Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz’e el uzatan kentlerde ve nüfusu 50.000’i geçen sahil kasabalarında yelken dersi olsaydı Türkiye ABD’yi, Japonya’yı, Almanya’yı, bugünün Çin’i ile Güney Kore’sini yakalamış “buluş yapıcı ve sorun çözücü insanlar ülkesi” olacaktı.

★★★

Bir yelkenci:

Direk, yelken, halat.

Pusula ve can yeleği.

Dengenin önemini.

Strateji geliştirmeyi.

Deli rüzgar ve azgın denizle dost olmayı; hem tek başına ve hem ekiple birlikte hızlı karar almayı.

Aklı öne geçirmeyi.

Kesintisiz öğrenmeyi.

Ve kesintisiz gelişmeyi.

Başarmayı öğrenir.

★★★

Marmaris’in Karacasöğüt Köyü’nde “Gökova Yelken Kulübü” kurulduğunda köylü çocukları da “yelken kullanmayı öğrenme ve rüzgarın gücüne efendi olabilme eğitimine” kavuştular.

Köyden!

Şampiyonlar çıktı.

Karacasöğüt köyü, ilk 20 yıl içinde 14 uluslararası, 184 ulusal şampiyonluk olmak üzere 496 kupaya sahip oldu.

★★★

Ne yazık ki, üç tarafı deniz ülkemizde çok sayıda yelken kulübü yok. Yelkenciler amatörce bir araya geliyorlar; bağışlar ve aidatlar toplanıyor; “yelken kulüpleri” doğuyor. Futbol kulüpleri gibi devlet kaynaklarından, siyasetçi kayırmacılığından beslenmiyorlar.

★★★

İstanbul’da Kalamış Yelken Kulübü, 70 yıl önce (1954’de) amatör ruhla kuruldu. Sadece üyelerinin bağışları ve aidatlarıyla yaşadı, çocuklara “rüzgara söz geçirmeyi” öğretti, öğretmeye devam ediyor. Kalamış Yeleken Kulübü de Ahmet Kunt, Bali Ekeman, Ahmet Edipoğlu, Mehmet Horoz adlı şampiyonlar çıkardı.

★★★

Kalamış Yelken Kulübü bugün; “yağmacı pençesi altında” yok edilip öğütülme sürecine sokuldu. Milli Emlak, kulüp binasının önündeki denizi ölçüp 30.000.000 TL (Otuz milyon) ecrimisil (haksız işgal tazminatı)  ödeyeceksiniz diye tebligat gönderdi. Vergi dairesi de “ödeyin 30.000.000 TL’yi” diye kapıya dayandı.

★★★

Nasıl olur?

70 yıldır biz bu denizi çocuklara yelken öğretmek için kullanıyoruz. Amatör bir spor kulübüyüz. Gelirimiz, yelken sporuna gönül vermiş üyelerimizin aidatından oluşuyor dediler.

Milli Emlak dinlemedi.

Vergi dairesi de dayattı.

Ödeyeceksiniz.

★★★

Başta Kulüp başkanı olmak üzere yöneticilerin banka hesaplarına; “20 bin- 30 bin – 40 bin TL” ne varsa çekemez- transfer yapamaz- kullanamaz diye bloke koyuldu. Başkan ve yöneticiler; “biz amatör bir yelken kulübüyüz bu kadar yüksek parayı ödeyemeyiz, burayı kapatmak zorunda kalırız” diye Vergi Dairesi’ne başvurdu.

Şu cevabı aldılar:

Biz tapudan öğrendik.

Evleriniz varmış.

Onları alırız.

★★★

Kalamış Yelken Kulübü’nün kayıkhanesi ve sosyal tesis binası 1954’den 1984 yılına kadar deniz kıyısındaydı. Zaman içinde inşaat rantının yan ürünü molozlar ile dolduruldu. Yelken öğrenmeye gelen çocuklar ile denizin arasına inşaat molozları yığıldı.

★★★

Bunu yapanlar utanmadı. Yelkenciler, dilekçeler yazdı, başvurdu ve Fenerbahçe burnunda 3.311 metrekare dolgu alanda belli kurallar içinde yararlanma (irtifak) hakkı aldılar. Derme çatma da olsa denize kavuştular.

★★★

Bedensel engelli merkezi de kurdular. Tescil edildi. Engelli Olimpiyatları Kalamış Yelken Kulübü’nde yapıldı ve 2 yıl önce de Avrupa Şampiyonası burada yapıldı. Ticari hiçbir işe girmediler.

Lokanta işletmez.

Düğün yapmaz.

Tek geliri üye aidatı.

★★★

Gençlik Spor Bakanlığı’na ve Milli Emlak’a “haksız işgal tazminatı ecirimisilin kaldırılması” için başvurdular.

Anlattılar.

Dinleyen olmadı.

Bu da yetmiyormuş gibi spor alanı Cumhurbaşkanlığı kararı ile Özelleştirme İdaresi’ne devredildi.

★★★

Yeleken Kulübü’nün denize yelkenli indirdiği alan ise Tarım ve Orman Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü tarafından “balıkçı barınağı” ilan edildi ve 10 yıllığına sadece 100.000 TL karşılığında; bütün genel kurulları iptal edildiği için yasa önünde “yok hükmünde” sayılan bir kooperatife tahsis edildi.

★★★

Kalamış Yelken Kulübü öğrencileri denize tekne indirecekleri zaman bu kooperatife para ödemek zorunda bırakıldılar.

Yani Cumhurbaşkanı.

Tarım Bakanı.

Ve onun il müdürü.

Yelkenciyi yok saydı.

★★★

Yelkenciler;  “denizin yüzeyini ölçüp ondan ecrimisil çıkarmak bir kamu borcu olmaz” diye dava açıtılar.

Davayı kazandılar.

Fakat hukuk işlemedi.

Vergi dairesi onların banka hesaplarına koyduğu blokajı kaldırmadı. Kalamış Yelken Kulübü kamu yararına bir sosyal toplum kuruluşudur (dernektir) başvurusu yaptılar. Bütün yasal aşamalar geçildi fakat Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Hukuk Mevzuat Genel Müdürlüğü’nde işlem durdu.

Ben artık ne yazayım?

Bu yazının sonunu hangi cümle ile bağlayayım?