Ben yalan söylediğim zaman dudaklarım uzar...
Muhterem karım dudaklarıma bakar, ben uzamasınlar diye ağzımı yanlardan kulaklarıma doğru çekerim...
O, Ö, U, Ü gibi uzun dudak isteyen sesler çıkartırım, uzama psikolojik değil, alfabetik olsun diye...
O “Çekme” diyerek gözünü dudaklarıma diker, o zaman da alt dudağımı ısırıp, üst dudağımı da üzerine sıkıca bastırdım mı...
Geriye utanma duygusu kalır...

*

Önemli bir duygudur; utanma duygusu...
Bir beyin oğlu Başbakan dedi ki:
“Eğer bir parti görevlisi, görev aldıktan sonra evini, arabasını, yaşam tarzını değiştiriyorsa, ben o adamı partiye sokmam...”
Savurma...
Alyansını parmağından çıkartıp kürsüden salondakilere göstererek “Tüm servetim budur” dedikten sonra... Bin odalı sarayı, köşkleri, villaları, filoları ve kamyonetle taşınan serveti ile dünyanın en görkemli parti mensubudur o...
Bak atar seni partiden...

*

Devam ediyor:
“Eğer şaibeli bir durum varsa, bunun hesabını sorarız...”

*

Yolsuzluk, hırsızlık dosyalarını açmaya kalkan tüm yargıçlar sürüldü, tüm savcılar gönderildi, tüm polisler tutuklandı, kimisi kaçtı canını zor kurtardı...
Kapağı açılmamış yerel ve genel tam 3000 hırsızlık dosyası var...
Hırsızlar; savcıları, yargıçları, polisleri yakaladılar...
Dünya hukukunda ilktir, polis kaçıyor, hırsız kovalıyor...
Mesela; 17/25 Aralık büyük rüşvet olayı soruşturulmasın diye TBMM’de el kaldıranlardan birisi Davutoğlu’nun kendisiydi...

*

Utanma duygusu önemli bir duygudur...
Yoksa...
Kendisini kurnaz sanırsın...
Bizleri ise aptal...