Nasuh, nasihat eden, öğüt veren demek. Öğüt veriyor, nasihat ediyor. İyi yol hangisi arıyor, buluyor önce kendi yürüyerek gösteriyor. Dünyanın en yüksek tepesi Everest’e tırmanan ilk Türk dağcı o oldu.
★★★
Nasuh adını ona dedesi koydu. 62 yıldır dedesinin yaptığı evde eşi ve 2 çocuğu ile oturuyor. “Nasuh” isminin ve yanarak şehit olmuş anlamına gelen “Mahruki” soy isminin hakkını vermek için yine öğüt verdi.
Nasihat etti.
Nasuh oldu.
Tutuklandı.
★★★
Yeni nasihat:
Seçimler dürüst yapılsın. Hile karıştırılıyor, karıştırılmasın. Ölmüş insanlara bile oy kullandırılıyor. Muhalefet partileri mevcut nüfus ve seçmen kayıtlarındaki sahtekarlıkları mutlaka bulup temizlesin, halkı aydınlatsın. Seçim günü oy kullanırken parmak boyası geri getirilsin. Seçime hile karıştıranlar ve onlara yardımcı olanlardan mutlaka hesap sorulacağı kesin bir dille ifade edilsin.
★★★
Ve şunu eklemiş:
“Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 173 ülke arasında 148’inci ülke, 45 Avrupa ülkesi içindeyse sondan 2’nci ülke ve Seçim Dürüstlüğü Endeksi’nde 165 ülke arasında 123’üncü ülke seviyesine düşürülen canım Türkiye’mden hukuk manzaraları.”
★★★
Nasuh Mahruki, bu yeni öğüdü yazdı ve yayımladı, düşüncesini paylaştı diye; “halkı yanıltıcı bilgi yaymak” ve “yargı organlarını aşağılamaktan” soruşturma başlatıldı, gece yarısı evine polis baskını yapıldı.
Hapse konuldu.
★★★
Adresi belli.
Kaçma şüphesi yok.
Delilleri karartacak bir durum söz konusu değil ve çok tanınmış bu insan; “halkı yanıltıcı bilgi yaymak ve yargı organlarını aşağılamak” suçlarını işlediğini gösterecek somut kanıtlar varsa bile tutuksuz yargılanabilirdi.
★★★
O, can kurtaran.
Can kurtarmaya koştuğu için bütün Türkiye onu tanıdı. Yüzde yüz gönüllü, yüzde yüz sivil, yüzde yüz Türkiye’nin can kurtaranı AKUT’u o kurdu.
★★★
Devletten bir kuruş almadı. Elini Hazine kasasına sokmadı. Himmet toplamaya, kurban derisi dilenmeye, vicdan sömürüsü yapmaya, din istismarına kalkmadı. İktidara yaltaklanıp “Hazine arsası, belediye parseli, kamu binası hibesi kapma yüzsüzlüğüne” de hiç tenezzül etmedi.
★★★
Deprem ansızın gelir. Gecenin karanlığında binalar yıkılır, çocuklar altın uykularındayken enkaz altında kalır. Can kurtarmaya ilk koşan AKUT oldu. Sel olur, sular bentleri aşar, kasabalarda, köylerde can telaşı başlar. Can kurtarmaya ilk koşan AKUT’tur. Temmuz sıcağında çam yaprakları alevlenir, orman yanar, kavrulur. Orman canlıları can telaşına düşer. Can kurtarmaya yine ilk koşan AKUT’tur.
★★★
Nasuh Mahruki 25 yıldır topluma nasihat verdi, faydalı öğütler sundu, örnek oldu:
Ormanı yakma.
Ormanla, ağaçla, doğayla beraber yaşamayı öğren.
Nehri, dereyi kurutma.
Suyla yaşamayı öğren.
Depremi durduramazsın.
Depremle yaşamayı öğren.
Nasuh’un nasihat ve öğütleri çok özetle bunlardı.
★★★
Ben bu satırları Nasuh Mahruki’yi parlatmak için yazmıyorum. Onunla yan yana gelmişliğim, el sıkışmışlığım, merhabam, dostluğum hiç olmadı. Herkes gibi onu yaptıklarından tanıyorum. Onun kendi ışığı zaten var. Nasuh Mahruki, iktidara yandaş olmadı, yaranıp yalanmaya, eğilip bükülmeye tenezzül etmedi.
★★★
Herkes biat edecek.
Herkes eğilecek.
Herkes bükülecek.
Böyle bir model kurgulandı ve Nasuh Mahruki’yi de “tutuksuz yargılamak” yerine gece vakti evine baskın yapıp hapse koydular.
Nasuh tutuklandı hastane patronu serbest!
Dava başladı. Yargıç: “Sizden hastanelerin doldurulmasını mı talep ediyorlardı?” Hemşire: ”Yoğun bakım ne kadar doluysa hastane o kadar çok para kazanıyor. Tabii ki bunu istiyorlar.” Yargıç: “Nasıl dolduruluyor?” Hemşire: “Usulsüz sevk ya da fazladan yatışla. Neden sadece biz hemşireler tutukluyuz. Neden hastane sahipleri de tutuklanmıyor?” Bir başka hemşire: “SGK’dan para almak için yatışlar uzatılıyordu. İlaçlar bebeklere verilmeyip satılıyordu. Entübeler artırılıyordu.” Bu hemşirenin çalıştığı hastanenin sahibi de serbest. Nasuh Mahruki, “seçime hile karışmasın” diye öğüt verdiği için tutuklandı, “fazladan yatış” yaptırarak SGK’da vurgun yapan hastane patronu serbest. SGK’da vurguna açık bir yapılanma ve özel hastane sahipliğini teşvik, koruma, kollama düzeni kuran iktidar önde gelenleri ile sağlık bakanları da serbest.