
sozcu.com.tr / EKONOMİ SERVİSİ
Piyasalar bugün saat 14.30'da sona erecek olan Para Politikası Kurulu toplantısından çıkacak faiz kararına odaklandı. Doların 2.8760'ı görerek rekor kırdığı bir ortamda, Merkez Bankası'nın nasıl önlem alacağı dört gözle bekleniyor. Merkez, faiz silahını çıkararak dövizi gevşetecek mi yoksa temkinli davranıp, faizi sabit mi tutacak? Vatandaş, her iki durumun cebine nasıl yansıyacağını düşünüyor. Sözcü Yazarı Duayen Ekonomist Ege Cansen, Merkez'in alacağı kararların vatandaşı nasıl etkileyeceğini yorumladı.
VATANDAŞ ZARAR GÖRÜR
Türkiye'nin cari açığı olan bir ülke olduğunu söylen Cansen, bu açığın kapanması için dövizin artması gerektiğini ama artan döviz fiyatlarından da vatandaşın dolaylı yoldan zarar göreceğini belirtti. Cansen, "Türkiye sürekli cari açık veren bir ülke. Bu, ülkenin kendi parası değerlidir anlamına gelir. Bu cari açığın kapanması için demek ki döviz fiyatlarının artması lazım. Döviz fiyatlarının artması fiyatlara yansır. Ayşe teyzem dolaylı yoldan zarar görür" dedi.
TÜRKİYE YUNANİSTAN GİBİ!
Merkez'in faizleri arttırıp döviz fiyatlarının gevşetilmesinin de vatandaşa zararının olacağını belirten Cansen, "Benim bir tabirim vardır 40 faiz mi 40 döviz mi? Faiz artarsa, yüksek faizlerin oluşturduğu maliyet unsuru olarak vatandaşa geri dönüyor. Döviz artarsa yine vatandaş zarar görüyor. AKP'nin 2003 - 2012 arasında sürdürülen büyüyen cari açık modeliyle bu iş yürümez. Cari açık demek borçlu ülke demektir. Türkiye bu dönemde sürekli borç alarak hayat standartlarını yükseltmiştir. Yani Türkiye'nin Yunanistan'dan farkı yok. Çünkü Türkiye, bu dönemde alım gücünün çok üzerinde harcamıştır. Senelik 45 milyar dolar cari açığımız, 430 milyar dolar dış borcumuz var. Bu yüzden Türkiye'nin alacağı her önlem, vatandaşın hayat standardını düşürecektir."
