Tarikat ve cemaatler, harem-selamlık evler, medreseler, yurtlar derken, radikal dinci eğitimi, kolej sıralarına taşıdı. Işıkçılar başta olmak üzere eğitimde; Süleymancılar, Menzilciler, Nakşibendiler, Kadiriler, Halvetiler, Rufailer, Aczmendiler, Ticaniler, Uşşakiler gibi 71 tarikat ve cemaat, başına buyruk kendi eğitim mevzuatını oluşturdu. ‘STK’ adı altında 200’den fazla vakıf ve dernekle yapılanıp, olası hukuki engelleri aştılar. MEB Temel Kanunu’na göre eğitimin tek sorumlusu olan ‘Milli Eğitim Bakanlığı’ koltuğunda oturan Yusuf Tekin, “Sizin tarikat-cemaat, bizim STK dediğimiz yapılar” diye durduk yere ortaya bir laf atmadı. Anayasa, yasa, yönetmelik ve eğitim mevzuatını reddeden, laiklik karşıtı tarikatların harem-selamlık kolejleri meşrulaştırılacak. 

YOKSULLAR HEDEFTE

MEB 2024 yılı verilerine göre, Türkiye’de 12 bin 42 özel okul ve 1.5 milyon öğrencisi var. Özel okulların 2/3’si yani yaklaşık 8 bini artık tarikat-cemaat bağlantılı bu sözde STK’ların eline geçti. Bir gece yarısı kararıyla 2014’te kapatılan dershanelerin özel okullara dönüşme kararıyla 5 milyar dolarlık cirosu bulunan özel eğitim sektöründe çok ciddi değişiklikler oldu. Son 3 yılda 3 bine yakın kolej battı. Batan kolejlerin yerini, mürit bağışlarıyla kasalarını dolduran tarikat kolejleri aldı. Yıllık öğrenim ücreti 1 milyon lirayı aşan holdingleşmiş yabancı seküler kolejlerle hedef kitlesi özellikle yoksul çocuklar olan muhafazakar kolejler, maddi ve ideolojik gerekçelerle Türk milletinin geleceği masum çocukları aralarında bölüştü.

TARİKAT KOLEJLERİ

Tarikat bağlantıları aşikar Semerkand Vakfı, İkra Çocuk Hafızlık Eğitim Derneği, İlim Yayma Cemiyeti gibi adını yazamayacağım kadar çok vakıf ve dernek, özel eğitim sektörüne hakim oldu. Kitap kafe, gençlik kampı, yatılı Kuran kursu derken, anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise hatta üniversite kurdular. Karma eğitim karşıtı tarikat kolejleri, önce kız ve erkek karma sınıfları, sonra kız ve erkek öğrenci katlarını ve teneffüs saatlerini ayırdı. Şimdi de kız-erkek öğrenciler için ayrı okullarda, dinci kolejler açtılar. Onlardan biri ‘Cumhurbaşkanının himayelerinde’ diye kendisini tanıtan Halidi Maarif Kurumları. ‘Talebe’ dedikleri öğrencileri alırken ‘Velayetinde bulundukları kimselerin tanıdık olması’ gibi ötekileştiren çok ilginç bir şart koşuyorlar.

KIZLARA ANNELİK

Nurculara bağlı belki de adını ilk kez duyacağınız bir başka yapı  ise “İnsanların yaratılmasında annelik vazifesi gören kız evlatlarımız… Yaradılışın hanımlara yüklemiş olduğu bu misyonun gerçekleşmesi…” diye söze başlayıp, kız öğrencileri Hüma Hatun Derneği’ne yönlendiriyor. Dernek özellikle “Yetim ve yoksul çocuklarımız” vurgusuyla okul öncesinden aldığı öğrencilere, ücretsiz barınma-beslenme garantisi vererek tarikat yurduna çekiyor. Tarikatta eğitim alıp, açık kolej statüsünde lise diploması sahibi yaptıkları iddiasıyla İstanbul’da bir liseleri de vardı. Resmi kayıtlarda ‘Yok hükmünde’ bu sözde okulun adı, ‘Külliye Kültür Merkezi’ olarak değiştirildi. Sakallarını sıvazlayan sarıklılar, külliyede yoksul aile çocuklarının beyinlerini yıkıyor.  

ÇEYREK HAFIZLAR

İlmi ve Fikri Araştırmalar Merkezi (İFAM) Vakfı diye bir dini yapılanmaya bağlı ‘Külliyat Okulları’ adlı kolejler var. Kurucusu İhsan Şenocak. Ortaokul, lise düzeyindeki kız ve erkek öğrencilere, harem-selamlık ayrı okullarda Arapça medrese eğitimi veriliyor. Müfredatlarını, ‘5 yıllık İslami ilimler müfredatı’ diye tanıttı. Onlar ‘talebe’ dese de 10 yaşında 4. sınıfta aldığı öğrenciyi önce hafızlık eğitimine alıyor. Öğle yemeği ücretsiz, eğitim ücreti sembolik. “Diğer özel okullar (!) gibi elbette bizim okulumuz da ücretli. Fakat kâr amacıyla kurulmadığı için makul bir ücretimiz var. Mezun olan öğrencilerimizden ezber kabiliyeti olanların hafız, diğerlerinin de çeyrek hafız olmasını arzuluyoruz” diyorlar. Tam, yarım, çeyrek altın gibi ederi olan bir nesil (!) 

İSLAM’IN KIZLARI (!)

MEB’in başarılı öğrencilere verdiği takdir, teşekkür belgesi yerine, “İslam’ın Kızı” gibi uyduruk belgeler dağıtıp, 3-5 yaşında çocukları militanlaştırıyorlar. Ey MEB! Tarikat okulları; İslam’ın kızı, İslam’ın oğlunu yetiştiriyor da devlet okullarında okuyan 15 milyon çocuk gavurun kızı, gavurun oğlu mu? Tam 1 yıl önce Yusuf Tekin, “Karma eğitimi tartışalım” diye boşuna demedi. Cübbesi, sarığı, şalvarı, asası, başörtü bağlama şekilleri, çarşaf renkleriyle kendi içlerinde her biri diğer tarikat müritlerini ayırt eden tarikat ve cemaatler, çok yakında harem-selamlık devlet okulları açılmasını isteyecek. İşittim ki; MEB, kapalı kapılar ardında, harem-selamlık eğitime geçmek için gaza bastı!