Hepimiz tiyatro oyuncusu Erdal Beşikçioğlu’na kilitlenmiştik.
CHP’nin çarşamba günü yapılan MYK ve Parti Meclisi toplantıları sırasında sansasyon yaratan haber Beşikçioğlu’nun Ankara Etimesgut’tan CHP adayı yapılacağı bilgisiydi.
Sansasyon yaratması da normaldi.
★★★
Bunun iki nedeni vardı.
- Birincisi, Erdal Beşikçioğlu’nun (namı diğer Behzat Ç Amirim) mesleğinin zirvesinde ve son derece popüler bir isim olmasıydı. Kendisinin CHP’nin elinde dahi olmayan bir belediyeden aday olması şaşırtıcı bir bilgiydi.
- İkincisi ise Mansur Yavaş’ın uyarılarıydı.
Zira Ankara’da seçimi kazanmasına kesin gözüyle bakılan Mansur Yavaş’ın ilçelerle ilgili bir oyun planı vardı. Etimesgut ve Gölbaşı ilçelerine İYİ Parti tabanından oy alabilecek adayları koymak istiyordu. Yavaş’ın Etimesgut adayı Belediye iştiraki PORTAŞ’ın Genel Müdürü Mesut Özarslan’dı. Haliyle Beşikçioğlu’nun ismi gündeme geldiğinde Yavaş doğrudan itiraz etti. İYİ Parti’nin 14 Mayıs’ta Etimesgut’ta yüzde 15 oy aldığını, o oyların kazanılması için Özarslan’ın aday olması gerektiğini açık bir şekilde anlattı. Yavaş’a göre Etimesgut sonucu Büyükşehir sonucuna da yansıyacaktı. Üstelik, Belediye Meclisi’ndeki çoğunluğun kazanılması için Etimesgut ve Gölbaşı gibi ilçelerin alınması hayati öneme sahipti.
Yavaş CHP yöneticilerine bir de durumun ne kadar kritik olduğunu gösteren bir rapor sundu. Buna karşın CHP yönetimi Beşikçioğlu’nda ısrar etti.
Genel Başkan Özgür Özel, Parti Meclisi’ni bilgilendirirken Beşikçioğlu’nun ismini Ankara İl Başkanı’nın ve Etimesgut İlçe Başkanı’nın getirdiğini ve ikisinin de Beşikçioğlu’nun arkasında durduğunu söyledi. Etimesgut konusunu telafi etmek için Mansur Yavaş’ın Mamak, Polatlı ve Gölbbaşı’yla ilgili taleplerini kabul edeceklerini ima etti.
Yavaş konuyla ilgili açıklama yapmadı. Ancak durumdan duyduğu rahatsızlığı CHP yöneticilerine aktardı.
★★★
Etimesgut’ta yaşananlar Beşikçioğlu nedeniyle sansasyonel oldu ama CHP yönetiminin İstanbul dışındaki bütün büyükşehirlerde belirlediği adaylarda da büyükşehir adaylarının devre dışı kalması durumları yaşanıyor.
Örneğin Mersin’de açıklanan ilçe adaylarının tamamı büyükşehir adayıyla görüşülmeden belirlenmiş. Genel Başkan Özgür Özel’in en yakınındaki isimlerden Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır’ın Mersin Milletvekili olması ve aday belirleme sürecinde aktif rol alması bunun en önemli gerekçesi gibi görünüyor.
Aynı şekilde Adana’da ilçe belediye başkan adaylarının belirlenmesinde yine Özel’in yakın çevresindeki Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut’un etkisi büyük olmuş. Bulut’un Başarır’dan farkı ise bu işi büyükşehir adayı Zeydan Karalar ile diyalog halinde yapması.
Benzer bir durum Aydın’da da vardı. İlçe adayları konusunda büyükşehir adayı Özlem Çerçioğlu ile genel bir mutabakat olsa da Nazilli adayı, Aydınlılar için sürpriz oldu.
Aday olarak belirlenen Dr. Gamze Yolcu daha önce de 6. sıradan milletvekili adayı olmuştu. Yapılan anketlerde ilk sıralarda yer almayan Yolcu’yu Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül’ün desteklediğini öğrendim.
Benzer bir durumun Özgür Özel’in yakın ekibinde yer alan Veli Ağbaba üzerinden de Antalya’da yaşandığı konuşuluyor. Bir kaynağım Ağbaba’nın Antalya Büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarının belirlenmesinde aktif rol aldığını söyledi.
Konyaaltı’ndan ulaşan bazı okuyucu ve izleyicilerimiz de başkan adayı olarak belirlenen Cem Kotan’la ilgili ciddi eleştiriler yöneltti (Çok ciddi iddialar da dile getirdiler ama araştırıp gerçeği öğrenmeden o iddiaları yazmayacağım).
Ağbaba’nın Ankara Çankaya’da da CHP Parti Meclisi üyesi Hüseyin Can Güner’i desteklediği, bu destek sayesinde Güner’in diğer adayların önüne geçtiği konuşuluyor.
★★★
Örnekleri uzatmak mümkün ama gerek yok.
CHP’nin garanti kazandığı yerlerde adaylar gerçekten Özgür Özel’in yakın çevresindeki isimler tarafından belirleniyorsa, bu vadettikleri “değişim” ruhuna pek uymaz.
Uymadığı gibi, dışarıdan bir “kurultay hesaplaşması” olarak görülür.
Hele hele -daha yeni- milletvekili seçilmiş, ya da Parti Meclisi’nde MYK’da görev almış insanların “garanti” yerlerden aday yapılması, hiçbir şekilde izah edilemez.
Özgür Özel’in ve parti yönetiminin (MYK ile PM’nin) aday belirleme sürecini kılı kırk yararak, iyi niyetle yürütmeye çalıştığını biliyorum.
Ancak, CHP’nin ve Türkiye’nin büyüklüğü, bütün bu süreçleri yüzde 100 kontrol altında tutulabilmelerinin önüne geçebilir.
Bu sorunun tek bir çözümü var: Büyükşehir ve il başkan adaylarıyla, teşkilatlarla birlikte “takım ruhuyla” ilerlemek.