ayakta kalabilmek her babayiğidin harcı değil. Yapılan tehditler benim şahsıma değil, aileme, çocuklarıma dokunduğu zaman farklı yerlere evrilebilir. Ben tanınmayan insan değilim. Ben, yalnız CHP’den değil, ‘Bizimle siyaset yapın’ diyen hemen her partiden teklif aldım.
KENDİME DEĞİL, KEMAL BEY’E ÜZÜLÜYORUM
Danışmanlık yaptığım için eleştiriliyorum ama ben kendime değil, Kemal Kılıçdaroğlu’na, çocuklarıma ve aileme yapılanlara üzülüyorum. Bu ülkede neler olup bittiğini biliyorsunuz. Benim yüzümden size zarar gelse üzüleceğim gibi, siz de sizin yüzünüzden bana zarar gelirse üzülürsünüz. Benim yüzümden Kılıçdaroğlu’na yapılanlar için de ben üzülüyorum.”
Tabii bu arada kendisine; CHP Genel Başkanına nasıl ulaştığı, danışmanlık konusunun nasıl gündeme geldiği, bu süreçte neler danışıldığı, Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanması için neler yaptığını da sordum. Ancak her sorunun ardından, “Teşekkür ederim aradığınız için. Telefonu kapatmak zorundayım” dedi.
Kılıçdaroğlu’na tehditler ve o danışmanın sözleri
Saygı Öztürk
Yayınlanma: