Kilitlendi seyirci.
Tek yürek oldu.
Galatasaray’dan önce “A Grubu sonra da Avrupa Şampiyonluğu” bekliyor.
★★★
Maç başladı.
Galatasaray’dan 9 yabancı oyuncu: Muslera, Boey, Angelino, Torreira, Ndombele, Ziyech, Mertens, Zaha, Icardi...
11 içinde sadece 2 oyuncu; Abdülkerim, Kaan yerliydi. Manchester zaten yabancı takım.
Yabancılar oynadı.
Galatasaray berabere.
Türk futbolu, yabancı oyuncu boyunduruğuna sokuldu; Türkiye’de hangi takım, yabancıları iyi oynatırsa o takım şampiyon!
★★★
Yabancı futbolcu transferine yılda 1.250.000.000 (1 milyar 250 milyon) dolar döviz ödeniyor. Sözleşmeler Türk Lirası üzerinden değil döviz üzerinden imzalanıyor. Yerli futbolcular da dolar üzerinden sözleşme yapıyorlar.
Türk futbolunun afyonu:
Yabancılar oynuyor.
Yerli seyirci alkışlıyor.
Son iki haftadır aynı seyirci bir yandan da Sermaye Piyasası yasasına vücut çalımı atarak kurulmuş ve adı “Fatih Hoca’nın Gizli Fonu” konulmuş; dolandırıcılık sistemi için ünlü futbolcular Emre Hoca’nın, Arda Hoca’nın, Selçuk Hoca’nın gizlice bavullar ve plastik torbalar içinde istiflenmiş dolarlar taşırken çekilmiş kamera görüntülerini izliyor.
★★★
Sabah izliyor.
Öfkeleniyor.
Akşam izliyor.
Hiddetleniyor.
Gece uyuyor.
Sabah uyanıyor.
Fatih, Emre, Arda, Selçuk Hocalar ile diğer futbolcuların dolarlarını buharlaştıran Bankacı Seçil Hanım ile iyi günlerinde çekilmiş mutluluk tablosu fotoğraflarını döne döne seyrediyor.
Bankacı Seçil Hanım!
Çifte zoka atıcı.
Avantacı avcısı.
1 koy 100 al.
★★★
Bir terapi yapın.
Empati de yapın.
Bankacı Seçil Hanım, çifte zokalı yem atıcı değil de Akil Hanım olsaydı. İyi akıllar verip; “Fatih Terim Hocam, Emre Hocam, Selçuk Hocam, Arda Hocam... Siz sahalarda ter akıtıp kazanılmış dolarlarınızı beden ve ruh asaletinizi büyütecek bir alana yatırın. Bir altyapı futbol okulu kurun... Yetenekli gençlerimizi bulun, keşfedin, eğitin... Sizin adınız Bankacı Seçil üzerinden Kapalı Çarşı tefecilerine dolarlarını kaptıranlar değil Türk futboluna yeni Fatihler, Ardalar, Emreler, Selçuklar kazandıran yüksek ruhlu kahraman insanlar olarak geçsin...” deseydi...
Benim yazdığım hayal.
Teyzemin bıyığı olsaydı!
★★★
Man Adası’ndan cumhurbaşkanı oğlu, kardeşi, eniştesi, dünürüne dolarlar geldi. Bu dolarların nasıl kazanıldığı halka açıklanmadı. Devlet Bankası Genel Müdürü’nün evinde ayakkabı kutusundan ve bakanların işsiz güçsüz oğlan çocuklarının evlerinde çelik kasalardan milyon dolarlar çıktı. Dolarları sonradan ABD’ye kaçan fakat geri getirilemeyen ambargo delici İranlı işadamı Rıza vermişti. Savcılarca el konulan dolarların nasıl kazanıldığı sorulmadı, sorgulanmadı, Meclis’te tartışılmadı. Faiziyle birlikte kutu ve kasa sahiplerine geri verildi. Bankacı Seçil Hanım’ın uzattığı çifte zokalı oltaya takılan dolar sahibi futbolcu hocalar, işte bu Man Adası’ndan gönderilenler ile ayakkabı kutusundan çıkan dolarları seyrederek futbol hayatlarını kapatıp, hocalık hayatına geçtiler.
Yabancılar oynadı.
Cimbom berabere.
Her gün bunu konuşmalıydık!
CHP Kurultay yaptı, “Gölge Bakanlar Kurulu” kurdu. Ben ‘gölge bakanlar neler yapacak?’ diye ilgiyle izlemeye başladım. CHP’nin Gölge Ulaştırma Bakan’ı Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, AKP’li Bakan Abdülkadir Uraloğlu’na Meclis’te bir soru sordu. Soru şuydu: Özel sektör firması YDA İnşaat Ankara’da Parkline adlı çok lüks ve pahalı rezidans yaptı. DHMİ (Devlet Hava Meydanları İşletmesi) ise bir devlet şirketi. Özel firmalara havalimanı yaptırma ve işletme işini veriyor. Ankara’da yaptığı rezidansta daire fiyatları 60.000.000 (60 milyon) liradan başlayan özel sektör firması YDA İnşaat, aynı zamanda devlet şirketi DHMİ ihalelerine girip Dalaman, Diyarbakır, Hatay havalimanları ile Sabiha Gökçen Havalimanı’nı ek bölüm inşaatlarını yaptı. Devlet Şirketi DHMİ’nin Murat Gül ile Ayfer Kara adlı iki yöneticisi, Ankara’da Parkline adlı lüks rezidanstan birer daire aldılar. Devletin memuru, iş verdiği müteahhitten daire almış oldu. Memur maaşlarını biriktirerek mi aldılar? Futbolcu dolarları yerine bu sorunun cevabını alıncaya kadar her gün, her saat, her dakika konuşmalıydık.