VERİLER UYUŞMUYOR
- Ülkemizde son bina sayımı 2000 yılına ait olup sonrasında ilgili veriler ruhsat bilgileri üzerinden oluşturulmuştur. Ülkemizde yapı ve bağımsız bölüm sayılarına ilişkin istatistiki bilgiler birbiriyle tam olarak örtüşmemektedir.
- Yapıların mevcut durumlarına ilişkin olarak kat, bağımsız bölüm, yapı sınıfı, yapı malzemesi ve taşıyıcı sistem bilgileri gibi başlıklarda detaylı dökümlerin netleştirilmesi deprem riski değerlendirme çalışmaları açısından elzemdir.
- Zemin özelliklerinin detaylı çalışılarak yönetmeliklerin güncellenmesi gerekliliği devam etmektedir.
- Güncel yapı stoku verilerine dayalı olarak riskli yapıların tespiti deprem risk ve zararlarının azaltılması noktasında önemli öncelik alanı olarak ortaya çıkmaktadır.
- Yeni inşa edilecek binaların en güncel yönetmeliklerle belirlenen kalite standartlarına tam uyumlu olmasının sağlanması ve taşıyıcı sistem tasarımı ile inşasının sıkı denetime tabi tutularak gerçekleştirilmesi, deprem riski yüksek bina sayısının artması önlenebilecektir.
- Mevcut bina stokunun deprem risklerinin belirlenerek, bir plan ve program dahilinde azaltılması yönünde önlemler alınmasıdır. Bu kapsamda, riskli binaların değerlendirilmesine ve önceliklendirilmesine yönelik yöntemlerin geliştirilerek standart uygulama belirlenmesi gerekli.
Türkiye, 23 yıl arayla 7’den büyük üç depremle yıkıldı. İlki Gölcük merkezliydi. Kocaeli ağır hasar aldı. İkincisi peşpeşe vurdu. Pazarcık ve Elbistan merkezliydi. Hatay ağır hasar aldı. İki kentteki yıkım, 23 yıllık araya rağmen neredeyse birbirinin aynı oldu.ACİLEN YIKILMALI
- Güvensiz binaların belirlenmesi, yapı stokunun büyüklüğü göz önüne alınarak bölgesel ölçekte yürütülmeli.
- En riskli grupta yer alan binalar mümkün olduğunca hızlı şekilde yıkılarak yeniden yapılmalı, bu süreç belirli planlar dahilinde gerçekleştirilmeli, riskin azaltılmasında hayati önem arz etmektedir.