PKK’nın ilk şehit ettiği askerimiz er Süleyman Aydın’dır. O’nun heykeli Eruh’ta yaptırıldı. Aydın’ı şehit eden PKK’nın sözde komutanlarından Mahsun Korkmaz’ın heykeli ise Diyarbakır-Lice İlçesi’nde dikildi. Bu ülkenin valisi, savcısı rezaleti seyretti. Çünkü kendilerine hükümetten “Aman dokunmayın, barış süreci zarar görür” denilmişti.
PKK, silahlı eylemi 15 Ağustos 1984 tarihinde Eruh ve Şemdinli ilçelerinin baskınıyla başlattı. Eylemi, Abdullah Öcalan’ın güvendiği Mahsun Korkmaz’ın başında olduğu teröristler gerçekleştirecekti. Aradan 40 yıl geçtikten sonra PKK’nın silahlı eylemi başlattığı o günün öyküsünü anımsayıp, ülkenin nereden nereye getirildiğine bakalım.
TELEFON HATLARI KESİKTİ
Tarih 15 Ağustos 1984’tür. Günlerden ise çarşamba. Siirt’in Eruh İlçesi’nde olağan bir akşam. Kaymakam, savcı, hakim, orman bölge şefi bir lojmanda sohbet ediyorlar. İlçenin telefon hatları yine kesik. Ne Siirt’e, ne de Şırnak’a telefon açabiliyorlar. Sıkça yaşanan bir olay olduğu için bu durum kimsenin dikkatini çekmiyor. Kaymakam; “Akşamüzeri Artvin’e telefon edecektim. Hatlar yine kesikmiş, zaten kesik olmadığı zaman yok ki... Yüz defa yazdım ama...” diye söylendi.
İlçe Jandarma Komutanlığı’nın hemen karşısındaki kahvede oyun oynayanlar, sohbet edip çaylarını içiyorlardı. Telefon hatlarının kesik olması onları hiç ilgilendirmiyor gibiydi. Çay ocağındaki garson bir şeyler olacağını biliyordu. Daha dün teröristlere, karakolun hangi odasında Astsubay Mehmet’in oturduğunu, koğuşa nereden girildiğini elinde bir çöple toprağın üzerine çizerek anlatmıştı...
Eruh’a üç kişi gelip keşif yapmıştı. Bunlar arasında PKK’nın sözde en önemli komutanı, daha sonra adına “eğitim kampı” açılacak, Lice’de heykeli dikilecek kadar önem verilen kişisi Mahsun Korkmaz da bulunuyordu.
TÜRKİYE’YE KARŞI PKK’YA DESTEK
1984 yılı başlarında Suriye’de bombalar, silahlar patlıyor, bu ülkede bulunan PKK’nın başı Abdullah Öcalan’a, “Bunlar hep senin yüzünden” deniliyordu. Suriye’ye göre eylemi yapanlar, Hafız Esad karşıtı Müslüman Kardeşler Örgütü mensuplarıydı. Bu örgütün Hatay civarında kampı bulunuyor, Türkiye tarafından korunuyordu. Örgüt üyeleri, Suriye’de eylem yaptıktan sonra Türkiye’ye kaçıyorlardı. Türkiye’nin Müslüman Kardeşler Örgütü’ne destek vermesinin nedeni de Suriye’nin bu ülkede bulunan terörist başı Abdullah Öcalan ve örgütün önde gelen elemanlarını barındırması, bunlara Helve Kampı’nı tahsis etmesiydi.
Yine bombaların patladığı günlerde Hafız Esad, kurmaylarıyla birlikte önemli bir karar aldı. Türkiye’ye karşı PKK kullanılacak, onlara her türlü silah, mühimmat desteği verilecek, kimlik düzenlenecek, sınırı geçmelerine yardımcı olunacaktı. Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad, gizli servis Muhaberat’ın önemli isimlerinden Mervan Zirki aracılığıyla Abdullah Öcalan’a, “PKK’nın faaliyetlerine göz yumulması karşılığında Türkiye’de yoğun eylemler başlatılması” talimatını verdi, işte Türkiye’de 15 Ağustos 1984 tarihinde başlayan PKK eylemleri için düğmeye böyle basılmıştı.
TOPU TOPU 67 KİŞİYDİLER
Siirt, Şırnak, Şanlıurfa yörelerinde güvenlik görevlileri tarafından yakalananların yanı sıra köylüler tarafından yakalanıp teslim edilen “şüpheli” bazı kişilerin üzerinden keşif notları çıktı. Coğrafi, etnik yapı belirtiliyor, aşiretlerin durumu değerlendiriliyor, güvenlik güçlerinin konuşlandıkları bölgeler, asker sayıları konusunda da bilgilere yer veriliyordu. O günlerde yakalanan bu kişilerin PKK’lı olduğu tahmin bile edilemedi.
Yakalanan bazı kişilerin sünnetsiz olması, teröristlerin Ermeni terör örgütü ASALA adına çalıştıkları yönünde yorumlar yapılmasına neden oldu. Oysa, yakalanan teröristler o günlerde “halk savaşı” stratejisini benimsemiş olan PKK’nın keşif çalışmalarını yürüten militanlardı.
Topu topu 67 kişiydiler. Gruplar halinde fotoğraf çektirdiler. Her grubun ayrı bir ismi vardı. Örneğin Eruh İlçesi’ni basacak grubun adı “14 Temmuz Propaganda Takımı”ydı. Bu adı PKK’lı Hayri Durmuş’un ölüm orucuna başladığı tarihten almışlardı. Onun anısına bu ismin kullanılması uygun bulunmuştu. Tüm umut bu gruptaydı. Her şeyi, örgütün en önemli komutanı Mahsun Korkmaz planlıyor, en ince ayrıntılar üzerinde duruyordu. Şemdinli ve Şirvan’a baskın gerçekleşirse iyi olacaktı. Ama tüm ağırlık Eruh’a veriliyordu.
PLASTİK BORULARLA HAVALANDIRMA
Eruh’ta Birigeni Yaylası’ndaki sarp kayalıklarda 4-5 aydır hazırlık yürütülüyordu. Sığınaklar kurulmuştu. Dikkat çekmemesi için plastik borularla sığınaklara havalandırma yapmışlardı. Sessiz ve derinden hazırlıklarını yapan bu gruba, Eruh Jandarma Komutanlığı’na çay kahve götüren kişi de kuryelik yapıyordu.
Siirt İl Jandarma Alay Komutanı Rahmi Tüfekçi ve ekibi, kimisi muhtara tokat atmaktan, kimisi yaralama olaylarına karışmaktan, kimisi de kız kaçırma gibi suçlar işlediği için dağa çıkmış kanun kaçaklarını dağlardan birer birer indirmeye başlamışlardı. Teslim olanlara kötü muamele yapılmadığının kulaktan kulağa ulaşmasıyla birlikte teslim olanların sayısı da artıyordu.
Yarın: Şemdinli’nin basılacağı ihbarı sigara paketine yazılmıştı.