Bağımsızlık ateşinin yakıldığı 19 Mayıs’ı bugün törenlerle kutlayacağız.

105 yıl önce 19 Mayıs 1919 günü, Büyük Atatürk Samsun’a ayak basarak Kurtuluş Savaşı’mızın fitilini ateşlemişti.

Tüm ülke işgal altındayken ve millet umutsuzluk girdabında kıvranırken Atatürk’ün “Ya istiklâl, ya ölüm!” diye başkaldırışı Türk ulusunun kaderini ve tarihin akışını değiştirdi.

Vatanımızın geleceğini milletimizin cesareti ve Atatürk’ün çelikten iradesi belirledi. 3 yıl süren amansız savaştan zaferle çıktık!

★★★

Bugün 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı... İktidarın sevmediği bir gün... Fakat biz çok seviyoruz.

Devletimizin kurucusu, Türk ulusunun atası Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi huzurunda saygıyla eğiliyoruz.

Türk milleti her şeyini borçlu olduğu Büyük Atatürk’ü her zaman şükranla anacak.

★★★

Savaşta yendiği düşmanları bile Atatürk’ü, “20’nci Yüzyıl’ın en büyük komutan ve devlet adamlarından biri” olarak kabul eder.

Mesela, o dönemin İngiltere Başbakanı Lloyd George bunlardan biridir.

Türk ordusu, Yunan kuvvetlerini Anadolu’da bozguna uğratıp İzmir’de denize dökünce (9 Eylül 1922) İngiltere karışmış, İşçi Partisi Lideri Mc Donald parlamentoda:
“İngiltere hükümeti, Yunan ordusunu desteklemek için hazineden milyonlarca sterlin para harcadı. Hani Anadolu zapt edilerek taksim edilecek, hani Boğazlar İngiltere’nin olacaktı? Bu beceriksiz Başbakan hesap versin!” diye haykırmıştı.

Bunun üzerine kürsüye çıkan Başbakan Lloyd George şu tarihi konuşmayı yaptıktan sonra istifa etti:

“Sayın milletvekilleri... Bizim yaptığımız hesaplar doğrudur ama... Yüzyıllar nadir olarak çok büyük adam, dahi yetiştirir. Şu talihsizliğe bakın ki, o büyük dahi Mustafa Kemal, çağımızda Türk ulusuna nasip oldu. Nereden bilebilirdik böyle bir komutanın karşımıza çıkacağını? Mustafa Kemalin dehasına karşı ne yapabilirdik? Elimizden ne gelirdi?”

★★★

Düşman bile böyle konuşup Atatürk’ün büyüklüğü karşısında saygı duyarken, bizde gerici çevrelerin hakaretler yağdırarak (akılları sıra) Atatürk’ü küçültmeye çalışmaları, onların kendi küçüklüklerini gösteriyor.

Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır. 19 Mayıs Bayramı’mız kutlu olsun.

Komutanların rütbeleri ve itibarları da iade edilmeli 

Hep “Adalet... Adalet...” deyip duruyoruz. Çölde susuz kalan talihsiz gezginler gibi biz de, toplum olarak adalete susadık...

Geç gelen adalet elbette adalet değildir ama hiç yoktan iyidir.

28 Şubat Davası’nda müebbet hapse mahkum edilen emekli komutanların cezalarının, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzaladığı kararname ile kaldırılması iyidir, doğru bir adımdır ama gecikmiş bir karardır.

Çünkü, Adli Tıbbın raporlarına göre, ağır hastalıklarla mücadele eden hapisteki 5 emekli generalin bir yıl önce tahliye edilmeleri gerekiyordu.

  1. Orgeneral Çetin Doğan’ın eşi Nilgül Doğan, kocasını cezaevinden aldıktan sonra:

“Hüzünlü bir sevinç yaşıyoruz” dedi.

Çetin Doğan da Nilgül Hanım’ın sözlerine şu açıklamayı ekledi:

“Adalet bu değil. Bir af da söz konusu değil. Adli Tıbbın verdiği raporlar var. Emsal durumda olanlar daha önce bırakıldı. Bizim bir yıl daha uzun süre kalmamızın sebebi bir türlü anlaşılamadı.”

Şimdi, adaletin yerini bulması için önemli bir mesele daha var:

Mahkum edildikleri zaman mahkeme kararıyla rütbeleri sökülen ve sosyal haklardan mahrum edilen emekli generallerin, tüm hakları ve rütbeleri ile birlikte, itibarları da iade edilmelidir. Kamuoyu, Cumhurbaşkanı’ndan bunu bekliyor.

GÜNÜN SÖZÜ

Tanrı’nın insana en güzel hediyelerinden biri adalet duygusudur!