Dünyayı dönüştürecek yapay zekâ sistemlerini geliştirme ve kontrol etme yarışı başladı. Sadece birkaç günde yaşanan baş döndürücü gelişmeler şöyle: 

- Apple, dört yılda ABD’de 500 milyar dolar harcayarak (Evet, Türkiye’nin bütçesinin yarısı) 20 bin kişiyi işe alacağını ve yapay zekâ makineleri üretmek için Teksas’ta dev fabrika kuracağını duyurdu.  

- Japon teknoloji devi SoftBank da elini korkak alıştırmadı: Silikon Vadisi’ne 100 milyar dolarlık yatırım yapıp 100 bin yeni iş yaratacağını açıkladı. 

- Yetmedi... SoftBank, OpenAI ve Oracle, önümüzdeki dört yıl içinde yapay zekâ için bilgi işlem altyapısına 500 milyar dolar harcama sözü verdi. 

- Google, Microsoft ve Meta (Facebook ve Instagram’ın sahibi) da yapay zekâ veri merkezleri için 215 milyar dolarlık bütçe ayırdı. Yapay zekâ pazarının yakında bugünkünün 1000 katı olacağını öngördüler. 

- İlaç üreticisi Eli Lilly, ABD’de 4 yeni fabrika kuracağını, 27 milyar dolar yatırımla 3 bin yüksek vasıflı iş yaratacağını duyurdu. Yapay zekâ destekli programlarla ilacın ‘F-35’lerinin’ üretimi için harekete geçti.  

- ABD’de Harvard’ın başını çektiği beş üniversite, İnsan Virom Programı’nı duyurdu. Yapay zekâ, insan vücudunda yaşayan trilyonlarca virüsün sağlığa etkilerini analiz edecek.  

- 1.7 katrilyon dolarlık iki fonun başında olan gezegenin en zengin adamı Birleşik Arap Emirlikleri Şeyhi’nin kardeşi Tahnoon bin Zayed Al Nahyan, ülkesini bu yarışta küresel bir merkez yapmak için yapay zekâya 50 milyar dolar harcama kararı aldı.  

- Çin de boş durmadı. Alibaba, üç yıl içinde yapay zekâ ve bulut altyapısına 52 milyar dolardan fazla para yatıracağını kaydetti. Apple’ın iPhone’larına Çin pazarına özel Alibaba yapay zekâ uygulaması entegre edileceğini açıkladı. 

- ABD’li perakende devi Amazon, yeni nesil Alexa+ adlı sanal asistanını duyurdu. Ayda 20 dolar abonelik ücretiyle kullanılabilecek bu sistem, daha konuşkan, daha akıllı ve konser bileti ayırtmaktan market alışverişi yapmaya kadar birçok işlevi üstlenebilecek

★★★

Ama ‘Asıl bombayı’ ise salı günü Türkler patlattı: 

Yeni kurulan TBMM Yapay Zekâ Araştırma Komisyonu Başkanı Fatih Dönmez, en büyük müjdeyi verdi. Dedi ki; Komisyonumuzun değerli üyelerine şöyle bir bilgiyi paylaşmak istiyorum. Meclis tarihinde bir ilk olacak, inşallah, Meclis çatısı altında, Sayın Meclis Başkanımızın himayelerinde ‘Yapay Zekâ Zirvesi’ düzenlemeyi planlıyoruz.” (Alkış)  

Sağlık Sistemleri Genel Müdürü Özgür Sezer ise “Bakanlığımızın hastaya tanı koyan ‘Neyim Var’ uygulamasını 40 milyon kişi indirdi” diye gururlandı. (Alkış)  

★★★

Ben ikna oldum. ‘Zirve’ yarışında biz de varız. Yalnız “Neyim Var” derseniz başıma ağrı girdi. “Neyim Yok” listesi ise yapay zekâya bile sığmaz!

Bir adam, bir efsane: Gene Hackman

Gene Hackman, yalnızca sinemanın değil, hayatın da gerçek karakterlerinden biriydi. 16 yaşında, yaşını büyütüp orduya katılan bu cesur çocuk, 2. Dünya Savaşı’nda Çin, Japonya ve Hawaii’de 4 yıl telsiz operatörü olarak görev yaptı. Yıllar sonra iki Oscar kazanmış, Hollywood’un “sert adamı” olarak haklı bir şöhrete kavuşmuştu.  

Ancak şöhretin ışıkları ona hiçbir zaman cazip gelmedi; en büyük rolünü kendi hayatında oynadı.  

Bir keresinde hasta köpeğini, en iyi tedaviyi alabilmesi için 8 saat boyunca araba kullanıp bir veterinere götürdü. 1999’da ‘Yedek Oyuncular’ setinde sahipsiz iki Alman çoban köpeğiyle karşılaştığında onları kaderine terk etmedi, birine ‘Gene’ deyip yanına aldı, diğerine film arkadaşı ‘Keanu’nun (Reeves) ismini verip yuva buldu.

Kameraların önünde sert adam rollerinin ustasıydı, ama hayatında sessizce iyilik yapan, Hollywood’un çılgın dünyasıyla kendi yolunu çizen bir adamdı. 2004’te sinemaya veda ettiğinde, gerçekten de gözlerden uzaklaştı. O, film setlerinden çok köpeğiyle uzun yürüyüşleri ve sakin bir hayatı seçti.  

Bir röportajında şöyle demişti: Ben aktör olmak için eğitildim, yıldız olmak için değil.  Eğer bir yıldız olmaya başlarsam, en iyi canlandırdığım sıradan insanlarla iletişimimi kaybederim.”