Sevgili okurlarım, Türkiye’de çok ilginç olaylara tanık oluyoruz. Böylesi bugüne kadar hiç görülmedi.
Elindeki yargı gücünü sonuna kadar kullanan iktidar partisinin yarattığı baskı ortamı artı Saray sofraları!
Sevgili okurlarım, Ramazan ayı başlamak üzere... Ve Türkiye’de dünyanın hiçbir Müslüman ülkesinde yaşanmayan olaylara tanık olmaya şimdiden hazırlanalım.
Ramazan zamları!
Her mal ve hizmetin fiyatı yeniden artışa geçecek. Süreç başladı bile.
Dün 20’ye aldığımızın fiyatı şimdi bir bakıyoruz ki 30 olmuş.
Neden, niçin belli değil.
Başımızda 23 yıldan beri aynı iktidar var... Ve bu iktidarın bu konuda hiçbir önlem alması mümkün olmuyor...
Çünkü Saray’da ikamet eden efendilerimizin aklına milyonlarca insanımızın durumu hiç mi hiç gelmiyor.
Ya da gelse bile ellerinden bir şey gelmiyor!
Onların rahatı yerinde.
★★★
Ramazan ayının en önemli simgelerinden biri olan Ramazan pidesinin yeni fiyatı bazı illerde 30 lira olmuş.
İki lokmalık simit bazı yerlerde 25 lira.
Türk toplumunun karnını doyuran en önemli besin kaynağımız ekmeğin fiyatı zaten uçtu gidiyor.
Hükümetin bu konuda yaptığı veya yapabileceği tek şey ceza kesmek!
Şu veya bu gerekçeyle marketler dahil tüm işletmelere milyon liralık cezalar kesiliyor ama kim takar cezaları!
Herkes yine bildiğini okuyor.
★★★
Bizim Saray’da verilen görkemli davetleri bazen televizyon ekranlarında görüyoruz...
Salonda yuvarlak masalara oturtulmuş yüzlerce konuk.
Recep Tayyip’in konukları.
Yemek çağrısı yapıldığı anda yüzlerce garson mutfak bölümünden ellerinde tabaklar ve tepsilerle salona dahil oluyor.
Örnek giysili, papyon kravatlı garsonlar...
Saymak mümkün değil ama sayıları herhalde 100’den fazla.
★★★
Bu davetlerin amacı belli...
Davet Recep Tayyip’ten olduğuna göre ona yeni bir propaganda fırsatı sunmak.
Yemek öncesinde önce beyefendi kürsüye gelip alkışlar arasında bir propaganda konuşmasını elindeki yazılı metinden okuyor!
Yemek servisi onun konuşması bitince başlıyor.
Yemekler gerçekten muhteşem, tatlısı tuzlusu dahil her şey var.
Yüzlerce konuğun böylesine görkemli bir biçimde ağırlanması gerçekten tecrübe ister. Demek ki bizim Saray’da her şey dört dörtlük.
Mekanizma tıkır tıkır çalışıyor!
★★★
Ramazan bir süre sonra başlayınca bu Saray sofraları daha sık düzenlenecek...
Devletin ve milletin parası nasıl olsa bol.
Siz bakmayın o palavralara, yok efendim savurganlık yapılıyormuş da, bu kadarı ayıp kaçıyormuş falan da!..
Emekli sürünüyormuş, asgari ücretle geçinmek çok zor oluyormuş, bütçe açığı şu anda bile yüzlerce milyara dayanmış falan filan diyenlere inanmayın...
Bu gibi konularda önemli olan Saray erkânını mutlu edebilmektir!..
Ve onlar mutlu.
★★★
Bu olanları utanarak izledikçe aklıma Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer geliyor...
O da gelmiş geçmiş bütün cumhurbaşkanları gibi Çankaya Köşkü’nün mütevazı ortamında yaşardı.
Yanılmıyorsam oğlu evlenecekti.
Tören Çankaya’da yapılacaktı...
Ve Sezer ilgili birimlere talimat verdi:
“Gecenin elektrik faturası ve ikramlar dahil düğün gecesi yapılacak bütün harcamalar tarafımdan karşılanacak, fatura devlete yıkılmayacaktır...”
Ve aynen öyle oldu.
★★★
Atatürk bazı geceler Çankaya’da yakın dostlarına içkili yemek davetleri verir ve bütün harcamaları kendi cebinden karşılardı.
O sofraların harcamalarını devletten değil, kendi cebinden karşılardı.
Üstelik o sofralarda sabaha kadar memleket meseleleri tartışılırdı.
Görgüsüzlük, yandaşları ve yalakaları ağırlamak gibi durumlar olmazdı.
★★★
Sevgili okurlarım, yazıya Ramazan ayından başladık ve nerelerden nerelere geldik...
Son durağımız Recep Tayyip’in Sarayı oldu!
Bu Saray Türkiye’ye getirdikleri acayip ve akıl almaz sisteminin bir utanç anıtıdır.
Memleket nüfusunun yarıdan fazlası yeterince beslenemezken, zamları altında ezilirken, bizim Saray ışıklar içerisinde, vur patlasın çal oynasın yaşamını sürdürüyor.
Devletin ve milletin paraları har vurup harman savruluyor.
Denetim yok, hesap soran hiç yok!
Bu gidiş nereye kadar!