Bağımsızlık ve özgürlükle çağdaşlık temelinde yükselmesine özen gösterdiğimiz ulusal yapımızın yönetim düzeniyle uygunluğu ilkedir. Bu amaç da siyasal çabalarla sağlanmaya çalışılır. Ancak, siyasal iktidarların yönettikleri halktan çok kendilerini ve kendi geleceklerini düşünmeleri ulusal dayanışma ile toplumsal barış başta olmak üzere kimi yaşamsal öğelerin ötelenmesine neden olmaktadır. Oy toplama çabalarıyla iktidar olma tutkusu(hırsı) öne çıkınca özlemler, gerçek çözümler, kavuşulmasına çalışılan değerler ve durumlar gölgelenmekte, sonraya bırakılmakta, kimi zaman da atılmaktadır.
İktidar partililerle yandaşları, yönetimde oldukları yılların aksaklık, eksiklik ve yanlışlarıyla yoksunluklarını karşı partilere yüklemekte, günümüze kadar uzanıp şimdilerde daha ağırlaşıp daha yoğunlaşan sorunların sorumluluklarından kaçınmaktadırlar.
Kişisel ve siyasal amaçlar ağır basınca ulusal yaşamın karanlıklarını engelleyecek durum ve tutumlar unutulmaktadır. Pahalılık eğitim-öğretimde, sağlıkta, her şeyde siyasetçiler dışında herkesi derinden üzmekte ve güçlüğe düşürmektedir. İşsizlik, aylık ve ücretlerde yetersizlik, sömürü, yolsuzluk, haksızlık, adaletsizlik, hukuksuzluk, kadro sorunları, siyasal yanlılık atamaları, görevlendirmeleri durumlar çok düşündürücüdür.
Silâhlanma giderek artmakta, güvenlik sorunları artmakta, kadınlara saldırı ile trafik sorunları yoğunlaşmaktadır.
Deprem olasılığına karşı önlemler bile gereken önemle ele alınmamaktadır. Siyasetçiler milletvekili ödenek ve yolluklarına gösterdikleri ilgiyi memurlar ve işçiler için göstermemektedir. Günümüzde en sakıncalı durumlardan biri de siyasal saplantılarla sürdürülen partizanlık, toplumsal barışla ulusal dayanışmanın gözardı edilmesidir. Sağlık sorunları, ilâç yokluğu ve pahalılığı, hekimlere saldırı ilkelliği, hastane koşullarının elverişsizliği gereken ilgiyi görmemektedir.
Yaşam savaşı ortak, birlikle savaştır. Yaşamak, yaşama verilen değer, gösterilen özenle anlamlı olur.