Sayıştay, denetlediği kamu kurumlarının 2023 yılı raporlarını yayımladı. Belediyeler ve bağlı kuruluşlarının raporları da yakında yayınlanacak. İlginçtir, raporlar gerek hacim, gerek içerik olarak zayıfladı. Devasa bütçeli birçok kurumun raporları “Boş rapor” olarak çıktı. Milyonlarca lira kamu kaynağı kullanan bu kurumların tek bir hatasına bile rastlanmadı! 

Adına denetim yaptığı TBMM ve kamuoyunun Sayıştay’dan beklentisi yüksek. Başkan değişikliğinden sonra Sayıştay’ın denetimden sorumlu Başkan Yardımcısı değiştirildi. Önceki Başkan Yardımcısı Yücel Turhan denetime yapılan müdahaleler nedeni ile Başkanla zaman içinde anlaşmazlık yaşamaya başladı. Başkan yardımcısı bu durumun sürdürülemez olduğunu görerek görevi bırakmıştı. Başkan, yeni yardımcı tercihini geçmişte AKP Keçiören Belediye Başkanlığına aday olan ve siyasi iradesini alenileştiren Sayıştay üyesi Ahmet Tezcan’dan yana kullandı. Görev alanı, ‘Sayıştay’ın denetim görevinden sorumlu’luk olarak belirlendi.

YARGI YETKİSİNE MÜDAHALE

 Böylece bir engel aşılmış ve yönetim kadrosu Sayıştay’ı iktidarın arzusuna paralel şekilde yönetmeye başlamıştı. Geminin kaptanları, Anayasal ve yasal nedenlerle rotayı istedikleri yöne tam olarak çeviremese de 162 yıllık yargı kurumunun işleyişini ve işlevini değiştirmeye başladı. O zaman bunlara bir göz atalım.

 Bozulan örgütsel yapı: Anayasal yargı kurumunu işlevsiz kılmanın ilk adımı bağımsız ve tarafsız hareket etme yetisini işlevsizleştirmektir. Başkan Metin Yener, adeta kendini Bakan gibi donatıp her işlevine müdahil olmayı tercih etti. Oysa, yüksek yargı organları başkanlarının yetkileri, bağımsız ve tarafsızlık gereği sınırlı yetkilerdir. Nasıl ki Yargıtay ve Danıştay Başkanları kurumlarının asli işlevi olan yargı yetkisine hukuken müdahale edemezse, Sayıştay Başkanı da Sayıştay‘ın denetim ve yargı yetkisine müdahale etmemelidir ve edemez. Ancak, başkan tek adam olmaya yönelik yetki kullanmaya yöneldi.

RAPORLAR SANSÜRE UĞRUYOR

Denetim üzerinde baskı: Başkan, kendisinin atadığı Bölüm ve Grup Başkanlarının yetkilerini artırarak denetim ekipleri üzerinde baskı oluşturma ve müdahil olma yolunu açtı. Sayıştay’ın denetimini düzenleyen kanun ve yönetmeliklere aykırı yetkiler kullanılmaya başlandı. Bu yolla denetçilerin çok önemli tespitleri hukuksuz şekilde Grup ya da Bölüm Başkanlarının müdahalesi ile sansüre uğradı ve uğruyor. İktidarı rahatsız edecek tespitler tek tek cımbızla ayıklanıyor.

Kıdem ve liyakat yerine ‘benim adamım’: Son birkaç yıl içinde Sayıştay’ın en önemli geleneklerinden biri olan “Üstat”lık büyük darbe yedi. Kıdemsiz kişiler kendinden 10-15 yıl kıdemli denetçilerin amiri konumuna getiriliyor. Bu, yönetsel yapıyı güçleştirdiği gibi iç barışı da bozuyor. Bir iki yıllık denetçiler Denetim Ekip Başkanı yapılıyor ve bunlara çok büyük kurumların denetim sorumluluğu veriliyor.

İKİ YILDA ÜÇ RAPOR BİLDİRİLDİ

Denetçilere soruşturma kıskaçları: Denetçiler hakkında açılan disiplin ve ceza soruşturmaları yükselişe geçti. Çoğu sonuçsuz kalsa da bu uygulamalar Denetim üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor.

Yargının çırpınışı: Sayıştay eskisine oranla gittikçe azalan miktarda yargı raporu üretir hale geldi. Bu daha az kamu zararı bulunması anlamına geliyor. Kendi istatistikleri de bu durumu doğruluyor.

Tertemiz bir kamu: Denetimlerinin etkinliği için konusu suç oluşturan eylem ve işlemlerin Sayıştay’ca savcılıklara iletilmesi gerekir. Bu kamu zararı bulma yanında suçluların cezalandırılması ve yolsuzlukla mücadelenin en önemli göstergesidir. Kendi yayınladığı faaliyet raporlarına baktığımızda tablo vahim. Yüzlerce kamu kurumunu denetleyen Sayıştay 2022 yılında bir, 2023 yılında ise iki adet konuyu savcılığa suç duyurusu olarak taşımış. 

BOŞ KONULAR, BOŞ RAPORLAR

■ Boş konular: Denetim raporları asli konular yerine basit muhasebe bulguları ile dolmaya ve tekrarlanmaya başladı. Bu durum TBMM adına denetim yapan kuruma yakışmıyor, kamuoyunun beklentisi karşılanamıyor.

■  Boş Raporlar: Birçok önemli kuruluşun raporları boş. Cumhurbaşkanlığı ve bağlı ofislerine ilişkin, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildiği 2018 yılından bugüne kadar yayınlanan yıllık raporların hiçbirinde tek bir tespit ve bulgu yok.

 Demokrasimizin teminatlarından birisi olan bu yüce kurum, yolsuzlukla mücadeledeki yerini, kapasitesini gittikçe kaybediyor, milletten kopuyor. TBMM adına denetim yapan bu kurumdaki gelişmelerden muhalefetin de haberi yok. Sayıştay’ı sadece uzaktan seyrediyorlar.