Bugün pazar, keklikleri yazayım...
Cumhurbaşkanı Rize’de doğaya keklik salma programına katıldı, daha doğrusu keklikler cumhurbaşkanının Rize programına katıldılar...
Çünkü bu mevsimde doğaya keklik meklik salınmaz, ilkbahardan beri kafeslerde beklediler ki cumhurbaşkanı gelsin...

*

Toplu açılıştan sonra yapılan toplu uçuruşta, keklikleri kafesinden çıkarmaya kalktı...
“Bili bili” dedi...
Keklikler korku içinde köşelere kaçtı bu, tavuklar gibi olmadıklarını görünce hitabetini “Bili bili guk guk” şeklinde yeniledi...
Anlamadılar...
Çağırmakla gelmediklerini görünce şemsiyesinin sapı ile çekip almak istedi, kanca tarafını soktu kafese, keklikler “Nedir bu başımıza gelen“ diye öbür köşeye kaçtı...

*

Yakalayamayınca bakanlar, vali, parti önde gelenleri, herkeste bir hareketlenme oldu... Ama ne yapmaları gerektiğini bilemediler, birbirlerini ittirdiler...
Bu “Gelmiyorlar” dedi...
Alkışladılar...

*

Görevlilerin girip yakaladığı kekliği bu “Ya Allah bismillah” diye uçurdu...
“Kimin çevreci olduğunu görsünler” dediğinde keklik bir iki metre havadaydı... Şaşkın ve korku içinde bir o yana gitti, bu yana döndü...
(Biliyorsunuz Fırtına Deresi’ne yavru balık bırakmıştı, derenin suyunu kestiler üzerindeki HES için, kurbağalar da öldü...)
Keklik havadan baktığında aşağıda bir sürü kafa görüyordu...
En uzununa kondu...
Cumhurbaşkanının kafasıydı bu...

*

Konacak başka yer?..
Kekliğin gidip konacağı yere o gün açtıkları camiyi yapmışlardı...
Kıbledağı’nın tam tepesine, 1200 rakıma...
Bu nerede bir tepe görse -parası milletten- oraya bir cami yaptırmaya bakıyor... Ya da tepe görünce aklına cami geliyordur...
Çukura yapsan kim görecek?..
Çünkü bu camiler dekor...

*

Yoksa bu kadar çok camisi olan bir ülkede, bu kadar çok hırsızlığın, yağmanın, talanın olması normal mi?..
İnsanlar göremiyorsa, kuşlarla balıklara sor...