Sadece kimlik kartlarını göstererek; Belçika’dan Fransa’ya, Malta’dan Polonya’ya seyahat edebiliyorlar.
Çat kapı!
Gidip geliyorlar.
Avrupa Birliği üyesi 27 ayrı ülke insanı; sokak süpüren çöpçüden ordu yöneten generale sınırları pasaportsuz, vizesiz geçiyorlar.
Adına “Schengen” dediler.
★★★
14 yıl önce de Suriye’nin o günkü lideri Esad ile Türkiye’nin başbakanı Erdoğan, ailece görüşüyordu. İki ülke bir elmanın iki yarısı olmuştu. Ordular sınırda birlikte tatbikat yapıyor, ortak bakanlar kurulu oluşturma fikri ortaya atılıyor, Asi Nehri üzerine ortaklaşa bir baraj inşa etme ile Mardin Nusaybin ilçesi ile Suriye’nin El- Kamışlı kasabası arasına ortak bir lokomotif fabrikası kurma, malların serbest dolaşımı, Avrupa benzeri projeler konuşuluyordu.
★★★
Avrupa başarmış!
Bizim neyimiz eksik!
İki lider, Avrupa’nın ‘Schengen’i var bizim de ‘Şamgen’imiz olmalı dediler. Türkiye, Suriye, Ürdün, Lübnan arasında ‘vize alamadan seyahat edilebilecek’ proje geliştirdiler.
Adı ‘Şamgen’ konuldu.
★★★
Araya ABD girdi!
Erdoğan ile Esad bozuştu; Türkiye derin ekonomik krize girdi, Suriye içine patladı.
Bütün projeler çöp oldu.
Şamgen fikri de çöktü!
★★★
14 yıl süren iç savaş; Rusya ile İran, Esad yönetiminin arkasından aniden çekilince 12 gün içinde bitti. HTŞ, tek kuruşun atmadan ve Suriye Ordusu’ndan tek kurşun yemeden Şam’a geldi, Esad Moskova’ya sığındı, sarayına yeni lider Colani oturdu.
Bir hava doğdu.
Bizim Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı, MİT Başkanı, algı mimarları Suriye’de Saray’ın sahip değiştirmesine, Colani’nin sarığı atıp kravat takmasına “Devrim” dediler.
★★★
Devrim deyince; Suriye halkı devrimci kadrolarını ve onların düşünce liderlerini yetiştirdi; devrim yapma düşüncesine geldi, eyleme geçti, devrimi yaptı anlamı çıkıyor.
Devrim varsa!
Bir sözü.
Söylemi
İlkeleri olmalı.
Her devrimin kendine özgü koşulları, hazırlayıcıları, önderleri, ilkeleri ve söylemleri var.
★★★
Örneğin Türk devrimi!
1919’da Türkler, emperyalist işgale karşı başkaldırdıklarında söylemleri vardı: “Ya İstiklal Ya Ölüm”, “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” diyorlardı. Devrimi başardılar; sözün gereğini yaptılar.
Padişahlık gitti.
Ümmet, Millet oldu.
Hakimiyet halka geçti.
Cumhuriyet kuruldu.
★★★
Fransız Devrimi!
Voltaire, Rousseau, Diderot, Montesquie gibi düşünürleri yol göstericilik yaptılar, yeni zenginleşen burjuva sınıfı öncülüğünde halk ayaklandı, Fransız devrimini yaptılar. Söylemleri; “Özgürlük-Eşitlik-Kardeşlik-Güçler Ayrılığı-Yurttaş Hakları” bütün dünyayı etkiledi.
Krallık gitti.
Güçler ayrılığı geldi.
Cumhuriyet doğdu.
★★★
Örneğin Rus Devrimi:
Plehanov, Bakunin, Bogdanov, Lenin,Torçki, Stalin gibi önderleri Rusya’da; işçileri, köylüleri Çarlık monarşi düzenine karşı devrim yapmaya hazırladılar. Ordu da onlara katıldı, 1917 sosyalist devrimi gerçekleşti. Söylemleri; “Emek en yüce değerdir. Özel mülkiyet hırsızlıktır. Zengin ile yoksul arasındaki eşitsizliğin kökü kazınmalıdır. Tüm milletlere adalet, özgürlük, güven” bütün dünyada etkili oldu.
Rusya’da çarlık yıkıldı.
Sosyalizm iktidar oldu.
★★★
Örneğin Çin’de Mao’nun önderliğinde Çin devrimi, İran’da Humeyni’nin önderliğinde İslam Devrimi, Hindistan’da Gandi’nin önderliğinde Bağımsızlık Devrimi sırasında olduğu gibi bütün devrimlerin hazırlayıcı, yol gösterici kadroları, bütün dünyaya açıkladıkları ilkeler ile söylemleri vardı.
★★★
Suriye’de devrim oldu; güzel günlerin şafağı söküyor diyorlar. Bu devrimin sözü, söylemi, ilkeleri var mı?
Nedir?
Varsa niçin gizleniyor?
Suriye’de devrimin öncüsü Allah!
AKP’den iki dönem milletvekilliği yapmış bir politikacı olan Yasin Aktay, Suriye’ye gitmiş duyduklarını, gördüklerini, gözlemlerini geniş geniş bütün ayrıntılarla yazdı. Özetleyerek aktarıyorum: “Esad’ı deviren HTŞ ordusunda komutanlarla da konuştum. ‘Hızla gerçekleşen devrimin sırları ne diye’ komutalardan birine sordum. ‘Hiç öyle birilerinin dediği gibi uluslararası uzlaşma varmış, birileri bizim (HTŞ’nin) arkasındaymış falan bunların hepsi gülünç’ dedikten sonra ‘Yüce Allah, 14 silahlı grup olarak biz birbirimizle kavga ederken Şam’ı fetih etmeyi nasip etmedi. Yüce Allah, bize İdlib’de küçük bir devlet idare etmeyi ve devlet fıkhını ortaya koymayı nasip etti.… Yüce Allah, Esed’in bütün ortaklarıyla aralarındaki güven ilişkisini bozdu. Son olarak yüce Allah, Esed’in normalde aşırı ve herkese karşı bilinen pragmatizmini bir tek kişiye karşı körleştirdi. O bir tek kişi Erdoğan’dı. Eğer Esed, Erdoğan’ın çağırısına kulak verseydi, muhtemelen biz devrimciler böyle bir devrimi yapmaya girişemezdik. Yüce Allah bizi tam 14 yıl eğitti ve fethi öyle nasip etti.”