Hiçbir seçim bu kadar kirli değildi...
Sandıklara giden yol kanlıdır...
Yeniden seçim tezgahı ile birlikte, bir anda gelmeye başlayan bayrağa sarılı şehit tabutlarının nedeni şimdi daha anlaşılır...

*

Diktatör seçimle gelir, ama asla seçimle gitmez...
Gitmeyeceği gelişinden bellidir...
Gelirken kendisini götürecek tüm yolları kapatır...
Hukuk...
Yargı...
Bağımsız parlamento...
Adil seçim...
Demokrasi...

*

Ve işlediği her suç, diktatörün çekip gitmesine engel birer kaya gibi yolunu tıkar... Yolsuzluklar, hırsızlıklar, hukuksuzluklar, ihanetler, zulümler... İktidarını yitirdiği gün hesap vereceğini bilir diktatör...
Tek seçeneği vardır artık:
Ne pahasına olursa olsun gitmemek...

*

İşte bu noktadayız şimdi...
Daha seçim gecesi sonuçları beğenmedi “tekrar seçim” kararı aldı... Ertesi gün bunu ağzından duyduğunuzda, o istihbaratı, ajanları, MİT’i, komplo uzmanları ile planını uygulamaya koymuştu bile...
Siz hükümet kurma çalışmaları yapılıyor sandınız...
Oysa o, 45 günlük yasal süreyi doldurup, Türkiye’yi tekrar seçime götürmeyi bekliyordu...
O gün geldi...

*

Arkadaş demokrasiyi işletmiyor...
İşletirse gidecek...
Çünkü -hem CHP, hem MHP de gördüğünüz gibi- hiçbir siyasi parti o kadar suça ve kire ortak olmaz... Her yanaşanın hesap sorulmasını şart koşması bundandır...
Ve o direniyor...

*

Sonuçta...
Şu konulacak sandıklar kırmızı boyalıdır...

*

Böyle gideceğiz bu kez sandığa...
Tüm gücümüzle, dağa taşa anlata anlata, haykıra haykıra, gerçeği bağıra bağıra, birbirimizi çağıra çağıra ve kurtulamazsak asla unutmadan:
Bu son sandıktır...