Röportaj: Nil SOYSAL
nilsoysal@sozcum.com
FOTOĞRAFLAR: MERT ARISLAN


Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman, kendini kanser hastalarına adamış bir isim. Bugüne kadar 1 milyon kişiye dokunurken, tedavi ettirdikleri kanser hastaları ise hem kendisinin, hem de derneğin mutlu gururu olmuş. Tek bir sıkıntısı var; o da toplum olarak hâlâ yeterince farkındalığa sahip olamamamız. İşte bu nedenle, meme kanseri farkındalık ayındaki etkinliklerine de “Ben farkındayım ya sen!” sloganı ile başlamışlar. Ama Duruman’a göre artık bir ayaklanmanın başlaması lazım! “Sadece kansere karşı değil, sağlıklı yaşam için topyekün ayaklanmalıyız” diyor...

Meme kanserinden korunmak, bu hastalığı yenmek mümkün mü?
Meme kanseri, tedaviye yüzde 100 cevap veren bir kanser türü.  Ancak, erken teşhis edildiğinde. Bu kanser türünün, diğer kanserlere göre en önemli farklılığı ise sıfır evresinin olması. Yani hastalık size zarar vermeden çok kolay yöntemlerle teşhis edilebiliyor ve önlenebiliyor. Bunun için yapmanız gereken şey, düzenli kontrollerin yapılması. Öncelikle herkesin kendi vücudunu tanıması lazım. Bir kız çocuğunun bile vücudunu tanımasını istiyoruz. Annelerin çocuklarını bilinçlendirmelerini çok önemsiyoruz. Hiç kimse “Bana olmaz” dememeli. Buna karşılık kanserden de korkmamalı. Çünkü kanser öcü değil, tedavisi mümkün olan bir hastalık.

BAĞIŞLAR HALKA İNMELİ

SGK’yı aşan bu bütçe Türk Kanser Derneği’nde var mı?
Biz bağışlarla dönen bir kurumuz. Aslında bağışların artık halka inmesi lazım. Çünkü Türkiye’deki 40-50  işadamından para toplayarak çok da bir yere varılmıyor. Ama düşünsenize; Türkiye’de 80 milyon insan her ay 1’er lira verse, ayda 80 milyon eder. Yani bir derneğe bağışta bulunmak demek, ille de büyük paralar vermek demek değil. Bu farkındalığı da yaratmak gerekiyor.

Mücadelede kendinizi yalnız hissettiğiniz oluyor mu?
Olmaz olur mu? Eminim ki birçok dernek de kendini yalnız hissediyor. Ama bu yalnızlıkta devleti suçlayamazsınız. Eğer bir suçlu aranacaksa, o Türk halkından başkası değil! Çünkü devlet dediğiniz de, hükümet dediğiniz de, kamu çalışanları, milletvekilleri, hastaneler, doktorlar da hepsi halk aslında! Aslında bizim toplum olarak sadece kanser anlamında da değil, sağlıklı yaşam için topyekün ayaklanmamız lazım!

HER GÜN ÖLÜLERLE TANIŞIYORUM!

STK’lar arasında bir dayanışma olsa her şey daha kolay olur...
Elbette. Bu iş insan sevgisi meselesi. Ben babamdan böyle öğrendim. Yoksa 50 yaşında kanser derneği başkanlığı yapmayı kim ister? Her gün ölülerle tanışıyorsunuz! Babam 25 sene önce işini gücünü bıraktı, kendini insanlığa adadı. Servetini bağışladı, binlerce kişi okuttu. Böyle bir babanın oğlu olarak, başka bir iş yapmam söz konusu değildi.


Kanserle mücadele eden babanız Bilger Duruman; “Ölmeden hospis açacağım” demişti, ömrü vefa etmedi... Açılmış bir Hospis var mı?
Maalesef Türkiye’de hâlâ hastalığı ilerleyen kanserliler için bir hastane hizmetimiz yok. Babam hastalığı ilerlediği günlerde sık sık, “İyi yaşamak hakkım, ama iyi ölmek de benim hakkımdı. Bunu benden aldılar” dedi. Ölüm döşeğinde elimi tuttu ve; “Hospis yapmadan sen sakın ölme!” dedi. Çünkü ne kadar paranız da olsa, o durumdaki bir hastaya evde bakamıyorsunuz.

“Durumu iyi olmayan herkesi bekliyoruz”

Toplum olarak hastalanmadan doktora gitmeyi sevmeyiz. İşin bir de maddi boyutu var...
Paranız yoksa, Türk Kanser Derneği, bu kontrollerin hepsinin parasını ödüyor. Dernek zaten hasta haklarını da koruyor. SGK diye bir kurum var. Evet belki SGK’da bazı şeyler zor olabiliyor. Ama bu durum dünyanın her yerinde geçerli. Çoğu zaman insanlar nereye müracaat etmeleri gerektiğini bilmiyor. Biz kendilerine anlatıyoruz. Çünkü devlet zaten bu imkanı size vermiş. Ama eğer sizin SGK’nız yoksa, ya da belirli prosedürlerin dışına çıkan özel bir durumunuz varsa, işte böyle durumlarda biz devreye giriyoruz. Bütün tetkiklerinizi, ilaç masraflarınızı, hatta ameliyatlarınızı da üstleniyoruz.

HER MAHALLEYE BİR ÇADIR

Meme Kanseri Farkındalık Ayı içinde ne gibi etkinlikleriniz, çalışmalarınız olacak?
Amerika’daki dünyanın en büyük kanser hastanesi olan MD Anderson’dan, yine dünyanın en önemli onkologlarından biri olan Prof. Dr. Banu Avar Türkiye’ye gelecek. Burada hem yeni ilaçları, hem de yeni tedavi yöntemlerini doktorlarımızla paylaşacak. Onun dışında biz Türk Kanser Derneği olarak belediyelerle işbirliği içinde ilçe ilçe gezip, halkı bilgilendireceğiz. Şişli İlçesi ile başlayacağımız bu çalışmaya ek olarak, muhtarla da ortaklaşa bir etkinliğimiz olacak. Her mahallede muhtarların bize göstereceği yerlere çadırlar kuracağız. O çadırlardaki mobil ünitelerimizde bir ay boyunca ücretsiz meme ve sağlık taramaları yapacağız. Türkiye genelinde de 10 pilot bölge belirledik. Batman’dan, Van, Kayseri, İzmit, Mardin ve Hatay’a kadar bu illerde anlaştığımız hastanelerde, bizi arayan tüm kadınlarımızın meme taramalarını ve tedavilerini üstleneceğiz.

‘TOPLUM OLARAK SİLKİNMEYE İHTİYACIMIZ VAR’

51 yıllık derneğin Başkanı Burak Duruman farkındalık için şöyle seslendi: “Toplum olarak silkinmeye ihtiyacımız var. Burası Muz cumhuriyeti değil. Devletin parası var, hükümetin parası var, insanların parası var. Belediyelerimiz, ilçe belediyelerimiz var. Hepsinin bütçesi var. Birlikte bu işe el atmalıyız.”

‘BABAM GİBİ KENDİMİ İNSANLARA ADADIM’

Muhabirimiz Nil Soysal’a konuşan Duruman, “Babam gibi kendimi insanlara adadım. Derneğimiz herkese açık” dedi.