Türk polisi bebek arabasındaki çocuğu severken servet yakaladı! Dubai’den İstanbul Havalimanı’na gelen İsrail uyruklu iki kişi bebek arabasındaki çocukları ile tam dış hatlar bölümünden çıkacaklardı ki polis kibarca durdurdu. Lütfen bizimle gelin diyerek x-ray alanına götürüldüler. Polis bebeği severken çaktırmadan arabayı kontrol etti. Oradaydılar! Her biri birer kilo olan 73 adet külçe altın, piyasa değeri 178 milyon lira falan.

Bir bebek arabası dolusu altınla elini kolunu sallayarak Türkiye’ye gelmek, ne cesaret değil mi?

Biraz cesaretse daha çok ‘davete icabet’ aslında!

Kaş yapayım derken birilerini zengin etmesiyle meşhur sayın hükümetimiz 2022 yılında cari açığı etkilediği için altın ithalatına kota getirdi. İç ve dış piyasa arasındaki fiyat farkı kilogram başına 2 bin 500 dolara fırladı. 2024’ün başında fark 3 bine, 4 bine, 5 bine ve 5 bin 300 dolara çıktı.

Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Yakın mesela “Hiç düşünülmediği kadar çok kaçak altın giriyor ülkemize” diyor. Haklı... Fi tarihinden kalma ‘katır kervanları’ yeniden hortladı.  Irak’tan, Suriye’den katırlarla altın taşınıyor artık!

Ticaret Bakanlığı verilerine göre geçen yılın tamamında 909 milyon liralık altın yakalanırken bu yılın sadece şubat ayında 468 milyon liralık kaçak altın ele geçmiş. Bunlar yakalanabilenler. Ya yakalanmayan, piyasaya sürülen ton ton altın nereye gidiyor peki?

Dün ekonomist Mahfi Eğilmez sosyal medya hesabına “Mart 2024 itibarıyla cari açık 12 aylık bazda 31.2 milyar dolar oldu (geçen Martta 52.6 milyardı). İthalattaki hızlı düşüşün nedeni, büyük ölçüde altın ithalatına kısıtlama getirilmiş olması. Buna karşılık geçen Martta eksi 1.1 milyar dolar olan net hata ve noksan bu Martta eksi 16.1 milyar dolar oldu. Nereye gittiğini bilmediğimiz dövizlerde 16 milyar dolar artış var! Nedeni bir ölçüde kaçak giren altınlar için yapılan kaçak ödemeler olabilir” diye yazınca öğrendik nereye gittiğini!

Dile kolay 16 milyar dolar. Bununla kalsa öp de başına koy...

2003-2022 yılları arasında 36 milyar dolardan fazla deprem vergisi ödemişiz. Mimarlar Odası hesaplamış her biri 96 metrekare büyüklüğünde 1 milyon 300 bin konut yapılabilirmiş bu parayla. O konutlar nerede, konutlar yapılmadıysa para nerede?

Merkez Bankası en son milyonlarca lira zarar açıkladı. Zarar olabilir de para nerede? Ekonomistlere  göre büyük bölümü Kur Korumalı Mevduata harcandı.

Bir zamanlar 128 milyar dolarımız vardı. İşte onu istifayı basmadan önce Merkez Bankası başkanı Hafize Gaye Erkan’a sordular. ‘Benden önceki dönem’ diye başladı Erkan “60 milyar doları şirketlere, 50 milyar doları bireylere gitti” dedi ama hangi şanslı şirketler, hangi uyanık bireyler onu demedi!

Meclis’e araştırma önergesi verildi. 2003 yılından günümüze milyarlarca liralık özelleştirme yaptınız, paralar nereye gitti diye soruldu. Öğrenemedik, önerge oy çokluğu ile reddedildi.

Merkez Bankası’nın olağanüstü durumlarda kullanılmak üzere ayırdığı, halk arasında kefen parası olarak bilinen milyarlarca liralık ihtiyat akçesinin bile kullanıldığı ortaya çıktı. Nereye gitti kefen paramız? Bazı müteahhitlere ve dardaki enerji şirketlerine.

AKP iktidara geldiğinde 7 milyon 458 bin kişi tarım sektöründen ekmek yiyordu. 16 yılda tarımda çalışanların sayısı 4 milyon 983 bine düştü. Lira, dolar derken 2 milyon 475 bin çiftçi eksilince ne olduğunu, samanı Bulgaristan’dan, domatesi tane ile alınca anladık.

22 yıldır milli gelir içinde emekçinin aldığı pay sürekli düştü. Nereye gitti işçinin payı?

İki de bir yazıyoruz emekli aylıkları 2002’de asgari ücretin iki katından fazlaydı. 2024’e kadar eridi eridi neredeyse asgari ücretin yarısına düştü. Nereye gitti milyonların emek payı?

Hokus pokuslarla uyutulanlar boş boş bakarken köprünün altından çok sular aktı. Birileri katır yükü ile kazanırken birileri de cebinden, geleceğinden eksilenlere bakıp ‘nereye gitti’ diye soruyor.

Çözemeyip hala soru soranlar için son bir yol daha var!

Dünya liderimizin 2019’da Meclis kürsüsünden “Hu komşu. Komşu komşu oğlun geldi mi? Geldi. Ne getirdi? İncik boncuk. Kime kime? Sana bana. Başka kime? Kara kediye. Kara kedi nerede? Ağaca çıktı. Ağaç nerede? Balta kesti. Balta nerede? Suya düştü. Su nerede? İnek içti. İnek nerede? Dağa kaçtı. Dağ nerede? Yandı bitti kül oldu” diyerek tekerlediği tekerleme!

Bilmem izah edici oldu mu?