İstanbul 1. Ordu Komutanlığı'ndan belgeleri çıkaran kişinin, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül döneminde Muhafız Alay Komutanı olan, Kurmay Albay T. P. olduğu iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Albay T. P., plan semineri sırasında Yüzbaşı rütbesiyle 1. Ordu Plan Subayıydı.
Albay'ın belgeleri Taraf Gazetesine ve Mehmet Baransu’ya verdiği iddiasıyla hakkında yakalama kararı çıkarılan Gazeteci Tuncay Opçin ile telefon görüşmeleri saptandı ve banka hesapları da incelenmeye başlandı. Albay Balyoz davasında tanık olarak dinlenmişti. Davanın sanıklarından emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri de Albay T.P’den şüphelendiğini açıklamıştı.
‘’PARDON’’ DEDİLER
‘’Darbe yapacaklar” diye tutuklanan ve yargılanan 364 sanıklı Balyoz Davasında, 237 komutan ağır hapis cezalarına mahkum edildi. Bazıları 4 yıla kadar varan sürelerle hapis yattıktan sonra “Pardon, cemaat bizi kandırmış, bu dava kumpasmış’’ denilerek tahliye edildi.
“Balyoz” davasının yargılamasının yapıldığı İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde, sanıklardan dönemin 1. Ordu Harekat Başkanı Tuğgeneral Süha Tanyeri’nin bloknotu da konu oldu. Bu bloknotta Tanyeri’nin aldığı notlar vardı ve notlarda ‘’Darbe planına’’ ilişkin hiçbir bilgi bulunmuyordu. Bloknotun, plan semineri sonrası Tanyeri tarafından 1. Ordu Plan Subayı Yüzbaşı T.P’ye teslim edildiği belirlendi. Tanyeri ‘’Darbe planının notlarını aldığı’’ gerekçesiyle sanık, seminerin plan subayı T.P ise tanık oldu. T.P daha sonra 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül döneminde Albay rütbesi ile Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanı oldu.
‘’BEN ALMADIM’’
Albay T.P, Süha Tanyeri’nin ‘’Ondan şüpheleniyorum’’ ifadeleri medyaya yansıdıktan sonra avukatı aracılığıyla bir açıklama yaparak ‘’Müvekkil, seminer sırasında Yüzbaşı rütbesinde plan subayıdır. Bloknot müvekkile verilmemiştir. Müvekkilin seminer koordinatörlüğü gibi bir sıfat ve görevi bulunmamaktadır. Seminer Koordinatörü Ordu Kurmay Başkanı, rütbesi ise Tümgeneraldir. Müvekkilimi askeri karargahtan evrak çıkarma ile suçlamanın basın ve ifade özgürlüğü ile de bir ilgisi olmadığı gibi, bu konudaki ifade, yorumundan öte müvekkile suç isnadı ve iftira niteliğindedir’’ demişti.