“Haberini takip etmeyen habersiz kalır” diyen bir gazete yazarlığı ilkesi var. Bu ilkeye uyarak çok sayıda haber dosyası tutarım. Bunların içinde bir de “ibret haberleri” dosyama; ahlaksız, haksız, hukuksuz, rezil, çürümeyi anlatan olaylardan ders çıkartan haberleri kesip koyarım.
Zamanı gelir.
Açar bakarım.
★★★
AKP milletvekilinden sonra MHP milletvekillerinin de “altın kaçakçılığı işine bulaşmaktan” soruşturmalar, partilerinden istifaya zorlamalar ortaya döküldü.
Zamanıdır dedim.
Dosyayı açtım.
O haberi buldum.
★★★
Haberde müftülerin adları, soyadları, geçmişleri, iktidar partisine ne zaman, hangi seçimler öncesi, hangi ilden milletvekili olmak için başvurup “aday adayı olmak istedikleri” var.
İsim yazmayacağım.
Derdim:
Kişilerle değil.
Niyetim:
Çürümeyi anlatmak.
★★★
Amasya müftüsüydü.
İktidar partisine yanaştı.
Milletvekili olmak istedi.
Dinlediler, incelediler.
Listeye koymadılar.
Kayseri’ye müftü yaptılar.
★★★
Erzurum müftüsüydü.
İktidar partisine yanaştı.
Milletvekili olmak istedi.
Uygun bulmadılar.
Milletvekili olamadı.
Adana’ya müftü olsun diye atadılar; o da kabul etti.
★★★
Çok örnek var.
Birini daha yazayım.
Müftü yardımcısıydı.
İktidar partisine yanaştı.
Milletvekili olmak istedi.
Yapmadılar.
Urla’ya müftü yaptılar.
★★★
İktidar partisinin milletvekili adayı seçen kurulu; “sen vekil olamazsın, çapın yetmez, kalibren tutmaz. Gel seni müftü yapalım, devletten müftü maaşı al, müftülüğün maddi ve manevi itibarını kullan, bizim parti için çalış” demiş olmalı…
Vekil olmadılar.
Parti müftüsü oldular.
Bu yolla Türkiye’nin tamamında çok sayıda müftüyü; “devletten maaş alan ve iktidar partisi il başkanı gibi çalışan durumuna” düşürdüler.
★★★
Bir soru:
Alçak gönüllü, nefisini terbiye etmiş, egosunu sıfıra indirmiş, hak bilir, hak gözetir, karıncayı incitmez, Allah’a inanır, Allah’tan korkar, mevki, koltuk, unvan peşinde koşmaz, sessiz sedasız, gösterişsiz din yolunda gider. Bu insan kimdir?
Bu tarifi duyanlar hiç beklemeden “müftü” derler.
★★★
İkinci soru:
“Hak” dese akla iş takip etme, devlete akraba hısım yerleştirme, gösteriş, kendini beğendirme, liderinin gözüne girmek için her şeyi yapmayı seçen insan kimdir? Bu tarifi duyanlar hiç beklemeden “iktidar ittifakı milletvekili” derler.
★★★
Geldik ibret almaya:
Dosyadan başka haber: Başlığında; “ Altın işi çok kazançlı” yazıyor: Eski Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Bakan Yardımcısı ve eski AKP Milletvekilinin eski özel kalemi Dubai’den İstanbul’a gelen uçaktan indiler.
VIP salonuna geldiler.
Milletvekiline özel kalemlik yapan kişi, Dubai’ye giderken yanında olamayan büyük bir valizle dönmüştü. Gümrük memurları valizi aradılar. İçinden 60 kilo kaçak altın çıktı. Altının kilosu Dubai’de 84.000 dolar, Türkiye’de 88.000 dolar. Altını kaçak sokarsan kiloda 4 bin dolar avanta var. 60 kiloda 240 bin dolar tutuyor.
★★★
Gümrük memurları, valizinde kaçak altınla yakalanan özel kalem için tutanak tutup, işlem yaptılar ama bu özel kalemi VİP salonunu kullandırarak Dubai’ye bavulsuz götüren ve Dubai’de altın dolu bavulla getiren eski AKP milletvekili hakkında tutanak tutmadı, işlem de yapmadılar.
Üçüncü soru:
Müftüler, niçin milletvekili olmak ister?
★★★
Ve işte yeni haber:
3 MHP milletvekili altın kaçakçılığıyla ilişkileri olduğu için partilerinden istifa etmeye zorlandılar, onlar da istifa etti.
Kesitim.
Dosyaya koydum.
Daha ne desin?
Bebekleri anlaşmalı özel hastanelere sevk edip, SGK’dan (devletten) özel hastanelere, doktorlara, hemşirelere haksız, kazanç sağlayan 47 sanığın davası devam ediyor. Bu tarihi davada soygun çetesinin lideri Dr. Fırat Sarı; “hastaneler daha çok istedi ben de onların isteğini yerine getirdim. Benim işim hasta sayısını artırmak. Ben kendimi insan olarak görmüyorum ama bu yapıyı ben keşfetmedim (yani ben kurmadım, ben yoktan var etmedim) Bana teklif geldi ben teklifleri yerine getirdim. Çark bu davada anlatılandan çok daha büyük” dedi. Daha ne desin? Bu sistemin altyapısını kuran başta Cumhurbaşkanı, AKP iktidarının üç sağlık bakanı ve AKP destekçisi özel hastane sahipleri niçin hesaba çekilmiyor?