4 Mayıs gününün manzarasını hatırlayarak başlayalım. 

Ekrem İmamoğlu tutuklandıktan sonra haftada birkaç miting yapan CHP’nin adresi genel itibarıyla Saraçhane idi. 

CHP lideri Özgür Özel’in “Sokaktan çekilmemizi istiyorlar” diyerek kendisine dek ulaşan tehditleri görünür kıldığı bir dönemdi.

Böylesi bir atmosferde oldu her şey. 

Çözüm sürecinin ortasında, sürecin emanet edildiği Sırrı Süreyya Önder’in ölüm haberi ve Atatürk Kültür Merkezi’nden törenle uğurlandığı anlar...

O törene dair, “Birleştirici olacak” yorumları yapılıyor ve doğrusu o saate kadar da aksi bir durum görünmüyordu. 

Derken saldırı geldi...

Planlı, zaman ayarlı ve hedef odaklı. 

Engellenemedi, gerçekleşti. 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Atatürk Kültür Merkezi’nden çıkarken Selçuk Tengioğlu’nun yumruklu saldırısına uğradı. Saldırgan, “kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten yaralama” suçundan tutuklandı. 

İçişleri Bakanlığı saldırganın 66 yaşında olduğunu, müebbet hapis cezasına çarptırıldıktan sonra 2020’de şartlı tahliye ile serbest bırakıldığını açıkladı.

Saldırgan Tengioğlu 2004 yılında iki çocuğunu öldürüp ikisini yaralmış, hırsızlık ve tehdit suçlarından da kaydı olmasına karşın yüksek hoşgörü ile aftan yararlanabilmişti. 

Saldırının “Sokaktan çekil” mesajı vermek için “planlı” yapıldığını söyleyen Özel, “Bir santim eğilmeyiz, bir adım geri atmayız” demişti. 

CHP, olayın tüm yönleriyle araştırılması, güvenlik zafiyetinin olup olmadığının irdelenmesi, saldıranın arkasındaki olası yönlendirme ve organizasyonların ortaya çıkarılması, benzer saldırıların önlenmesi için gerekli tedbirlerin belirlenmesi hedefiyle araştırma komisyonu kurulmasını istedi. Meclis araştırma önergesi AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi.

Sonradan Tengioğlu’nun yılbaşında İBB’ye geldiği ve koğuş arkadaşlarının İmamoğlu’na suikast düzenleyeceğini ihbar ettiği de ortaya çıktı.

Geldik finale...

Hakim, saldırgan Tengioğlu’nun 12 ay hapisle cezalandırılmasına karar verdi ve yattığı süreyi göz önünde bulundurarak tahliye etti. 

Ve başlık...

Yunanca kökenine bakılırsa, anatomi etimolojik olarak “açıp kesmek” anlamından türemiş. 

Saldırının detaylarını “açıp kestim”, anatomik takdirinize.

KÖŞENİN GÖZÜ

Saldırıdan haftalar sonra...

Adres: Düzce. 

Tarih: 31 Mayıs. 

CHP lideri, arka arkaya asılsız ihbarlar ve mitingin iptal olacağı iddialarına karşı karşısındaki büyük kalabalığa şunları söylemişti:

“Bana diyor ki, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanına, ‘Meydanlardan çekil, sokaktan çekil, partine git, orada otur. Sokağa çıkarsan, meydana çıkarsan, mücadele edersen seni de yerinden ederim’. Buradan, bu tehdidi yapanlara, sokaktayız diye evlat katillerini üstümüze salanlara, bugün bile bu meydanda saldırı olacak diye, sırf katılımı düşürmek için sırf Düzce ile kucaklaşmamızı gölgelemek için sahte ihbarlar yapanlara, huzuru bozanlara diyorum ki; Ben iki emekli öğretmenin oğluyum. Yatılı okulda büyümüş, boğazından geçen her lokma ya devletin anama, babama verdiği maaşla ya karavanadan çıkanla olmuş. Bu çocuk, normalde bu kadar koca koca adamların tehditlerinden belki korkardı, eğer oturduğu koltuk Gazi Mustafa Kemal’in koltuğu olmayaydı”

KÖŞENİN SÖZÜ

“Yıkılmayan ağacın yeri belli olmaz.” - Sami Zan, Anatomi profesörü.