Geldiğimiz nokta; tavuklar bir deri bir kemik. Bütün yemi horozlar yiyor. Tavuğa yem kalmıyor. Bu durumda tavuk da yumurtadan kesiliyor. Ne zaman yumurtadan kesilen tavuklar kümesten atılma noktasına geldiyse horozlar, “tavuksuz kümes olamaz” diye bağırıyorlar. En eski krizlerden birinde horozlar (iş adamları-sanayiciler-fabrika kuranlar-işyeri açanlar) yine bağırmıştı. O yılların başbakanı Turgut Özal, “villalarınızı satın” demişti.
★★★
Beş ay önce de işadamlarının 2 temsilcisi (Orhan Turhan ile Ömer Arif Aras) “tavuklar bir deri bir kemik-sisteminiz çöktü” diye gerçeği söyledikleri için Başsavcı, bu 2 işadamını gece yarısında iki yanında polisle adliye koridorlarında sorguya çağırıp; TV’lerde görüntülü haber yaptırmıştı. Tam o günlerde Cumhurbaşkanı da; “Yeni Türkiye’de haddinizi bileceksiniz; milleti (tavukları demek istiyor) kışkırtmayacak, devletin kurumlarını provoke etmeyeceksiniz” diye gözdağı vermişti.
★★★
Bugüne geldik.
İşadamları, sanayiciler, fabrika kuranlar yine; “bütün bir yıl elde ettiğimiz kazancın tamamını bankalardan aldığımız kredinin faizine yatırmak zorunda kalan bir düzene sıkıştık. Kümeste yumurtlayacak tavuğa (işçilere çalışanlara) bakacak gücümüz kalmadı” diye bağırır oldular. Önceki gün Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, “mülklerinizi satın” demeye getiren açıklama yaptı.
★★★
Faiz çıkar. İner.
Sıcak para gelir.
Geldiği gibi gider.
Rezerv erir.
Tekrar birikir.
Asıl kalıcı sorun gelir dağılımı uçurumu. Gelir dağılımı çok bozuldu. Zengin ile fakir arasındaki uçurum çok açıldı. Tavuklar bu yüzden bir deri bir kemik.
★★★
Uçurumu büyüten; yoksuldan zengine, yurt içinden yurt dışına “gelir transfer” etmeye sebep yüksek enflasyon devam ediyor. Mayıs’ta yıllık enflasyon TÜİK’e göre yüzde 35. 41 fakat ENAG’a göre yüzde 71.23 oldu.
★★★
Enflasyonun yarattığı ve büyüttüğü gelir dağılımı adaletsizliği OECD ülkeleri arasında en yüksek dozda bizim ülkemizde yaşanıyor. Size not defterimden bazı örnekler yazayım: Ankara’da yaşayan Ayşe (soyadını yazmayacağım) adlı hanım; “30 yıl çalıştım. TV’de zengin sofralarını görünce kapatıyorum. Canım çekiyor. Kendimden utanıyorum”
★★★
Gaziantep’te asgari ücretle çalışan tekstil işçisi Fatma, “Küçük oğlum okuldu bayıldı. Doktora götürdük yetersiz beslenme teşhisi koydu” İzmir’de lise öğrencisi Zeynep, “Babam işten dönünce onunla birlikte pazar yerleri kapanmak üzereyken sebze ve meyve artığı topluyoruz”
★★★
İstanbul Maslak da lüks pahalı otomobil satan bayinin önünde bir gecede 80 kişi sıraya girdi. Bodrum, Göcek, Marmaris’ de demir atan lüks yatların sahipleri Türkiye’nin ultra zenginleri. Yatlarda musluklar altın kaplama.
★★★
İstanbul Zorlu Center ile İstinye Park’ta lüks marka satan mağazalarda zengin müşteriler sadece birkaç saatte milyonlar harcıyor. Bir mağaza müdürü; “Bazısı geliyor 20 çanta 15 ayakkabı alıyor” dedi. Bazı zengin aileler futbol maçına gitmek için İzmir’e, Ankara’ya, Kayseri’ye özel jet kiralıyor. Jet kiralama tek yön 150.000 TL’den başlıyor. İstanbul’da bazı lüks rezidanslarda aylık kira 500.000 TL’ye kadar çıkıyor.
★★★
Bunun gibi çok örnek var. Ekonomi karnında asıl zengin fakir uçurumunu büyüten bir çıkmaza girdi. Biri yiyor, öbürü bakıyor. Emekli çırpınıyor. Çiftçiler mutsuz. Gençler umutsuz. Ülke derin krizde. Vergiler çok ağır. İktidar partisinin ele geçirdiği Devlette israf, gösteriş, tantana, görmemiş, görülmemiş harcama tavan yaptı.
İftira diye bağıran görüntüler!
Gözaltına alınan, hapse konulan Belediye Başkanları için somut deliler, kanıtlar gösterilmezse bunun adı tarihe “yargıyı kullanarak suçsuz insanlara iftira atmak” diye yazılır. Seçimle gelmiş CHP’li belediye yöneticileri için başlatılan “Beşinci Dalga Operasyonundaki Görüntülere” bakın: Her bir CHP’li belediye yöneticisi iki yanına iki polisle otobüslerden indiriliyor ve her birinin iki yanında iki polisle adliye binasına götürülüyor. Henüz suçları kesinleşmemiş insanlar. Suçlandıkları iddialar için henüz ortada somut kanıtlara dayalı iddianame yazılmamış. Bu görüntülerin çekilmesine ve servis edilmesine kim emir verdi? İftira diye bağıran görüntüler halka izletildi.