Tarihi romanlarda okumuş olmalısınız. Sadece patates, soğan, pırasa, ıspanak küfelik olmuyor. İnsan da küfelik duruma düşüyor. Sözlüklere de girmiştir. 150 yıl önce İstanbul’da sarı taksiler yoktu. Meyhanede kafayı demleyip ayakta duramayacak duruma gelenlere “küfelik oldu” derler; küfeci çağırıp evine yollarlardı.
★★★
Zaman ilerledi.
Otomobil geldi.
“Küfelik olma” deyimi unutuldu, sarhoşu yıkıldığı yerden alıp sarı taksiye koyarak evine postalama çağdaş hizmeti başladı. Ancak bugün öyle döneme girdik ki; enflasyon patladı, bütçe açığı patladı, iktidar harcama canavarı kesildi ve toplanan bütün vergileri yedi, yandaşlarına yedirdi, tarımda, sanayide, hizmetlerde, dış ticarette üretimin verimliliğini zerre kadar artırmayan bol kepçe teşvik ve devlet bankasından düşük faizli krediler pompalayarak dünün çulsuzlarından yeni dönem zenginleri yarattı, yetmedi rezervleri eritti, döviz bitti, dış para gelmez oldu, borçlular kapıya dayandı, “ekonomi aniden durma noktasına” vidalandı.
Türkiye küfelik oldu.
★★★
“Ben ekonomistim” diye övünerek Türkiye’yi küfelik duruma getiren Cumhurbaşkanı, hayat pahalılığı altında ezilen işçi, memur, emekli, çiftçi gelirlerinin artırılmasını isteyen muhalefet partisi liderine, “senin sırtında küfe yok...” diyerek küçümseyici edayla laf çaktı.
Ve cevabını aldı.
Çıkar küfeyi!
Ver küfeyi!
Taşırım ben küfeyi!
★★★
Bunlar vatandaşı gülümseten siyasi laf sokuşturmalar fakat asıl soru; “Türkiye’yi küfelik duruma getirenler küfeyi taşır gibi yapıp aslında neyi gizliyorlar?” olmalıydı.
Gizlenen şudur:
Ülke küfelik olunca “ekonomideki yangını söndürme programı için” yani küfelik durumdan kurtulmak için iktidar, bakan değiştirip; “bize garantör ol, arkamızda dur da yeni borçlar bulalım” diye dış para babası aramak zorunda kaldı. Londra’ya, Washington’a, Paris’e, Tokyo’ya, Arap başkentlerine “TOGG hediyeli heyetler” gönderildi.
Dış borca batmış.
Ödeyemiyor.
Dış borç arıyor.
TOGG da hediyesi.
Bu hafif durumdan da; “küfe benim sırtımda” diyerek ağır yük taşıyıcısı mağduriyeti çıkartıyor.
★★★
Oysa Türkiye’nin “döviz yokluğuna düşmeden” uyarı verecek hem yerli uzmanı yetişmiş hem milli kurumları oluşmuştu. Bu yerli uzmanlar, AKP iktidarından önce vardılar. “Türkiye bir daha küfelik olmasın” diye 2018 yılına kadar, iyi kötü işleyen modeli geliştirdiler. AKP iktidarı bu modelin meyvesini devşirerek ve bütün güçleri tek elde toplayıp demokrasiyi Devlet Bahçeli’nin desteği ile topal ederek bugünlere kadar gelebildi.
İşte sonucu gördük.
Ülke yeniden küfelik.
★★★
Tayyip Erdoğan’ın 20 yıldır izlediği ekonomik politika aslında “Özalcılık” yoluydu. Özalcılık IMF ve Dünya Bankası destekli dış borçla kalkınma yoluydu. Bu yol, 2001 yılında ekonomiyi yine küfelik durumuna düşürdü. Kemal Derviş, bulundu, “küfelikten kurtulma” reçeteleri uygulamaya koyuldu. 200 yılında Kemal Derviş’in Dünya Bankası’ndan getirdiği de dış borç yardımıyla “küfelikten kurtulma” modeliydi.
★★★
Aynı yol, bu kez Cumhurbaşkanı’nın ağzından düşürmediği; “yerli-milli- ümmet- nas- dış güçler ile saf olmuş iç hainler bizi yolumuzdan caydıramaz” söylemleri ile 22 yıl sonunda “yine küfelik” oldu. Türkiye’nin dış borcu 500 milyar dolara ulaştı. Avrupa’nın en fakir insanları Türkiye’de yaşarken ABD doları cinsinden milyoner sayısı Türkiye’de 60 bin 787’ye çıktı. Oysa Cumhurbaşkanı iktidara 22 yıl önce “ben garip- gurabanın ve fakir-fukaranın adamıyım” diye gelmişti.
★★★
Yoksul çok gariban.
Zengin çok kibirli.
Ülke ise küfelik oldu.
“Küfe benim sırtımda” diyen aslında küfenin altında ezildi, gündem değiştirerek günü kurtarmaya çalışıyor.
Küfe lobisi genişliyor!
Türkiye’de “küfe lobisi” var. Küfe lobisi saflarına şu sıralarda yurt dışında düşük faizle buldukları dolarları Türkiye’ye getirip, “carry trade” işlemi denilen yolla çok yüksek faizden Türk lirasına yatırarak soygun yapanlar da katıldı. Küfe lobisi yerli yabancı karışımı genişliyor. Küfeyi halk taşıyor, dev sermayeli yerli ve yabancı küfe lobisi ise küfenin içinde taşınanı paylaşıp yiyor. KARAR Gazetesi’nin dün manşetten verdiği haberde özetle şunlar yazılmıştı: “Asgari ücrete ve emekli aylığına zammın pas geçildiği süreçte vatandaşın sırtına bırakılan vergi yükü, dev sermayeli şirketler için işletilmedi. Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) kapsamında 190 milyar liralık kamu ihalesi alan 20 patronun 8’inin 2023 yılında hiç vergi vermediği ortaya çıktı.”