Trump’ın politikası, Türkiye’ye PKK terörünü Dize getirmek için büyük fırsat veriyor

Tam 130 gündür tutuklu olan Zafer Partisi Lideri Özdağ, Silivri’den Sözcü’ye yazdı, yeni açılım sürecini ve sonuçlarının analizini yaptı

Zafer Partisi’nin aylardır tutuklu olan ve Silivri’de tutulan Lideri Prof. Ümit Özdağ, yeni açılım hakkında ezber bozan bir çıkışla, “Trump, Büyük Ortadoğu Projesi ve Suriye’nin bölünmesinin dışına çekmeye çalışıyor. Bu Türkiye’ye çok önemli zaman kazandırmakta ve PKK/YPG/PJAK/PÇDK terörünü, dize getirmek için büyük bir fırsat vermektedir” dedi.

Silivri’den Sözcü için yazan Özdağ, yeni açılımı yorumlarken şöyle dedi:

“Öcalan ve PKK ile yürütülen süreç devam ediyor. İktidar; PYD, PJAK, PÇDK da kendilerini feshetmeli, silah bırakmalıdır diyor. Onlar bu anlaşma bizimle ilgili değil, silah bırakmayız cevabını veriyor. PKK tehditlere devam ediyor. DEM ise bu konuya girmekten kaçınıyor.”

“Türkiye’de sosyolojik bir Kürt sorunu yok. Yaşadığımız sorun, PKK merkezli politik/ideolojik bir Kürt sorunu. DEM dışındaki partilere oy veren Kürt kökenli yurttaşlarımız, PKK terörü ile on yıllardır mücadele eden milyonlarca Kürt ve Zaza kardeşimiz ile zaten bir milletin evlatlarıyız. Türkiye’nin tek bir millet sosyolojisine dayandığının en sağlam kanıtı, PKK terörüne rağmen kitlelerin asla karşı karşıya gelmemesidir. 40 yıl süren PKK terörüne rağmen; Türklerin Kürtlere veya Kürtlerin Türklere kinlenmesi, toplumsal kopuş, ayrışma söz konusu olmamıştır.”

“PKK’nın umudu halkın devlet güçlerine karşı ayaklanmasıydı. Ama halk güvenlik güçlerinin yanında yer aldı. Son 10 yıl içinde, PKK Türkiye’de güçlenmedi aksine büyük güç kaybetti. HDP/DEM 2015 Haziran seçimlerinde aldığı oy oranına bir daha ulaşamadı.

TRUMP’IN YENİ ÇİZGİSİ

“Bütün bunların yanında Trump, ABD’nin dış ve iş politikasını köklü bir dönüşüme sokmuştur. Trump, ABD’nin Amerikan tek kutupluluğu üzerine küreselleşme ve demokrasi ihracı-millet infası politikalarının iflas ettiğini savunmaktadırlar. Trump; ABD’yi, Rusya-Ukrayna savaşından çektiği gibi Büyük Ortadoğu Projesi ve Suriye’nin bölünmesi, İran ile savaş projelerinden dışarı çekmeye çalışmaktadır. ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Şam özel temsilcisi Tom Barrack’ın, “Suriye’yi bölmeyeceğiz” ve Trump’ın “Ortadoğuluların nasıl yaşayacağı ve nasıl yöneteceği konusunda ders vermeyeceğiz” açıklamaları büyük bir öneme sahiptir. Trump yönetiminin diğer açıklamaları 1989 sonrası küreselleşmeci ve demokrasi ihracına dayanan Amerikan dış politikasının çöküşünü anlatıyor. ABD’nin; YPG’lilere ödenen maaşları kesmesi, Şam’a ekonomik ambargoyu kaldırması, İsrail’in Suriye’ye müdahalesini engellerken Şam’ı İsrail ile barış anlaşmasına itmesi; Türkiye’ye çok önemli zaman kazandırmakta ve Ortadoğu’dan kaynaklanan PKK/YPG/PJAK/PÇDK terörünü, dize getirmek için büyük bir fırsat vermektedir.

TRUMP YİNE YPG’YE DÖNEBİLİR

Trump sonrasında gelecek bir Amerikan yönetimi tekrar BOP’cu politikalara dönebilir. Hatta Trump’ın, iç politik baskılar neticesinde, Suriye’de YPG’yi tekrar destekleme ihtimali bile vardır. İsrail’de böyle bir gelişmeyi arzu edecektir. Bu nedenle Türkiye, duygusal ya da romantik hesaplardan uzak, açık ve net güvenlik perspektifine dayalı, PKK/KCK/YPG yapılarının tamamını hedef alan, bir stratejiyi kararlılıkla sürdürmelidir.

PKK CESARETLENECEK

Özetle, Türkiye büyük bir tehdit ile karşı karşıyadır ancak; Irak, Suriye, Sudan, Libya, Yemen de değildir. Türkiye’nin ağır demokrasi ve hukuk devleti sorunları olmakla beraber siyasi sistemi de anılan ülkeler ile kıyaslanabilir değildir. “Paramparça olacağız, darmadağın olacağız” şeklinde adeta panik ifade eden söylemler doğru değildir. Bu PKK terör örgütüne cesaret verecek, taleplerini artıracak zemin oluşmasına neden olacaktır.

Bugün görülen o dur ki; bu süreç eğer böyle devam ederse, hem Öcalan hem DEM çizgisi, Türkiye ve Ortadoğu’da hiç olmadığı kadar güçlü çıkacaktır. DEM/HDP’nin, Haziran 2015’te aldığı oyun çok üzerine çıkma imkanını yakalayacaktır. DEM’in elde edeceği politik gücü, hangi siyasi parti ile ittifak için kullanacağı ise ancak bu politik güç ortaya çıktıktan sonra anlaşılacaktır.

Bütün bunlar rahat olmak, gereken önlemleri almamak için gerekçe değildir. Aksine; milli güvenlik politikaları, en kötü durum analizi yaparak hazırlanmalıdır. En kötü durum senaryosu gerçekleşmez ise üzülmeyiz, ancak gerçekleşir ise hazırlıklı oluruz.”

İpek Özbey Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ’a yazılı olarak soruları gönderdi. Ümit Özdağ yanıtladı. Bu yanıtlar yapay zeka yardımıyla TV’ye uyarlandı.

Sürecin nedenini TBMM Başkanı açık açık anlattı

Ümit Özdağ, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un, 20 Mayıs 2025’te; hiç kimsenin yapmadığı kadar açık PKK ve Öcalan ile yürütülen sürecin nedenini anlattığını da söyledi ve şunları anlattı:

“Numan Kurtulmuş, TBMM Başkanı sıfatıyla devletin kritik bilgilerine erişimi olan bir konumdadır ve kendisi şöyle dedi: ‘Geldiğimiz noktada terörsüz bir Türkiye’yi inşa etmek mecburiyetindeyiz. Önümüzde iki yol var. Ortadoğu son yıllarda çok bölündü, Irak, Suriye paramparça oldu. Lübnan yönetilmez hale geldi, Libya, Sudan, Yemen aynı.

İKİ NEDEN VAR

Ya biz de ülke olarak sarı öküz gibi sıranın bize gelmesini bekleyecek, yani paramparça olacağız, ya da Türkiye’nin insanları, bu aziz vatanın evlatları, Türkler, Kürtler hep beraber bir araya gelerek bir olacağız, beraber olacağız ve bu emperyalist projeyi ters yüz edeceğiz. Biz bu yolu tercih ediyoruz ve ilerlemeye devam ediyoruz.’

Numan Kurtulmuş’un bu analizi göstermektedir ki, 2’nci Dünya Savaşı sonrasında Ortadoğu’daki İsrail’den sonra en büyük jeopolitik proje olan Büyük Kürdistan projesinin Türkiye için tehdit oluşturduğu algısı, Cumhur İttifakı’nın Öcalan ve PKK ile yeni bir müzakere süreci oluşturmasına yol açan nedenlerden birisini oluşturmaktadır. Diğer neden ise anayasanın değiştirilmesi için gereken siyasi desteği sağlamaktır.”

Görevden alınan Vali Bülent Tekbıyıkoğlu

İki PKK elebaşının anılması için valisini feda eden anlayış geldi

Ümit Özdağ, yaşanan son gelişmeleri özetlerken, Tunceli Valisi’nin istifasını da hatırlattı ve “Bölgedeki bütün asker, polis, jandarma ve mülki idare yetkililerini, DEM yöneticileri karşısında psikolojik olarak ezilmeye sürüklemiştir” dedi. Özdağ şöyle konuştu:

“40 yıldır devam eden teröre rağmen, her türlü tehdit ve psikolojik baskıyı aşarak, devletinin yanından duran ve DEM dışında partilere oy veren seçmen, bölgesel iktidarın DEM’e geçtiği algısı ile ya DEM seçmeni haline gelecektir ya da DEM’in baskısı ile Batı illerine göç edecektir.

PSİKOLOJİK EZİLME

Öte yandan yüzlerce Türk askeri, polisi, jandarması, korucusu ve yurttaşının şehit edilmesinden, Ankara’da Merasim Sokak ve Kızılay’da yapılan bombalamalardan sorumlu olan iki PKK elebaşının, Tunceli’de anılması için valisini feda eden bir anlayış; bölgedeki bütün asker, polis, jandarma ve mülki idare yetkililerini, DEM yöneticileri karşısında psikolojik olarak ezilmeye sürüklemiştir. Böyle bir ortamda DEM eş başkanı Tuncer Bakırhan, Cumhurbaşkanının Baş Hukuk Danışmanı Mehmet Uçum’a, ağır şekilde hakaret edebilmekte, DEM Grup Başkanvekili Sezai Temelli, bu satırları Silivri’de bir hücreden yazan Ümit Özdağ için Türk yargısına, “o ırkçı, hapisten çıkarmayın” diye adeta emir vermektedir.”