30 Ocak, saat 08.04.

İstanbul Topkapı’daki Koç Üniversitesi Hastanesi’ne giren araç acil servise doğru yöneliyor. Ancak acil serviste durmaktan vazgeçip kapıya dönüyor.

08.04: İçinde ceset bununan araç hastaneye giriyor.

08.05: Hastaneden çıkıyor. Sürücünün yüzü beliriliyor.

08.06: TIR’ın önüne aracını park edip gidiyor.

Aracı hastane çıkışındaki tırın önüne park eden sürücü hızla kaçıyor.

Bir kişinin arka koltukta olduğu görülüyor.

Bu, 44 yaşındaki İlker Çakıroğlu.    

12 saat sonra hastaneye gelen aile yakınları, Çakıroğlu’nu park edilmiş araçta kanlar içinde buldu. Dövüldüğü ve kafasına demirle vurulduğu öne sürülen üç çocuk babası Çakıroğlu, hayatını kaybetmişti.

Çakıroğlu’nu kimler öldürmüştü?

Yakınlarının iddiasına göre kendileriyle aynı aileden olan Fuat Çakır. 

RACON MASASI

Oflu Çakır kardeşler, Kadıköy Kalamış’ta 20 Aralık 2021’deki ‘Racon Masası’ çatışmasıyla adlarını duyurdu. 

O gün...

Susurluk hükümlüsü Ziya Bandırmalıoğlu ile eski polis Şahin Arslan, 25 milyon dolarlık bir yat ve bir inşaat şirketinin tahsilatı için Çakır kardeşlerin restoranına geldi. 

Fuat Çakır’ın ifadesine göre Bandırmalıoğlu, “gayrımeşrudaki arkadaşlarından” bahsetti. Sözü Çakır’ın himayesindeki yata getirerek, “Sıkıntıyı çözelim, sahibi biziz” dedi. 

Çakır, “Yatla ilgimiz yok” diye yanıt verdi.

Bandırmalıoğlu, dilini sertleştirdi.

Çakırlar altta kalmadı.

Silahlar patladı.

Çakır’ın ifadesinden: 

“Neden baronların ismini anıyorsun deyince Ziya ayağa kalktı. Hiç tartışmaya girmeden silahını ateşledi. Eline yapıştım. Silahı tutarken elimin içinde iki-üç kez patladı. Silahı aldım. Aldıktan sonra kullanmaya başladım. Karşıda Şahin Arslan çift silahla ateş ediyordu. O ayaktaydı, herkes yerdeydi. Ziya’ya ateş ettim, yere düştü. Arslan’a döndüm. Onu da vurdum. Arslan’ın kardeşlerimi vuran şahıs olduğunu düşünüyorum. İki silahla herkese ateş eden, herkesi düşüren odur. Muhtemelen beni vuran da odur.”

Tahsilata gelen Bandırmalıoğlu ve Arslan öldü. Fuat ve Ayhan Çakır dahil beş kişi yaralandı. 

Çakır kardeşlere iki kez kasten öldürme ile suç örgütü kurma ve yönetme suçlarından İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. 

Dava geçen yıl mayısta bitti.

Nefsi müdafaadan ikişer yıl sekizer ay hapis verildi. 

Çakır kardeşler tahliye edildi.

KARAKÖY’E DAVET 

Fuat Çakır, tahliye olduktan sonra ‘babalar alemi’nde şöhretini artırdı. 

İddiaya göre...

İlker Çakıroğlu’nun avukatı B.A., Fuat Çakır’ın adını kullanarak, insanları tehdit ediyordu. 

Ayhan Çakır, çocukluk arkadaşı Çakıroğlu’nu 29 Ocak akşamı arayarak, “Abim seninle görüşecek, bizim kafeye gel” diye çağırdı. 

Çakıroğlu, saat 21 sularında Çakır’a ait Karaköy’deki meyhaneye gitti.

30 Ocak’ta saat 01.57’de eşine “İyim” diye mesaj attı.

Bir daha Çakıroğlu’na ulaşılamadı.

HASTANE KAPISINDA BIRAKTILAR

Ailesi Çakıroğlu’nu bulabilmek için her yolu denedi. 

Sabah kayıp ihbarında bulundular.

İlerleyen saatlerde Çakır’a yakın H.B. adlı kişiden “Kardeşiniz Koç Üniversitesi Hastanesi’nde” diye haber geldi. 

Hastaneye vardıklarında “İlker Çakıroğlu” diye bir kaydın olmadığını gördüler. 

Kapıda Çakıroğlu’nun aracını fark ettiler. 

Ne var ki...

Artık çok geçti.

Çakıroğlu’nun başında iki delik bulunduğu ve işkence görmüş olabileceği ileri sürülüyor.

Eğer sürücü, Çakıroğlu’nu acil serviste bıraksaydı, yaralı adam belki yaşıyor olacaktı.

ÇAKIR KARDEŞLER KAYIP

Çakıroğlu, Of’ta toprağa verilirken...

Fuat, Ayhan ve Hasan Çakır kardeşlerin 30 Ocak’tan beri kayıp olduğu iddia ediliyor.

Çakıroğlu’nun eşi Özlem, cesedin henüz bulunmadığı saatlerde alınan ifadesinde, şu iddialarda bulundu:

“Ben eşimin kaçırıldığını ve alıkonduğunu düşünüyorum. Eşim en son Fuat, Ayhan ve Hasan Çakır ile görüştü. Bu şahıslarla buluşmasının amacı, avukatı B.A.’nın Fuar Çakır ismini kullanarak, insanları tehdit etmesi. Eşim giderken endişeliydi. Agresif ve vukuatlı insanlar olduğunu biliyorduk. Eşimin hayatından endişeliyim. Eşimin başına birşey gelmesi halinde Fuat, Ayhan ve Hasan Çakır’dan şikayetçiyim.”

Kardeşi Yusuf Kaan Çakıroğlu ise Fuat Çakır’la aynı sülaleden olduklarını ifade ederek, şöyle konuşuyor:

“Çakır’ın agresif bir üslubu var. Muhtemelen küfretti. Abim de ters cevap vermiş olabilir. Vücudunda kırıklar vardı.”

Çakır kardeşlerin o günden bu yana cep telefonlarının kapalı olduğunu ifade ediyor. 
“Fuat, Ayhan ve Hasan; bu üç kardeşle adamları kayıp. Yurt dışına kaçtıkları söyleniyor” diyor. 

Bu arada Hasan Çakır, MHP İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi...  

Aile içi cinayet kan davasına dönüşebilir.

Bu kan gölü yeraltında büyür mü, yaşayıp göreceğiz.

Yılmaz Güney Davası yeniden görülmeyecek 

Yılmaz Güney’in seveni olduğu kadar ondan nefret edenler de var.

Güney karşıtları, 1974 yılında Adana’da Hakim Sefa Mutlu’yu öldürmesinden kaynaklı olarak ünlü sinemacıyı katil diye suçluyor. 

Güney’in eşi Fatma, kızı Güney ve oğlu Yılmaz Pütün, avukat Bişar Abdi Alınak aracılığıyla mahkemeye başvurdu. Dilekçede, Güney’in 18 yıla çarptırıldığı Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın yeniden görülmesi, Mutlu’nun mezarının açılarak, otopsi yapılması istendi.

Çünkü...

Cinayete ilişkin bilgilerin bugüne dek gizlendiği, Güney’in bir hakim katili gibi gösterilerek, bir itibar suikastine uğratılmasına gerekçe yapıldığı belirtiliyor. 

Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi 29 Ocak’ta talebi geri çevirdi.

Kararda, olayın üzerinden 50 yıl geçtiği, tüm yargısal süreçlerin tamamlandığı, mezarın açılmasının dosyaya yenilik katmayacağı ifade edildi. Güney’in silahı bilinçli ateşlediği ve meşru müdafaa şartlarının oluşmadığı kaydedildi.

Avukat Alınak, şunları söylüyor:

“Yılmaz Güney katil değil ama bizde davayı yeniden görecek cesaret ve vicdan yoktur. Bir metreyi aşkın yükseklikten aşağıdaki birine hedef gözeterek ateş ettiği öne sürülen bir kişinin, o kişiyi aşağıdan yukarıya giden mermiyle vurduğuna kamuoyunu ikna etmenin imkansızlığını mahkemesi üyeleri de kabul ediyor olacak ki, delili incelemeyi reddetme yoluna gitmişlerdir.”

Alınak, itiraz edeceklerini söylüyor.

Selim Temurci’den düzeltme

Gelecek Partili Selim Temurci ile yaptığım söyleşi büyük ses getirdi. 

Söyleşide Temurci’ye atfen şu cümleler yer aldı:

“Ben partiyi anahtar teslim kurarak, Hoca’ya teslim ettim.”

Dün Temurci aradı. 

Yanlış anlaşıldığını belirterek, “Biz arkadaşlarımızla birlikte Hocamın liderliğinde anahtar teslim güçlü bir parti kurduk” dediğini vurguladı.