SÖZCÜ Muhabiri Deniz Ayhan, 5 Temmuz 2024 günü yayınlanan haberine “Hazine’den 24 milyon liralık WC tadilatı” başlığını atmıştı.
Haberin giriş paragrafı şöyleydi:
“Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in 17 Mayıs 2024’te yayınladığı Tasarruf Tedbirleriyle İlgili Genelge’ye kendi bakanlığı bile uymadı. Şimşek herkesi tasarrufa çağırırken Hazine ve Maliye Bakanlığı binasındaki tuvaletler 24 milyon lira harcanarak yenileniyor.”
★★★
Bu haberin yayınlanmasının ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan şu açıklama yapıldı:
“Genelgenin temel amacı kamuda verimliliği artırarak tasarruf sağlamaktır. Ancak, mevcut binaların ekonomik ömrünü uzatacak bakım-onarımların yapılmasının hizmetin devamı için gerekliliği malumdur ve verimlilik anlayışıyla uyumludur. Dolayısıyla binaların ömrünü uzatacak bakım-onarım, tasarruf genelgesinin kapsamı dışındadır. 1985 yılında faaliyete geçen Bakanlığımızın Dikmen yerleşkesindeki tuvalet ve müştemilat tesisatlarının artık hizmet veremeyecek duruma gelmeleri nedeniyle bakım-onarımının yapılması zorunlu hale gelmiştir. Bu tarz çarpıtma haberlerle tasarruf genelgesi sabote edilmeye çalışılmaktadır.”
★★★
Gazetecilikte fikri takip esas olduğundan Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın “Çarpıtma” dediği haberi takip ediyordum.
Kamu İhale Kurumu’nun internet sitesinde ihale belgelerine göz attım.
Amacım, gerçekten ne yapılmaya çalışıldığını görmekti.
Sizce neyle karşılaşmış olabilirim?
Hemen aktarayım:
Bazı şeyler çok kıymetli!
Zira yapılan şeyin, binanın ömrünü uzatmanın ötesinde tuvalet ihtiyacını lüks bir ortamda karşılama çabasından başka bir şey olmadığı çok net anlaşılıyor.
★★★
Şöyle ki,
Tuvaletin kapısını iterek ya da çekerek açmasınlar, su musluklarını, lambaları açıp ya da kapamasınlar diye her türlü tedbir alınmış. 90 derece açılabilen otomatik kapılar, fotoselli lavabo bataryaları, fotoselli pisuvar muslukları, pirinçten lavabo ve eviye sifonları ve armatürler bu tedbirlerden bazıları.
Kapıyı iterek ve çekerek açarlarsa, lambaları açmak için düğmeye basarlarsa, sifonu çekerlerse kendilerine zahmet olur!
Ayrıca girdikleri WC’nin ışıl ışıl olması için yerlere birinci kalite seramikten 40X40 yer karoları, duvarlara birinci kalite sırsız porselen karolar istemişler.
★★★
“Hangi çağda yaşıyorsun. Ne olmuş yani” diyebilirsiniz.
Ancak talepler böyle lüks olunca ne yazık ki fatura da artıyor ve 24 milyon liraya çıkıyor.
Şimdi gelin ihale belgelerinde sunulan üç boyutlu iki görselden, 24 milyon lira verince tuvalet ihtiyacınızı nasıl WC’lerde karşılayabileceğinize bir bakalım:
Solda klozet, sağda ayna ve tezgâh görseli var.
Benim gördüğüm görsellerde alaturka tuvalet yoktu. Büyük ihtimalle inşaat sırasında bakanlık yöneticileri “biz muhafazakâr insanlarız, alafranga bize uymaz” diyerek talep edecek ve gerekli değişiklik yapılacaktır.
Ayna ve tezgâh kısmı dikkatinizi çekti mi? Bu tür banyolara “Hilton Banyo” deniliyormuş. Zaten tuvaletler bu görsellerdeki gibi olursa, Hazine ve Maliye Bakanlığı çalışanlarının bu ihtiyaçlarını beş yıldızlı otel konforunda karşılamaları kaçınılmaz olacaktır.
★★★
Şimdi siz söyleyin bakalım:
Hangisi gerçeği yansıtıyor?
Bir taraftan tasarruf diyeceksiniz, diğer taraftan tuvalet ihtiyacınızı beş yıldızlı otel konforunda karşılamak için 24 milyon lira harcayacaksınız.
Bu durumda SÖZCÜ’nün haberi mi “çarpıtma” oluyor yoksa Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıklaması mı?
1999’da konulmuş 2022’de kaldırılmış!
Kara Harp Okulu mezunu teğmenler şu yemini okumuştu:
“Ant içeriz ki laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacağız. Ne mutlu Türküm diyene.”
Savunma Bakanlığı kaynaklarından öğrendiğim kadarıyla bu yemin 1999’un Ocak ayında çıkarılan bir yönergeyle okutulmaya başlanmış. 2022 yılında çıkarılan bir yönergeyle de bu yemin metni kaldırılmış.
2022’den bu yana yeni mezun teğmenlerin sadece askerlik yapan herkesin okuduğu “Askerlik Yemini”ni okuması kararlaştırılmış.
Savunma Bakanlığı şimdi inceleme başlatmış. “Teğmenler organize mi hareket etmiş”, “Organize iseler kim öncülük etmiş” gibi sorulara yanıt arayacaklarmış.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hem Milli Savunma Üniversitesi’nden hem Savunma Bakanlığı’ndan bu konuyla ilgili bütün detayları istemiş. Yemine eşlik eden teğmenlerin didik didik araştırılacağı da gelen bilgiler arasında.
Düşünebiliyor musunuz?
23 yıldır okutulan bir yeminin sessiz sedasız kaldırılmasını değil, o yeminin kaldırıldıktan iki yıl sonra yeni mezun teğmenler tarafından okunmasını sorun ediyoruz.
Bu tuhaf bir durum değil mi?
Bu arada, bir Savunma Bakan Yardımcısının AK Parti MKYK toplantısına katılıp brifing vermesi de size tuhaf gelmiyor mu?
Aynı Bakan Yardımcısı CHP Parti Meclisi’ne İYİ Parti Genel İdare Kurulu’na da aynı brifingi verir mi dersiniz?