Şehit cenazelerinin kaldırıldığı gün; namaz kılmaya gelmiş muhalefet partisi liderini yuhalayıp ıslıklamaya koştular. Şehit çelengine saldırıp parçaladılar.

Sayıları fazla değil.

Bağırtıları yüksek.

Bu tür insanları; mutlaka “zamanlama ustası olmuş” siyaset adamları ve örgütleri yönlendirmiş olmalı.

Şehit çelengine saldırı!

Şehide saldırıdır.

Akılsızlık.

İzansızlık.

Hasta zihin.

Vatansızlık.

Bölücülük.

★★★

Oysa 85 milyon Türk vatandaşı, eli kanlı teröre karşı omuz omuza durdu. Şehitlere dualar edildi. Bütün Türkiye Türk bayrağı altında saygı duruşuna koştu.

Millet ayağa kalktı.

Ortak acısını yaşadı.

Camilerde dua vardı.

Böyle bir ortamda sayıları; üç- beş- on- yüz kaç kişilerse; akılsız, izansız ve dolasıyla hasta zihinli insanlar; şehit cenazesine gelmiş muhalefet partisi liderine saldırmaya kalktılar.

★★★

Vatanın birliği, bütünlüğü, dirliği için Kurtuluş Savaşı’nda emperyalizme karşı kahramanca direnmiş Gaziantep gibi bir şehirde bile şehit çelengini parçalayıp gösteri yaptılar. Çelenge saldıran kişinin “şehit cenazesi üzerinden düşmanlık üretmeye kalkışan” bir siyasetçi olduğu anında ortaya çıktı.

Milliyetçilik birleştiricidir. Bu magandalık.

Maganda milliyetçiliği.

★★★

Her attığımız adıma, her söylediğimiz söze, her gittiğimiz yere, her tavır sergilediğimiz olaya, olacaklara; “Türkiye’nin bütünlüğü, bağımsızlığı, halkın birliği, beraberliği, ortak vatan, yasalar önünde eşit vatandaşlar, kalkınmış, gelişmiş ülke” zaviyesinden bakmak zorunda olduğumuz günlere geldik dayandık.

Böyle bir durumda!

Şehit üzerinden ayrım.

Şehit üzerinden saldırı.

Şehit üzerinden bölünme.

Bu akılsızlık, izansızlık.

Şehitlerin geldiği gün parti kongresinde; “Kürt sorunu devam ettikçe Tekirdağlı da Trabzonlu da rahat olmayacak” diye tehdit savurmak da kötü niyet.

O da hasta zihin.

Açıkça bölücülük.

O da!

Maganda milliyetçilik.

★★★

Birleştirici milliyetçiliğe en çok ihtiyacımız olan günlerden geçmekteyiz. Cumhuriyet 100 yaşını doldurdu. 100 yıl boyunca gördük öğrendik: NATO üyesi müttefikimiz ABD, PKK, PYD, YPG’ yi arkalıyor, koruyup, eğitip, donatıp kullanıyor. Türk Ordusu’nun insansız hava aracını (İHA) düşürdü. ABD Başkanı Biden’ in imzaladığı bir kararnamede; “Türkiye Cumhuriyeti, ABD dış politikası için olağanüstü ve olağandışı bir tehdittir” ifadesi geçti. Rusya da ABD ile aynı noktada; YPG’ye “terör örgütü” demiyor. Avrupa Birliği ise Türkiye’ye karşı ekonomik konuları da (söz gelimi Gümrük Birliği) yaptırım aracı olarak kullanmayı deniyor. Kuzeyimizdeki Rusya- Ukrayna savaşı, güneyimizdeki İsrail- Filistin savaşı, bölgeselleşme ve hatta küreselleşme riski taşıyor.

Böyle bir durumda!

Bütün komşularımızla “dostluk paktları” yapmış olmalıydık. Değiliz. İktidar, Suriye’yi bölmek isteyenlerin oyununa geldi, hatasından dönmek yerine küresel güçlerin hesap oyunlarına teslim oldu. Bugün; “ordumuz iyi yönetiliyor mu” diye sorgulamak, ekonomi “neden havlu atma noktasına geldi” diye sormak, sorgulamak sağlıktır.

★★★

Şehit üzerinden ayrım.

Şehit üzerinden bölünme.

Şehit üzerinden siyaset.

Şehit çelengine saldırı.

Akılsızlık.

İzansızlık.

Hasta zihin.

Vatansızlık.

Bölücülük.

Seçim yaklaştı halka rüşvet paketi bu kez 3 ayaklı açıklandı!

Seçim kampanyası; “halka verilecek rüşvet pastasının büyük olacağı müjdesi” ile açıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da 3 ayaktan oluşan “kentsel dönüşüm programını” resmen başlattı. Bu programa göre evini dönüştürüp depreme karşı dayansın diye yeniden yaptıracak olan kat sahibi ya da ev sahibi, 1.5 milyon TL’yi bulan devlet desteği alacak. Bu paranın 100.000 TL’si ev kirası, 800.000 TL’si hibe, 700.000 TL’si uygun koşullarda kredi olarak verilecek. Ben size “evinizi yenileme bedelinin yarısını vereyim, siz bana oyunuzun tamamını” verin. 22 yıldır ülkeyi yönetiyorlar; depreme dayanıklı kentler kurmanın titiz dikkatini uygulamak yerine her seçimde “imar afları çıkararak” bu günün; “dönüşüm için devlet rüşvetine muhtaç kentlerini” yarattılar. İmar affı; kente karşı savaş yapanları affetme rüşvetiydi.