Hamza Turhan Ayberk, cinayetlerin aydınlatıldığı, aldatmaların açığa çıkarıldığı ve kayıpların aranıp bulunduğu sabah programlarının ekran yüzlerinden.

Eski Güngören Emniyet Müdür Yardımcısıydı. 

Eşiyle gittiği bir restoranda vurulunca ihraç edildi. Emekli olup dedektiflik bürosu kurdu.

Hilal bıyıkları, dünya görüşünü yansıtıyordu. Sosyal medyasında Filistin’e destek mesajları paylaşıyordu.  

Bu yüzden İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın 5 Mart’taki paylaşımı herkesi şaşırttı.

Yerlikaya, ‘uluslararası casusluk faaliyetlerinin tespit ve deşifresine yönelik olarak İstanbul’da İsrail istihbarat unsurlarına karşı Köstebek - 2 Operasyonu’nun gerçekleştirildiği haber veriliyordu.

Bir numaralı şüpheli Ayberk’ti.  

 İsrail ajanı Victoria ile Sırbistan’da buluştu

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 8 Mart’ta İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderdiği yazıya göre…

‘Victoria’ kod adlı MOSSAD unsuru 2019’da kendisini Global Investigative Services adlı şirketin çalışanı diye tanıtarak, Slovakya ve Güney Afrika’ya ait telefon hatlarından Ayberk’le temas kurdu.

Dokuz hat kullanıldı.

Whatsapp, Telegram ve Skype’tan görüştüler.

Tarih, Mayıs 2019.

Viktoria, “Türkiye’deki bazı şahıslar hakkında araştırma yapıp yapmadığını ve ne tarz bilgiler elde edebildiklerini” sordu.

Ayberk, adreslerini, telefonunu, kimlik ve pasaport numarasını, yurda giriş çıkış bilgilerini elde edebileceğini söyledi. 

Victoria, e-posta ile göndermesini istedi.

Ödemeler ilk aşamada banka üzerinden yapıldı. 

Ayberk’in hesabına Emil Slalov’a ait İsviçre hesabından 1484 Euro gönderildi. 

Bitcoin’le para

Ayberk, Victoria ile görüşmek için Temmuz 2019’da Sırbistan’ın başkenti Belgrad’a gitti. Seyahatin masrafları için 1030 Euro ödendi. 

Ödemeler için Bitcoin’le para gönderilmesinde anlaştılar. 

Güvenli bir haberleşme için protonmail kullanmaya başladılar. 

Victoria, Ayberk’i Eylül 2020’de ‘Robert’ ve ‘Andrea’ kod adlı ajanlarla tanıştırdı. 

Ajanlarla Temmuz 2022’ye kadar görüştü.    

Ayberk’e İsrail dış politikası ve ulusal çıkarlarına tehdit olarak algıladıkları şahıs ve şirketler hakkında araştırma yapması talimatını verdiler.

Ayberk, Temmuz 2022’de ‘Marc’a devredildi. 

Marc, Ayberk’i Dubai, Irak ve Güney Afrika’da bağlantı bulmaya yönlendirdi. Bu ülkelerdeki şahıslar hakkında bilgi ve belge istedi. 

krokiYi nasıl ALDI?

MASAK raporunda Ayberk’in 63 aktif 35 adet kapanmış banka hesabının bulunduğu belirtilerek, şöyle deniyor:

“Bu kadar çok sayıda banka hesabı bulunmasının, menfaatleri gizleme maksadıyla gerçekleştiği…”

Ayberk’in telefonunun belgeler kısmında Atatürk Havaalanı’nda düzenlenen AK Parti mitinginin emniyet krokisi çıktı. Kroki Ayberk’in emniyetten bilgi aldığını gösteriyor. 

Bir Suriyeli’ye ait pasaport bilgileri ve İsrail Başkonsolosluğu’nun önündeki eyleme ait görüntüler bulundu. Görsellerin MOSSAD’la paylaşıldığı öne sürülüyor. 

‘Dedektiflik kapsamında olduğunu düşünüyorduk’

Operasyonda 7 kişi yakalanmıştı. 6’sı tutuklandı.

Hamza Turhan Ayberk, İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği’ndeki ifadesinde, ajanlık iddialarını yalanlayarak, “Yaptığımız bu işlerin dedektiflik kapsamında olduğunu düşünüyorduk” dedi.

Yazışmalar, telefon görüşmeleri ve transferlerin kendi adına olduğunu ifade eden Ayberk, şunları söyledi:

“Aykırı bir şey olduğunu bilsem sahte hesap açar, başka şahıslar üzerinden yapardım. Aklımın ucundan geçirmedim, gizleme ihtiyacı duymadım. Aldığımız bilgilerin hepsi normal şahıslarla alakalı. Devletle ilgili bilgi, belge doküman ve fotoğraf yoktur.”

Ö.Ş., ifadesinde Ayberk’ten gelen takip isteklerini karşıladığını belirterek, şöyle devam etti:

“Ayberk, (Yurt dışından iki kişi gelecek, gittiği yerleri söyleyeceksiniz) dedi. Diyelim ki fotoğrafını çektim. Burada devletin gizli kalmasını gerektiren bir belgesi yok ki.”

İ.K.’nin avukatı müvekkilinin ekonomik durumu kötü olduğu için oğluna gönderilen 700 TL’lik banka ödemesinden suçlandığını iddia etti. Avukatı, “700 TL’ye askeri veya siyasi casusluk yapmak hayatın olağan akışına aykırıdır” dedi. 

Maliyeci M.Y., babasının 1990’da şehit olduğunu ifade ederek, “Ayberk, arada sırada, şirketlerle alakalı borcu var mıdır gibisinden bilgiler istedi” dedi.

Beş kişi devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etmekten tutuklanırken, F.K. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 

Dedektiflik bürolarını istihbarat örgütleri kullanıyor

Bir üst düzey emniyet yetkilisi, emekli olan ya da ihraç edilen polislerin özel dedektiflik bürolarında toplandığını ve istihbarat örgütlerinin onlardan yararlandığını ifade ediyor. 

Emniyet yetkilisi şu bilgileri veriyor: “Emniyet’ten bir yılda bin kişi ihraç ediliyor. Bu çok ciddi bir rakam. Atılanlar takip ve tarassut biliyor. Yaptıkları iş büyük bir emek gerektirmiyor. Fotoğraf çekiyorsun, takip yapıyorsun, GPS takıyorsun ve para kazanıyorsun. Dedektiflik bürosu bu işin kılıfı. Bu açığı istihbarat örgütleri değerlendiriyor.”

Hamza Turhan Ayberk gibi özel dedektiflik hizmeti veren çok sayıda yapının takip altında olduğunu kaydeden Emniyet yetkilisi şöyle devam ediyor: “Dedektiflik büroları devletin kontrol etmesi ve refleks göstermesi gereken yapılar. Büyük bir risk.”   

Bir polisin hesabında 9.6 milyon dolar ne geziyor?

Ayberk 5 Mart’ta MİT’in düzenlediği operasyonla yakalanmıştı.

İki numaralı şüpheli adı F.K.

Dosyadaki tek kadın. 

Ayberk ile gönül ilişkisi var.

Ayberk, Tunuslu H.K. adına sahte Instagram hesabı açarak, bu hesaptan sevgilisi F.K.’ye taciz mesajları gönderdi. Sonra F.K.’yi şikayetçi olması için ikna etti. Ayberk, Tunuslu’nun karakola geliş gidişini kaydedip İsraillilere gönderdi.

M.Y., Vergi memuru.

24 adet aktif 12 adet kapatılmış banka hesabı var.

Ayberk, M.Y.’ye toplam 59.501 TL gönderdi. 

Ayberk’le para transferi ilişkisi olan kişilerle M.Y.’nin de transfer bağı bulunuyor. “Bu şahısların para transferinde aracı olarak kullanıldığı” tahmin ediliyor. 

M.Y.’nin polislerle transferlerinin bulunduğu anlatılarak, şöyle deniyor:

“Bu transferlerin casusluk faaliyeti kapsamında gerçekleştiği, memura göre olağan akışa uygun olmayacak şekilde para transferlerinin olduğu…”

Dört eski polis

Ö.B.G., istifa etmiş bir polis.

Birçok adli suçtan kaydı bulunuyor.

45 adet aktif 30 adet kapatılmış banka hesabı var.

Şüphelilerle para transferleri tespit edildi.

Ö.B.G.’nin hesaplarında 2023 yılında 279.064.194 TL’lik giriş var.

Hesapları arasında 9.685.174 dolar transfer gerçekleşti. 

Savcılık yazısından:

“Çok sayıda kamu görevlisi ve ekseriyeti polislerle transferinin tespit edildiği, transferlerin İsrail tarafından talep edilen bilgilerin temini sebebiyle gerçekleştiği…”

İ.K. ihraç edilmiş bir eski polis.

20 adet aktif 16 adet kapatılmış banka hesabı var.

İ.K. ve babası Y.K.’nin hesaplarından aralarında polislerin olduğu çok sayıda kamu görevlisine para transferi gerçekleşti.

Ö.Ş. ihraç bir polis.

36 adet aktif 34 adet kapatılmış banka hesabı bulunuyor.

Ayberk ile iki ayrı tarihte aynı otelde konakladı. Hesabına 74.047 değerinde dolar ve Euro girişi saptandı. 

E.K. de eski bir polis.

36 adet aktif 34 adet kapatılmış banka hesabı var.

“Bu hesapların casusluk faaliyetleri kapsamında elde edilen menfaatin takibini zorlaştırmak için kullanıldığı” iddia ediliyor.

Musa Ateş: Neden Sinan’ı vurdurtanlar tutuklanmıyor?

Sinan Ateş’in babası Musa Ateş  bugün oğlunun yanına defnedilecek.

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş, 30 Aralık 2022 günü Ankara’da silahlı suikast sonucu öldürüldü.

Ateş’in ölümü üzerinden 15 ay geçmesine rağmen davası açılmadı. Şimdi yerel seçim sonrasına bırakıldığı belirtiliyor. Bekleyiş sürerken…

64 yaşındaki babası Musa Ateş, önceki gece sahura kalktıktan sonra fenalaştı. Kalp krizi geçiren Ateş, Bursa Şehir Hastanesi’nde son nefesini verdi. 

Ateş, bugün Emir Sultan Mezarlığı’nda yatan oğlunun yanına defnedilecek. 

Ayşe Ateş, eşi için geçen sene ‘Sinan Ateş / Yaşar Hatıralarda’ adlı bir kitap yayınladı. Bu kitapta her aile üyesi gibi baba Musa Ateş’in oğlu için kaleme aldığı bir yazı yer alıyor.

Musa Ateş’in yazısını özetleyerek, aktarıyorum:   

“Ben Sinan’a ömrümde bir fiske vurmadım. Her nazını çektiğim, her sıkıntısına katlandığım kıymetlimi ellerimle toprağa verdim. Dokunmaya kıyamadığım evladıma kıydılar! Neden?

Aklım almıyor, yahu herkesi iyi şeyler söylediği Sinan kime ne kötülük yapacak ki onu öldürecekler! Karıncayı incitmeyen çocuk, öldürülmeyi hak edecek ne yapmış?

1980’den önce yanımda arkadaşım şehit edildi, ben yaralandım. Zor günlerdi. Keşke yaşanmasaydı. O zaman silahlar konuşuyordu, şimdi kafalar konuşuyor. Peki, oğlumu düşman belleyenler kimlerdi? Benim oğlumu daha kafalı, daha zeki diye mi şehit ettiler.

Sinan ağzına sigara koymazdı. Diyorlar ki uyuşturucu satan bir torbacı Sinan’ı vurmuş. Oğlumun torbacılarla ne işi olacak? Sinan, böylelerine selam bile vermezdi. 

Oğlum Türk milliyetçisiydi. Ömrümüzü adadığımız ülkücü harekete başkan oldu. Her sohbeti parti, ocak, Türk milleti ve müslümanlık idi. Demek ki Sinan’ı şehit edenler partiye, ocağa, Türk milletine ve müslümanlığa düşman. Kim bunlar?

1980 öncesi kendimizi en güvenli hissettiğimiz zamanlar cuma vakitleriydi. Sinan’ı şehit edenler nasıl insanlar ki cuma namazından çıkan evladımı vuruyorlar? Filistinli müslümanları cuma namazından çıkışta şehit eden İsrail askerlerinden bunların farkı ne?

Oğlumu kameraların önünde şehit ettiler. Ankara’nın merkezinde şehit ettiler. Ülkü Ocakları Genel Başkanı’nı kim hangi suretle şehit edebilir? Ülkücüler buna nasıl sessiz kalabilir? Peki devletimiz nerede? Neden Sinan’ı vurdurtanlar tutuklanmıyor? Bu kadar insanı bir torbacının bir araya getirdiğine devletimiz inanıyor mu? Sinan’ın mahkemesi neden hâlâ başlamadı? 

Facebook’ta benim fotoğrafımla birlikte yazılan bir yazı gösterdiler. (Firavun’a karşı olmak yetmez, Musa’nın yanında olmak gerekir) yazıyordu. Çok doğru. Ben Musa Ateş. Oğlumun katillerini içinizden kazımanız yetmez, benim yanımda olun. Benim evladım Ülkü Ocakları Genel Başkanıydı. Oğlumu şehit ettiler. Benim oğlumu bile şehit ediyorlarsa sizin oğlunuza kimse acımaz.”