Bolu’daki otel yangını yüreklerimizi dağladı.
Okulların ara tatile girmesiyle birlikte kayak merkezine akın eden yüzlerce insanımızı neşeli bir tatil umudu yerine kötü bir son bekliyordu.
Bu yangında yaşamını yitirenler için ulusça üzüldük.
Bu yangında ölenlerin dini, milliyeti, uyruğu, kimliği, yaşına bakılmadı.
Hepsi yaşamayı sonuna kadar hak eden bir insandı.
Acı tarifsiz.
Şimdi yangınla ilgili hukuki ve adli süreç başlayacak.
Soruşturmalar, suçlamalar açıklamalar birbirini izleyecek.
Peki sonuçta ne olacak?
Önemli olan bu !
Yananlar yandığıyla mı kalacak?
Ya bu yangında yaşamını yitirenlerin aileleri ….
Onlar kaç kez daha yanacaklar acaba?
Bakalım bu yangından gerekli dersleri çıkartabilecek miyiz?
Örneğin ben yaşadığım Çukurova’dan örnekler vermek istiyorum.
Çukurova derken yanlış anlaşılmasın, Çukurova ilçesi değil.
Adana, Mersin ve Hatay’ı da içine alan Çukurova bölgesini kastediyorum.
Bu üç ilimizde de kent merkezlerinde yüksek katlı apartmanlar, gökdelenler, oteller var.
Aynı biçimde kıyı şeritlerinde de yüksek katlı devasa tatil siteleri mevcut.
Peki bunların yangın önlemleri yeterli mi acaba?
Bunlar yeterli biçimde gerektiği gibi denetleniyor mu?
Adana için, geçtiğimiz yıllarda Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar,
Ercan Kandemir gibi deneyimli bir belediyeciyi İtfaiye Müdürlüğünün başına getirerek bu işi sıkı tuttuğunu gösterdi.
Gerçekten çalışmalarını yakından takip ettiğim Ercan Kandemir, İtfaiye
Teşkilatının Daire Başkanı olarak bu konuda Adana’da çok ince eliyor ve sıkı dokuyor.
İtfaiyeye alınan personel üniversite mezunları.
Teorik eğitimin yanı sıra pratik eğitimi de üst düzeyde alıyorlar.
Eğitimler ve tatbikatlar ara vermeksizin sürüyor.
Elbette denetlemeler de…
İtfaiye açısından güvenlik önlemlerini yeterli biçimde yerine getirmeyenlere asla taviz vermediğini şahsen biliyorum.
Ve bu yönüyle takdir ediyorum.
Kandemir’in bundan sonraki mesaisini Adana’daki büyük oteller, çok katlı ve bloklu apartman siteleri ile ve devasa iş merkezlerine yönelteceğini duydum,
Gerçekten buralar patlamaya hazır bir bomba…
Bolu örneğini bir daha yaşamayalım.
Tıpkı Adana’da olduğu gibi mersin ve Hatay’da da aynı kararlılığı belediyelerden bekliyoruz.
Özellikle Mersin’de yüksek katlı gökdelenler ve deniz kenarında devasa tatil siteleri var.
Her biri 15’er, 18’er katlı kimisi 2 bign kimisi 3 bin konutluk bu sitelerde Allah korusun bir facia yaşanması durumunda ortaya çıkan can yakıcı rakamlar
Bolunun kat kat üzerinde olur.
Bunun altından da kimse kalkamaz.
Bu nedenle Bolu bize ders olsun diyorum.
Adana ve Mersin’den yola çıkarak bütün Türkiye’ye, su konuda idari mekanizmayı yönetenlere sesleniyorum.
Ne olur, siyasi parti farkını ayrılığı ayrılığı ortadan kaldıralım ve bir daha Bolu gibi faciaların yaşanmaması için el birliği içinde tüm önlemleri alalım.
Uymayanları uyaralım.
Buna rağmen uygulamayanlara da öyle bir ceza uygulamayım ki, (teşbihte hata olmaz misali) şamarın sesi sesi taa Bağdat’tan duyulsun.
Herkes kendine çeki düzen versin.
Bilmem anlatabiliyor muyum?