Örtülü ödenek harcama canavarı oldu. Hazine parası yutuyor. Nereye harcadın? Neden verdin? Ne kadarı ülkenin, devletin, adaletin, milletin hayrı için dağıtıldı? Ne kadarı eş- dost- akraba- yaran- yândaş- partili için?

Yazamazsın.

Soramazsın.

Kanunu var.

Yasak.

Açıklayamazsın.

Adı üstünde örtülü ödenek; harcama kalemlerine Cumhurbaşkanı karar ve emir veriyor. Örtülü Ödeneğin emanet edildiği Cumhurbaşkanı Başdanışmanının 2 oğlu uyuşturucu işi yapmak, yasa dışı bahis oynatmak, kara para aklamak olaylarına karışan ve geçen yıl KKTC’de öldürülen kumarhane işleticisi Halil Faryalı ile iş ortağı çıktı. Bu alevli ortaklık geçen gün Meclis’te konuşuldu. Halkın temsilcisi Milletvekilleri, Dışişleri Başkanı’na sorular sordu.

Cevap istendi.

★★★

Oğulun ortaklığı.

Babaya yazılmaz.

Babanın kusuru.

Oğula yapışmaz.

Yine de Örtülü Ödenek parasının emanet edildiği Cumhurbaşkanı Başdanışmanının Dışişleri Bakanlığı’nda görevli oğlu, adı uyuşturucu işi, yasa dışı bahis, kara para aklamaya karışmış merhum kumarhaneci ile şirket ortaklığı yapmışsa; bunun incelenmesi, sorulara eksiksiz cevaplar verilmesi gerekir.

Soru sahipsiz kaldı.

Cevap verilmedi.

★★★

Diyelim ki, bu sorunun ucu gidip örtülü ödeneğe uzaktan da olsa dayandığı için cevapsız kalıyor ama “sayısı 600’e yakın örtüsüz fenomenin” de “hangi nüfuzlu kişileri yıkayıp temizlediğini” açıklayacak cevaplar da sahipsiz, öksüz ve yetim bırakıldı.

Fenomenler:

Şirket kurdu.

Şirket kapattı.

Güzellik merkezi açtı.

Sahte fatura kesti.

Kara parayı akladı. Vergi kaçırmaya zemin hazırladı. Bunun karşılığı olarak da yüzde 15-20 pay alıp dünün garibanı iken bugünün saçına dolarlı bigudi yaptıran, ağzını büzerek; “biz 750 liralık lahmacun sevmiyoruz, 750 liraya lahmacun yiyenlere masa mezesi donatıyoruz” diyen “fenomenler” ortaya çıktı.

★★★

Yaşa İçişleri Bakanı!

Polis bunları yakaladı.

Bir alkıştır gidiyor.

Tamam da fenomenlerin güzellik merkezlerinde, şirketlerinde üretilen sahte faturaları sabun yapıp yıkanıp, keselenerek temizlenen kara para nerede, kimde?

Yıkayanı anladık.

Yıkanan kim?

Eroin işi mi yapıyorlardı, sahte bahis mi oynatıyorlardı, beyaz kadın satışı mı, insan kaçakçılığı mı kotarıyorlardı, devlet ve belediye ihalelerinden kayırmalı iş alıp maliyet şişirmek için fenomeni fatura şişirme desteğine başvurmuş olanlar mıydı? Bunların siyasetteki ayağı, polisteki dayanağı, iktidar partisindeki  kimdi?

★★★

Örtülü ödeneği anladık.

Açıklamak yasak.

Fakat fenomen hamamında sahte fatura ile yıkanıp aklananlar kim, yıkanan para şimdi hangi projeyi sırtladı? Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş, seçildiğinde kendisinden önceki dönemde belediye ihaleleri verilen 15-20 firmanın zengin olduğunu, 100 yolsuzluk dosyası hazırladıklarını açıklamıştı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimi de Ekrem İmamoğlu’na seçimle geçince, iktidar partili eski yönetimin verdiği ihalelerde 36 yolsuzluk dosyası dolduracak soygun yapıldığını açıklamıştı.

Ne oldu dosyalara?

Yeni İçişleri Bakanı, Ankara ve İstanbul’da uyuyan yolsuzluk dosyalarını da uyandırabilirdi.

Yaşa yaşa.

Çok yaşa.

Uyandır dosyaları.

Gitmesin.

Alkış boşa!



ABD ordusunun Irak’ı işgali sırasında bizzat Amerikalı sağduyu sahibi gerçek aydın insanlar; “Embedded Journalism” diye bir deyim üretip yapılan yandaş ABD gazeteciliğini kınadılar. Bu deyim Türkçeye; “İliştirilmiş Gazetecilik” diye tercüme edildi. Ve hatta bunu yapan gazetecileri utandırıp uyarsın amacıyla da; “İktidar Kucağına Oturmuş Gazetecilik” diye aktarıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan 22 yıldır uçağına iktidar yandaşı gazete ve TV’lerden gazeteci doldurup dış seyahate götürüyor, dönüş yolunda havada basın toplantısı yapıp onların “çanak sorularına” verdiği cevaplar büyük haber diye yazılıp yayımlanıyordu. Son uçak gezisinde bizim iliştirilmiş gazetecilere çanak soru sormaları bile yasaklandı. Söz alıp; “Sayın Cumhurbaşkanımız 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yola sürüklüyor değil mi, kimin eli kimin cebinde böyle yüksek seçim baraj oranı olur mu?” diyen çanak soru hazırlamışlardı, yasak kondu soramadılar. Türkiye’de iliştirilmiş gazetecilik koyu yeşile boyandı.