“Cumhurbaşkanı Meclis’i açış konuşması yaptı” dediler...
Oysa kapanış konuşmasıydı...

*

Sivil bir darbeyle ne yaptı yaptı, yeni seçilmiş Meclis’i kapattı...
İyi de yaptı...
Böyle Meclis’e müstahak...

*

Mesela CHP...
Cumhurbaşkanı girerken ayağa kalkıp, çıkarken kalkmamak için, belki oturup uzunca kafa bile yordular...
Yani 45 dakika önce “Makama saygı” diyerek ayakta karşılayıp, 45 dakika sonra saygın makam giderken ayağa kalkmamak...
Siyasi deha olmak lazım...
Kalkmak ile kalkmamanın ortasını bulmak istiyorsan, fal tavşanı gibi koltuğun üzerine oturacaktın... Önden bakınca ayaktasın, arkadan bakınca oturmakta...
Ya da yarısı otururken öte yarısı kalkar, sonra bu yarısı kalkarken öte yarısı oturabilirdi...
Bunu hızlı hızlı yap, bak ne oluyor?...
Pısırıklık sinmiş bir kere, küf gibi çıkmıyor...

*

MHP...
Hani “Vatana ihanet“ içindeydi...
“Sayın cumhurbaşkanı...” diye diye oturup neyini dinliyorsun?..

*

Cumhurbaşkanı’nın bu yapılacak seçimi geçerli sayması için tek şart var:
“Başkanlık” sistemine geçiş için AKP’nin tek başına iktidar olması...
Yok olmadı, benzer sonuçlar çıkarsa; yine çıngar çıkaracak... Yine Türkiye’yi çıkmaza sürükleyecek... Yine itiraz edecek... Yine parlamentoyu kapatmaya bakacak...
Ve yine kaos...
Her türlü hukuksuzluğa, her türlü bahaneye başvuracak...

*

Çünkü:
Diktatörler seçimle gelir, ama asla seçimle gitmezler...

*

İşte...
Bu kadar suçtan sonra, parlamento ondan hesap soracağına, o parlamentoyu kapattı...
İstediğin kadar hop otur, hop kalk...