Yarın Ankara 42’nci Asliye Hukuk Mahkemesi’nde CHP’nin 38’inci Kurultayı’nın iptal davası var.
Bu dava sadece CHP’nin sorunu değil, Türkiye’deki demokrasinin, hukukun, adaletin de meselesidir.
CHP’nin yükselişi, yargı yoluyla durdurulmak isteniyor!
Dünyada hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu hiçbir uygar ülkede, bir ana muhalefet partisine “kayyum” atamak gibi antidemokratik bir olay yaşanmamıştır.
Yarınki duruşmada “Mutlak butlan” kararı verilip CHP Kurultayı iptal edilirse, Özgür Özel’in genel başkanlığı geçersiz sayılacak, eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu göreve çağrılacak.
★★★
CHP’li birçok okurum bana mesaj üstüne mesaj yollayarak “Gürsel Tekin CHP İstanbul İl Başkanlığı’na kayyumluğu kabul edip partiyi karıştırdı. Sayın Kılıçdaroğlu da CHP Genel Merkezi’ne kayyum olmak gibi bir onursuzluğu kabul eder mi?” diye sordu.
Bunu bilemiyorum. Kılıçdaroğlu nedense hep sessiz kaldı. Bu garip sessizliği mahkemenin vereceği görevi kabul edecek gibi bir anlam taşıyor, ne yazık ki!
Nitekim onu ziyaret eden eski CHP genel başkanlarından Hikmet Çetin, Kılıçdaroğlu’nun görevi kabul etme niyetinde olduğunu söyledi!
★★★
İnsanların, özellikle siyasilerin ihtiraslarına dizgin vurulamıyor.
Kılıçdaroğlu gibi çelebi, düzgün bir insan bile koltuk sevdasının girdabına kapılıp, herkesi şaşırtan, hatta kızdıran işler yapabiliyor!
Eğer böyle bir durum olursa, iktidarın değirmenine su taşımış olacak, hem kendine, hem de CHP’ye zarar verecek!
Dilerim sağduyu galip gelir ve böyle yıkıcı bir sonuç ortaya çıkmaz!
★★★
Mahkeme ne karar verebilir?
- Mutlak butlan kararı vererek CHP Kurultayı’nı iptal edip partiye kayyum atayabilir.
- Davayı erteleyebilir.
- Ya da görevsizlik kararı verebilir.
İktidarın ortağı Devlet Bahçeli’nin sözlerini unutmamak gerekir.
Kısa bir süre önce MHP Lideri Devlet Bahçeli (mahkemeyi, yönlendirir gibi) öyle bir konuştu ki, o sözler kafaları karıştırdı!
Bahçeli şöyle dedi:
“İstanbul Kongresi ile ilgili mahkemenin verdiği kararın Ankara’da kurultayla ilgili görülen davayı da etkilemesi ve benzer bir sonuca yol açması lâzım!”
Bu sözlerle Devlet Bahçeli’nin CHP’ye kayyum atanmasını istediği anlaşıldı.
Türkiye’deki yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda ağır sorunlar olduğu biliniyor.
CHP’yi bölüp, yarış dışına atmayı amaçlayan bu tür operasyonlar kamuoyunda ciddi bir endişe yaratıyor ve AKP iktidarı da güven kaybederek kendine büyük zarar veriyor!
“Değişim” olmadan iyileşme de olmaz!
Muhterem halkımız, çektiği tüm sıkıntılara rağmen 23 yıldır bütün yanlışlıkları onayladı, düzenin değişmesini istemedi!
Oysa değişim olmadan, iyilik de olmaz...
Ülkeyi düzlüğe çıkartmanın çareleri elbette var:
- Önce adalet sistemini değiştireceksin.
- Herkesin yargıya inancını arttıracak adımlar atacaksın.
- Yalnız içeride değil, dışarıda da güven sağlayacaksın.
- Güven ortamı yaratılmadıkça yabancı yatırımların gelmesi mümkün değildir.
- Hiçbir Avrupalı, Amerikalı, Asyalı parasını dipsiz bir kuyuya atmaz.
- Yabancı sermaye gelmediği vakit, istihdam da, üretim de artmaz.
- Yatırım gelmeyince ülkeye döviz girişi olmaz, yoksulluk ve perişanlık artar. İlaç bile bulamaz hale geliriz!
Sorunları çözmek için ülkede demokrasi, adalet ve güvenin sağlanması ilk şarttır. Bunlar yapılmazsa “Dünya Sefalet Ligi”ndeki ülkeler arasında yer almaktan kurtulamayız!
IMF, Dünya Bankası ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün verilerine dayanarak hazırlanan “Sefalet Endeksi”nde maalesef 10’uncu sıradayız!
GÜNÜN SÖZÜ
Bir siyasetçi iki kere ölür, biri artık sevilmediğinde, öteki de seçilmediğinde!
