Mısır’a giderken uçağın kapısında “Rabia işareti” yaptı. Türkiye’ye özgü onu anlatan bir işaret bulup da Mısır’a “yenilenmiş olarak” gitseydi, ilham verici olacaktı.
Öncülük eden.
Örnek alınan.
İlham veren Türkiye!
İşareti Rabia!
Arap saçına döndü.
★★★
Mezhepler, dinler, aşiretler, milis güçler, etnik silahlı ayrılıkçılar, vekalet savaşı askerleri; say sırala bitmez. Bin parçaya bölünmüş Suriye’nin toparlanması için yeni bir pencere aralandıysa; pencerenin ışığı Türkiye kaynaklı olacak.
Yeni devir açıldı.
İşareti Rabia!
★★★
ABD’den Trump’ın, “Suriye’nin anahtarı Türkiye’nin elinde olacak... Erdoğan ile çok iyi anlaşıyorum. Akılı biri ve büyük askeri gücü var...” demesinin üzerinden 24 saat geçti Cumhurbaşkanı, “Türkiye, Türkiye’den büyüktür” diyerek “anahtar olduğunu” ilan etti. Zaten “Dünya beşten büyüktür” derken de Rabia işareti yapmıştı.
★★★
Rabia ilham olacaksa.
Suriyeliler Türkiye’yi niçin örnek alsın? Şam’da yönetimi ele geçiren HTŞ’nin lideri; “Bizim devrimimiz camilerden çıktı, Esad’ı devirdi, Esad’ı deviren askerlerim yağma yerine camiye koşup duaya durdu” dedi.
Yani!
İlham kaynağı var.
Camiyi gösteriyor.
★★★
Şöyle ya da böyle ABD ile Rusya gizlice anlaştı, Esad uçağa binip Moskova’ya kaçtı. HTŞ, 61 yıllık BAAS yönetimini silahlı gücüyle yıktı. Askeri başarısı var. Askeri başarı açısından Türkiye’den bir ilham almaya ihtiyacı yok ama “yıkılmış bir Suriye’yi yeniden ayağa kaldıracak bir ileri kalkınma ilhamına” muhtaç.
★★★
Camilerin önceliği.
Dinlerin kuralları.
Mezhep kanunları.
Etnik ideolojileri.
Aşiret emirleri.
Tarikat buyrukları.
Hepsi arka plana itilecek, hukukun üstünlüğüne dayalı, eşitlik, özgürlük, demokrasi, laik temelli; hak bilir, hukuk gözetir, yüksek çalışkanlık, yüksek ahlak, yüksek yaratıcılık hedefleyen bir anayasa yapmak öne geçecek.
★★★
“Türkiye, Türkiye’den büyükse” Suriye’de yaşayan ve Suriye’nin sahibi olan kardeşlerine; “Camiden devrim çıkarmaya çalıştınız. Sonunda Suriye yandı yıkıldı” demesi ve “birleştirici, bütünleştirici laik anayasa” önermesi gerekir.
Rabia işareti!
İlham verici olmadı!
Olsaydı; Arap baharının sonu yangınla- yıkımla- ölümle-ihanetle bitmez; Irak bölünmez, Libya bölünmez, Suriye de bölünmezdi.
★★★
Başta Şam olmak üzere Suriye’nin bütün şehirleri yıkıldı, ülkenin en iyi yetişmiş insanları yurtlarını bırakıp mülteci, sığınmacı oldular. Suriye’deki konutların yüzde 17.5’i, hastane ve sağlık tesislerinin yüzde 50’si, okulların yüzde 40’ı, elektrik altyapısının yüzde 70’i, yolların, köprülerin, limanların yüzde 80’i zarar gördü. Suriye’nin tarımı da sanayisi de hizmet sektörü de çökmüş durumda. Ülkenin yıllık toplam milli geliri 11 milyar doların altına indi.
★★★
Eldeki tablo buyken; “Suriye- Lübnan- Türkiye Ortak Haritası” yapacağız; “Doğu Akdeniz’den İran’a, Karadeniz’den Afrika’ya rol modeli olacağız” diyen iddialı beklentiler yükseltiliyor. Ve ABD’li Trump’da bu beklentilere; “Suriye’nin anahtarı Türkiye’nin elinde olacak...” diyerek gel gel cilveleri çekiyor. İki büyük komşumuz Rusya ile İran da bu cilveleşmeyi kem gözlerle izliyor.
★★★
Sınır çizgisi çizemesin, “çizdim” dersin arkanı dönersin; sınır çizgisi silinmiş bulursun.
Bunun adı bataklıktır.
Bataklığı kurutmaya gidersin, bataklığa saplanırsın, çıkmak istersin daha da batarsın.
Ben şüphelenirim.
Uyanık bir dikkatle izlemeyi öneririm: Bataklık bize doğru yola çıkmış geliyor olabilir.
Siz de şüphelenin!
Şüphe etmek sağlıktır.
Gelen mülteci! Giden Suriyeli!
Batılı ülkeler başta Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya Şam’daki yeni lider El Şara ile görüşebilme diplomasisi başlattılar. Ülkelerine gelmiş Suriyeli mültecileri “ne zaman, hangi yolla geri göndereceklerini” soruyorlar. Batılı her zaman hesapçı: Ülkelerine mülteci gelmiş iyi eğitimli Suriyelileri tutup yük olanları geri göndermeyi hedeflediler. Arapça söylersek Türkler, Suriyeli komşularına Ensar (yardım eden-yardımına koşan) oldu. Türkiye’nin de mutlaka Suriyeliler için bir dönüş planı olacak. Açıklanırsa öğreneceğiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 5 yıl önce resmi olarak açıkladığında; “Türkiye’nin sığınmacılara harcadığı para 40 milyar doları geçti” demişti.