Alberto Giacometti'yi anlamak
Heykel sanatında bireyin var oluş amacını, onun evrende ve dünyadaki yerini, duygu yoğunluğunu, canlılar arasındaki farklı biçimini öne çıkarmayı denemiştir. Birey, bu deneme sürecinde klasik bir tanımın dışında, kendi özüne yönelen, dış baskılardan korunmak için kendine bir sığınak yapan ve bunun içinde yaşamaya çalışan bir canlıdır. Toplumun, ailenin, dinsel yapının, geleneklerin yoğun baskısı sonucu, bürokratik bir sosyal düzen içinde, ataerkil/totaliter bir anlayış belirir. Bunun sonucunda ise, özgürlük teması, bireyin istediği ama bir türlü kavuşamadığı bir şey olarak kalır.
Sanatının ilk döneminde kübizm etkisinde heykel üreten, ardından da kübizmin önerdiği biçimsellik ile karşımıza çıkan Alberto Giacometti'nin sanatı, yalnızca heykel ile sınırlı değildir. ''Godot’yu Beklerken'' oyunu için yapmış olduğu sahne dekorundaki ağaç bizim için önemlidir. Bu ağacın tüm yaprakları dökülmüş, yalnızca bir yaprağı kalmıştır üzerinde... Üretimleri insanlığa, insanlığı teslim eder...
Sanatçıya (d. 10 Ekim 1901 – ö. 11 Ocak 1966) ve eserine bu bağlamda bakacak olursak birbiri ile mükemmel uyum içinde bir oyun ve sahne dekoru karşımıza çıkacaktır.
Sanatçının Türkiye'deki ilk kapsamlı sergisi, 2015 yılında Beyoğlu'nda bulunan Pera Müzesi'nde beğeniyle ziyaret edilmişti.
