Önce onlara “Kabadayı” deniliyordu. Sonra ticarete girmeye başladılar. Siyasette, bürokraside, yargıda etkili oldular. Polis onları, onlar polisi ve taktiklerini biliyordu. “Baba” olarak bilinen kişilerin siyasette ve emniyette yakın dostları bulunur, hatta polisin aradığı bazı kişileri bizzat kendileri teslim ederdi.
Şimdiki mafya organizasyonları 20-25 yaş grubunda. Kendilerine de farklı isimler veriyor, zaman zaman kendi aralarında da çatışıyorlar. Mafyanın doku değişikliğiyle gelir kaynakları da farklılaştı. Daha önce “Çökme”, çek, senet, kumar işleriyle uğraşılırken günümüzde bunların yerini yasadışı bahis, uyuşturucu bekçiliği aldı. Mafyanın şekli değişirken Emniyet de buna göre mücadele yöntemleri geliştiriyor.
HEPSİ DEVLETÇİ BİLİNİR
Eski tür mafyalarda değişmeyen bir kural vardı. Bunların polisle, askerle bir sorunu olmaz, onlara silah çekmez, hatta bazı olayların ortaya çıkması yönünde destek bile olurlardı. Daha çok milliyetçi olarak tanınırlardı. Bazıları ise “Sosyal demokrat baba” olarak isim yapıyordu. Dünün ve bugünün mafya örgütlenmelerini yakından izleyen, emekli olmasına rağmen Emniyet’teki gelişmelerden de haberdar olan bir isim gelinen durumu bize şöyle anlattı:
“Hemen bütün ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de mafya organizasyonlarının içinde yer alanlar ‘Devletçi ‘olarak bilinir. Günümüzde ortaya çıkan yapıların Devletçilikle bir ilgisi yok. Tamamen serseri yapılar. Parayla tutulan, genelde motosikletle eylem yapan tipler oluştu. Motosikletli ilk eylemleri halen yurtdışında bulunan Barış Boyun’un adamları gerçekleştirdi. Bu kişi Türkiye’den kaçtı, yurtdışında yakalandı, serbest bırakıldı. Yakın bir dönemde Türk ve İtalyan polisinin ortak çalışması sonucu yeniden yakalanıp tutuklandı.
Türkiye’de son yıllarda herkese, her şeye mafya deniliyor. Örneğin uyuşturucu baronlarına da mafya deniliyor. Suç çetelerine de mafya diyorlar. Bunların hepsi mafya değil aslında. Ülkemizde de çok büyük operasyonlar yapılıyor.
EMNİYET İÇİNDE DE MÜCADELE VAR
İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş’ın yaş haddinden emekliliği geliyor. Onun görev süresinin uzatılması da gündemde. Bildiğimiz kadarıyla orada önemli operasyonlar yapılıyor. Emniyet müdürünü yıpratma, görev süresinin uzatılmasını engellemek için çalışan gruplar olduğu konuşuluyor. Bazı büyük illerimizde mafya yapılanmaları olmasına rağmen bunların hiç gündeme gelmemesi, etkili operasyonlar yapılmadığı da Emniyet’te konuşuluyor. Emniyet içinde de bazı sıkıntılar var. Arkadaşlarla konuştuğumda, emniyet mensuplarının üniforma giymelerinin zorunlu olacağını söylüyorlar. Bu yanlış bir durum.
Bölücü terör örgütü PKK Doğu’da güçleniyor. FETÖ birçok kurumda güçleniyor. Organize suçlar Emniyet’in önceliği olmalı. Ama öncelik konularında bir sıkıntı olduğunu gözlüyoruz. Bakanlık hemen her gün operasyonlarla ilgili sayılar açıklıyor. Sayılar vererek bu çözülemez. Yani organize suç örgütleri rakamlarla ölçülemez. Büyük bir projeli operasyon yaparsan, örgütü tamamen bitirirsin.
HEPSİ GENÇ
Yeni nesil yapılanmada 17-18 yaşında gençler kullanılıyor. Bunların ideolojileri falan da yok. Bu tür kişileri bulmak da kolay. Bunların önemli bir bölümünü polis tanımıyor. Bu yönden sıkıntı var. Ancak, gelişen teknolojiden yararlanıp bunların profilleri çıkarılıyor. Bunlar 2-3 milyona adam vuruyor. Eskiden organize suç üyesini polis bilirdi. Bu adamların beraber fotoğrafları olurdu.
Bu kadar yeni gruplar çıkıyor, ister istemez bunlarla mücadele de zor oluyor. Çünkü adamı sen bilmiyorsun. Yeni nesilde mafyalarda yer alan bu gençlerin büyük bölümü hapçı. Bunlara eylem yaptırıyorlar. Bunların, eylem yapma olasılığı olan muhtemel hedefleri takip ediliyor. Gözden kaçan da oluyor.
MOTOSİKLETLİ GRUPLAR
Şu anda, motosikletli gençler mafyanın gözdeleri. Bunlar takip ediliyor ama aralarında öngörülemeyen, polisin tanımadığı tipler de çıkıyor. Örneğin Sarallar ile Sedat Şahin grubu arasında bir mücadele var. Polis bunların hepsini tanıyor, kimin ne yapacağını öngörüyor. Gördüğüm kadarıyla Emniyet’te ağırlık bu bilinmeyen isimlerin üzerine gidilmesidir. Son dönemlerde bunların üzerinde yoğunlaşılıyor.”
26 suç kaydı olan cani, polis memuru Şeyda Yılmaz’ı şehit etti. Bu kişi gözaltında tutulurken nasıl oldu da kaçmaya çalıştı. Nasıl oldu da, polis memurunun silahını alıp, o silahla polise ateş etti. Bunların kuşkusuz ayrıntılı bir biçimde soruşturulması, araştırılması gerekiyor. Nerede hata yapıldığının anlaşılması, benzer olayların yaşanmaması için idari soruşturmaların yapılması önem taşıyor. Polis katili caninin adliyeye götürülüş biçimi daha önce alışık olunmadık bir durumdu.
Devlet, her dönemde gücünü gösterir. Yeter ki güvenlik güçlerimiz falanca tarikatın, filanca cemaatin adamı olmasın. Geçmişte yaşanan olaylardan ders çıkarılmalı, yeniden benzer olumsuzlukların yaşanmasına fırsat verilmemeli.
Kriminal kişilerin toplum içinde bu kadar rahat dolaşmalarına engel olucu yasal düzenlemelere de ihtiyaç olduğu ortadadır.