Yıl 2018’in sonbaharıydı. Trump’ın ilk başkanlık dönemiydi. Beyaz Saray baş stratejisti, özel bir görevle Avrupa’ya uçtu. Amacı Avrupa’daki ırkçı sağ partileri iktidara taşımak, tek çatı altında birleştirmek, ABD olarak maddi manevi her hizmeti vermek, ‘Hareket’ (The Movement) dedikleri ağa katmaktı. (Hareket, kelimesi size bir şey çağrıştırıyor mu?) Böylece popülist partilerle Trump arasında ideolojik birliktelik kurulacak, sömürücü liberal yaklaşımlarla ortak cephe oluşturulacaktı. Ulusal egemenlik, dini değerler, milliyetçilik fikri öne çıkartılarak Avrupa Birliği zayıflatılacaktı. 

★★★

Başkan’ın adamının ilk durağı Roma’ydı. İtalya’nın Kardeşleri Partisi’nin kadın lideri ile buluştu. Kadın, Mussolini hayranıydı.  Ona “İleride Thatcher gibi olacaksınız” dedi. 2022’de o kadın, İtalya’nın Başbakanı Giorgia Meloni oldu.  

Sonra soluğu Fransa’da aldı. Aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi’nin kadın lideri Marine Le Pen ile etkinliklere katıldı. Le Pen, temmuzdaki genel seçimlerde oyların yüzde 37’sini aldı. Geçen ay Fransa’da hükümeti düşürdü. Cumhurbaşkanlığının en büyük adayı.  

Başkan’ın adamı daha sonra Trump’tan aldığı yetkiyle sırasıyla, Avusturya Özgürlük Partisi-FPÖ (seçimden birinci çıktı, şu an hükümeti kurmakla görevlendirildi), Almanya Alternatif für Deutschland-AfD (Almanya’nın en popüler ikinci partisi), Hollanda’da İslamofobik  Geert Wilders (2023’te partisi sandıktan birinci çıktı, diğer siyasi partilerden ağır tepki gelince Başbakanlık talebinden vazgeçti), Macaristan’da Başbakan Victor Orban, Polonya’da PİS (1 yıl sonra iktidar oldu), İsveç (aşırı sağcı İsveç Demokratları şu an desteğini çekse hükümet düşecek) ve İsviçre’deki partilerle görüştü.  

Bu görevi tamamlayan ve ‘Hareket’e hizmet edip yeşerten Başkan’ın adamının ismi Steve Bannon’dı. 2021’de Trump aleyhine ifade vermeyi reddettiği için “Kongreyi tahkir” suçundan 4 ay hapis cezasına çarptırıldı, hapis yattı.  

★★★

Şimdi bunu size niye anlattım? Tek bir örnek vereceğim. Geçen hafta, 2 Ocak günü İtalya Başbakanı Meloni, soluğu apar topar Trump’ın Florida’daki malikanesinde aldı ve akşam yemeğinde bir araya geldiler. Tabii ondan günler önce Macar Viktor Orban ile Arjantin’in ‘deli’ lideri sağcı Javier Milei de koşarak Trump’a el öpmeye gitmişlerdi ayrı... 

Sonrasında ne oldu? İtalyan Dış İstihbarat Servisi ve İtalyan Savunma Bakanlığı’nın onayıyla, Trump’ın has adamı Elon Musk’ın Starlink firmasıyla 5 yıllığına 1.5 milyar Euro’luk ‘güvenli internet iletişim’ anlaşması için el sıkışıldığı skandalı patlak verdi. Avrupa Birliği ve İtalya içinde büyük rahatsızlık yaratan anlaşma yalanlandı ama nedense 7 yıldır görevde olan başarılı İtalyan Dış İstihbarat Şefi Giovanni Caravelli önceki gün istifa etti.  

★★★

Gelecek 4 yıl kesinlikle yıkıcı olacak. Donald Trump dünya sahnesine yeniden adım atarken, siyaseti bir monopol oyunu görüyor. Gündemi: Kanada, Grönland ve Panama’yı ABD’nin mülk envanterine eklemek. Bunun için askeri güç kullanabileceğini ima ediyor.  

Ve başlattığı ‘Hareket’ ağı, her geçen gün ‘dostum, arkadaşım’ diye para ve güç saçtığı yeni yeni popülist sağcı partilerle büyüyor. 

★★★

Başkan’ın şimdiki adamı Elon Musk... Twitter’ı satın alır almaz, platformda önceden nefret söylemleri yüzünden yasaklı olan aşırı sağcı kim varsa (Trump da dahil) ‘ifade özgürlüğüne’ kavuştu. 

Musk, Avrupa siyasetine attığı tweet ‘bombalarıyla’ adeta Trump’ın modern çağdaki kral naibi olarak rol alıyor. “Almanya’yı sadece AfD (ırkçı parti) kurtarabilir” diye tweet attı. Başbakan Olaf Scholz yerinden zıplayıp, ‘iktidardan düştü.’ İngiltere’de ise solcu İşçi Partisi görevde diye, Kral Charles’tan parlamentoyu feshetmesini istedi. Önceki gün Kanada Başbakanı Trudeau’yu “Kızım, sen artık Kanada Valisi değilsin, ne dediğinin önemi yok” diye aşağıladı. 

Dünya sahnesinde kurulan bu yeni düzen, gücü elinde tutanların sınırları aşmak istediğinin açık göstergesi. Korkarım bu dalga, hepimizi felakete sürükleyecek.