‘BUNUNLA BÖYLE YÜRÜYECEĞİZ...’
- 2018: Hem kendi tarihimizdeki hem de dünyadaki yönetim modellerini inceledik. İşte ‘biz bu modele Türkiye modeli diyoruz’ dedim, çok eleştiri aldım. Varsın alayım. Ama bunun bir markası olması lazım. Bu marka da Türkiye modeli. Bu sistem bizim 2023 hedeflerimize, 2053 ve 2071 vizyonlarına da katkı sağlayacak kendimize özgü bir sistemdir. Patenti bize ait. Bununla böyle yürüyeceğiz.
- 2019: Cumhurbaşkanı seçilmek için yüzde 50 sınırının koyulması rastgele bir tercih değildir. Gayet bilinçli ve vazgeçilmez bir kriterdir. Bu tartışmayı bir daha açılmamak üzere kapatıyoruz.
- 2023: 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçlarından biri de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin milletten yeniden güvenoyu almış olmasıdır.
Bahçeli, 2 yıl önce “Masum bir talep değildir” demişti
Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 50+1 koşulu ilk kez 10 Ağustos 2014’teki cumhurbaşkanlığı seçiminde uygulandı ve Recep Tayyip Erdoğan yüzde 51.79 oyla ilk turda cumhurbaşkanı seçildi. Ancak 2018’den itibaren sistemle ilgili tartışmalar başladı. AKP içinde sisteminin değişmesi yönündeki ilk çağrı 2019’da eski bakanlardan Faruk Çelik’ten geldi. MHP buna sıcak bakmayınca, Çelik “Kişisel görüşümdü” dedi ve konu rafa kaldırıldı.
O dönem Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum da ‘50+1’i tartışmaya açmanın halkın iradesine saldırı olduğunu iddia ederek, “Halkın, Hükümeti kapsayıcı bir oyla seçmesinden rahatsız olan odaklar halkın iradesinin parçalanması ve Türkiye’yi rahatça kontrol etme hevesi içindeler. Buna asla güçleri yetmez” dedi. Aynı tartışma 2021’de yeniden gündeme geldiğinde MHP lideri Devlet Bahçeli açıktan tavır koydu: “Bu konuyu tartışmaya açmak yönetim sistemine karşı güvensizliği körükleyecektir. Bu masum bir talep değildir. Bundan geri adım atma anlamına gelen yüzde 40+1 başkalarının değirmenine su taşımaktır.”
Bu Erdoğan’ın oyunu oyuna gelmemek lazım
- CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak: İktidarın seçim ittifaklarının ve yüzde 50+1 koşulunun yanlış olduğunu 6 yıl sonra fark edip kaldırmayı gündeme getirmesi ve bunu yine yeni anayasa değişikliğine bağlaması bir senaryodur. Otokrat tek adam yönetimini Mısır ve Suriye’deki gibi göstermelik bir seçim, mühürsüz zarf ve sandık oyunlarıyla meşrulaştırıp, en çok oy alanın seçileceği bir sisteme bağlama hevesine, Millet ve iradesiyle seçtiği TBMM, geçit vermeyecektir.
- Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal: Erdoğan kaybetmeye başladığında ‘50+1’ dengesini sağlayacak bir ‘ortak’ ihdas etti kendine. Şimdi o ‘ortak’ da yetmiyor. ‘50+1’ formülünü değiştirmeye, mevcut yükleri atmasına yardım edecek yeni bir ‘ortak’ arıyor. Kimse “muhalefet bu formül değişsin diyordu” demesin. Biz, en azından kendi adımıza bu formülü de içine alan keyfi, hukuk tanımaz, temsilde adaleti iğdiş eden sistemi top yekün değiştirmekten bahsetmiştik.
- CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan: Tayyip Erdoğan, bu tartışmayı planlı olarak başlatıyor. Ama MHP’yi hedef aldığını düşünmüyorum. Çünkü Cumhur İttifakı partileri her noktada birlikte hareket ediyor, üstelik Anayasa değişikliği için Erdoğan’ın MHP’ye ihtiyacı var. Erdoğan, kendisinden sonra gelecek cumhurbaşkanı adayının önünü açmak istiyor olabilir. Ancak bunca yetkiyi elinde tutan cumhurbaşkanının yüzde 30’la seçilmesi, meşruiyet tartışması yaratabilir.
Siyasetin üzerinde sallanan Demokles’in kılıcına dönüştü
AKP Genel Sekreteri Fatih Şahin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada sistemin değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Şahin’in konuyla ilgili açıklamaları şöyle:
- Bu düzenlemenin yürürlüğe girmesinden bugüne, bu şartın siyaset kurumu ve millet iradesi üzerinde bir baskı unsuru haline geldiğini, siyasetin doğal mecrasını tahrip ettiğini, parçalı ve istikrarsızlığa gebe bir tablo oluşturduğunu gözler önüne sermiştir.
- En çok oyu alan adayın seçilmesi, seçim yarışının daha rekabetçi, organik, baskılardan ve sunilikten uzak gerçekleşmesini sağlayacakktır. Siyaseti ve şeffaflığı değil, siyasetsizliği ve kapalı kapılar ardında yürütülen gizli ve karanlık pazarlıkları seçenler, ‘salt çoğunluk/50+1’ şartını sistemin ve siyaset kurumunun üzerinde sallanıp duran Demokles’in kılıcına dönüştürmüşlerdir. Meselenin anayasal düzlemde gözden geçirilmesi kaçınılmazdır.