Şirketlere batma yasağı devam ediyor. Zaten isteyen hiç batmıyor. Nitekim ilgili düzenlemeyi 1 Ocak 2025 tarihine kadar uzattılar... Batmak için mucize gerekiyor.
Hikaye ne?
Sermaye kaybı veya borca batık olma durumuna ilişkin yapılan hesaplamalarda, henüz ifa edilmemiş yabancı para cinsi yükümlülüklerden doğan kur farkı zararları sayılmayacak.
Yani dolar borcun var ama bilançoda borcu aldığın kurdan hesapla... Her gün rekor kırması kimin umurunda?
★★★
Ayrıca 2020 ve 2021 yıllarında tahakkuk eden kiralamalardan kaynaklanan giderler, amortismanlar ve personel giderlerinin toplamının yarısını dikkate almayabilecekler.
Hadi seni bunlar da kurtarmadı bilanço bir türlü kıçını kurtarmadı diyelim. “Benim marka değerim 10 milyon lira” yazıp hop bilançoya koyuyorsun. Bir anda pırıl pırıl parlıyor sayılar öz kaynak kısmında... Kim değerlemiş? Neye göre fiyat biçmiş? Bak o yok!
Uluslararası muhasebe ve raporlama standartlarına tamamen aykırı... Olur o kadar... Ne yapsın şirket batsın mı?
★★★
İşin enteresan ve matematik ile açıklanamayacak tarafı takipteki kredi dediğimiz sorunlu krediler kalemindeki ilginçlikler...
İşlerin dönmediği, satış yapılamayan, para kazanılamayan, döviz fiyatlarının rekor kırdığı, faizin zıvanadan çıktığı bir ortamda sorunlu krediler artmıyor. Hadi len! Birileri bizi fena yiyor.
Kimse reel sektörün vade ve tahsilat sorunlarıyla boğuştuğu gerçeğini görmezden gelemez. Nitekim tüketici de tıkandı. Gelir artmıyor, tasarruf birikmiyor. Bütün sorunlar ortada duruyor.
★★★
Şirketlere kim kredi veriyor? Bankalar... Peki açıkladıkları batık oranları ne kadar gerçeği yansıtıyor?
Önümüzdeki dönemde Türkiye ekonomisinin en büyük derdi hiç şüphesiz verilmiş, verilen, verilecek kredilerin ödenememesi... Halının altında yer kalmadı, sorun süpürülemeyecek hale geldi.
Hele mevcut faiz oranlarıyla bir şirketin yüklü kredi kullanması en fazla günü idare etme çabası...
★★★
O zaman faizleri neden artırıyorlar? Zamanında yediğin hurmalar günü gelir fena tırmalar... Nitekim reel faize geçmeyen bir ekonomide istikrar sağlanamaz, sular durulmaz.
Verilen faiz oranı enflasyon oranını geçecek ki insancılar tasarruf yapabilsin. Yüzde 62’de olan enflasyon haziran ayına kadar artmaya devam edecek. Bankalar kaçtan mevduat toplayıp, ne kadar kar koyup kredi verecek?
★★★
Bankaların ellerini rahatlatmak adına kararlar alınıyor ama çok zor valla...
Kredi verilmezse ne olacak? Ekonominin gazı kesileceği için piyasalar asfalttan, mıcır yola geçmiş gibi savrulacak. Bir anda freni köklenmiş tır gibi olacak. Vergi gelirleri dramatik bir hızla gerileyecek. Gelir azalınca açık artacak.
İş insanları Mehmet Şimşek’in altını oymaya başladılar bile... Yakında yanlarına çekerler bir iki danışmanı da... Bir bakmışsınız, “Sağlık sorunlarım nedeniyle görevden affımın kabul edilmesine...”