“Cinleri”öğrenin iyisi mi...
Adliyeye düşerseniz lazım olur...

*

Nitekim sorgulamada, bilimsel eğitim isteyen öğretmene “Cinlere inanmıyor musun?” diye sordular...
Anında yanıtlamanız lazım:
“İnanmam mı?..”
“Pekiii cinler kaça ayrılır?...”
“Üçe ayrılır, iyi cin, kötü cin, orta cin...”
“Orta cin de mi var?..”
“.......!”

*

İyi hal kağıdı gerekmiyor bu zamanda... Badem bıyık varsa, zaten “sabıkasız kaydı” yerine geçer... Bir de sakal olursa “iyi hal kağıdı”dır...
Yoksa; daha girer girmez siz başlayın:
“Cin’ler üçe ayrılır... İyi cin, kötü cin, orta cin... İyi cinler de üçe ayrılır... İyi cin, pek iyi cin, şahane cin...”
Böylece “Takibata gerek yoktur” kararını cebinizde bilin...

*

Nasıl ki ihale almak için “cumaya”, kredi almak için “iftara”, arazi kapatmak için tapu dairesi yerine “umreye” gidiliyor....
Yakalanınca “tekbir” dersin...
Yırttın...

*

Ülkenin Başbakanı, canımızı yakan Özgecan cinayetinde ilk müdahaleyi nasıl yaptı?..
“Şimdi buradan birer Fatiha gönderelim” diyerek...
Miting meydanındakilere Fatiha okuttu....
Oldu...
Başbakanın görevleri arasındadır;
Fatiha okutmak...

*

Nasıl ki hırsıza “Ahirette hesabını verir” dediler...
Nasıl ki açlık, yoksulluk “Kısmet” dediler...
Nasıl ki bıyıkları çıkmamış oğlan filo sahibi olurken, sizin delikanlının işsizlikten bunalıma girmesini “Kader” saydılar...
O zaman Özgecan cinayetinde Başbakan’ın “Fatiha” çözümü normaldir...

*

Tekbir getirerek kafaların kesildiği... Cinayetlerin ve tecavüzlerin din adına işlendiği... İnsan onurunun tükendiği coğrafyanın, medeniyetten umudu olan tek laik devleti için açın avuçlarınızı......
“El Fatiha” dersiniz...