Sevgili okurlar... Ülkede vahşi çığlıklar arasında sesimizi duyurmaya çalışan karıncaya benziyoruz. Ne kadar yazsak-çizsek yeteri kadar duyuramıyoruz.

Geri kalmışlığımızın bir sebebi de okuma ve öğrenme, bilgi edinme alışkanlığı zayıf olan bir toplum olmamız...

Hemen her alanda, ekonomide, eğitimde, sporda, perişanlığı yaşıyoruz.

Salı gecesi Milli Futbol Takımı’mızın, Avrupa’nın en zayıf birkaç takımından biri olan Karadağ karşısında hezimete uğrayışını seyrederken inanın ki, utandım!

Tel tel dökülüp perişan olduğumuz maçta yediğimiz üçüncü golden sonra televizyonu kapattım. Sinirlerim daha fazla bozulmasın diye maçın gerisini izlemedim. Daha sonra maçı 3-1 kaybettiğimizi öğrendim.

★★★

Türk futboluna büyük emekleri geçen eski federasyon başkanlarından Mustafa Kemal Ulusu, maçtan sonra bana gönderdiği mesajda şöyle diyor:

“Türk Milli Takımı, Avrupa’nın çok zayıf takımı Karadağ karşısında hezimete uğradı ama bence daha önemlisi “U-19 ve U-20” Ümit Milli takımlarımızın da perişan durumu!

Neden böyle? Türk futbolunun alt yapısını bitirdiler de ondan!

Nerede o Fenerbahçe’nin, Beşiktaş’ın, Galatasaray’ın Trabzonspor’un ve diğer tüm takımların süper gençleri? Onların yerine bir alay Afrikalıyı ve diğer yabancıları doldurdular. Onlara milyon dolarları verdiler. Sonunda kulüplerin hemen hepsi mali yönden krize girdi!

Bu ülkede Spor Bakanı ve Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı ehil ellere teslim edilmediği sürece, yüz kızartıcı başarısızlıklar devam edecektir.

Türk futbolunun nasıl kurtulacağını yıllardır yazıyor ve söylüyorum. İstenirse formülünü de verebilirim ama kime, kimlere?”

★★★

Mustafa Kemal Ulusu haklı... Ülkede Bakan’ı da, Federasyon Başkanı’nı da Türk futbolundan çok kendi koltuğunu düşünüyor! Bütün dertleri bu...

Federasyon Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu geçenlerde birtakım açıklamalar yapmıştı. Benim en çok ilgilendiğim sözleri “Süper ligde, yabancı futbolcu sayısını serbest bırakacağız!” demesi oldu!

Yani, bir takım 11 yabancı futbolcuyla sahaya çıkabilecek!

İnsafınız kurusun! Böyle bir durum, zaten topallayan Türk futboluna saplanan yeni bir hançer olacak!

Şu anda zaten her takımda, çoğu Afrikalı, 8 yabancı futbolcu oynuyor. Takımlarda yer alan Türk futbolcuların sayısı ise sadece 3...

Bu 3 futbolcu da mı battı size? Ayıptır yaa!

Ülkede doğru olan ne var ki, Futbol Federasyonu doğru olsun?

Devenin öyküsü gibi... “Sırtın eğri” demişler, “Nerem doğru ki?” demiş... Bizimki de o hesap!

Yusuf Kenan Küçükaslan

Türkiye’nin ilk doktor terzisi olan Yusuf Kenan Küçükaslan’a önceki gün veda ettik.

İstanbul-Yeniköy mezarlığında toprağa verilen Yusuf Kenan, hayatı boyunca iğne ile ipliği dans ettirerek binlerce elbise dikmişti. Müşterileri arasında Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, Bakanlar ve Türkiye’nin en ünlü işadamları vardı.

İngiltere’de “Tailor And Cutter” akademisinde doktora düzeyinde eğitim alarak Türkiye’nin ilk doktor terzisi unvanını kazanmıştı.

Malatya’da bir kabak tarlasında doğan, 6 aylık bebek iken babasını kaybeden Yusuf Kenan’ın hayat hikâyesini anlattığı “İğne İle İpliğin Dansı” adlı kitabı, basıldığı tarihte büyük ilgi görmüştü.

Kitabın tüm gelirlerini doğduğu yer olan Malatya’da Eğitim Vakfı’na bağışlayan Yusuf Kenan, ayrıca kendi adını taşıyan “Yusuf Kenan Anadolu Lisesi”ni yaptırmış ama bu ona yetmemişti... Ülkenin eğitimle kalkınabileceğini bildiği için Malatya’da ikinci okulu annesi Nazife Küçükaslan ve babası Mustafa Küçükaslan adına yaptırmıştı.

Büyük bir yurtsever ve gönlü zengin bir hayırseverdi. Eşi Filiz Hanım ve evlatları Kerem, Aslı ve Seda’da ile tüm yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Allah rahmet eylesin ve mekânı cennet olsun.

GÜNÜN SÖZÜ

Hayat bir merdiven. Kimi yukarıya çıkar, kimi aşağıya iner!