Benim de aralarında bulunduğum “Ekonomi Habercileri ve Yorumcuları” esnafı, bugünlerde kendini “dolar dalgasına” kaptırmış durumda. İster istemez ben de bu topa girdim, ama benim aklım fikrim “Hayri İnönü Vak’ası”nda. Şişli’nin şimdiki Belediye Başkanı Hayri İnönü ile önceki Belediye Başkanı arasında çok ciddi bir “kan uyuşmazlığı” sorunu var. İş, o kadar ciddi ki; Hayri İnönü kendisinin ve ailesinin hayatından endişe edip önce Amerika’ya, sonra da Almanya’ya kaçıyor. Olan bitenin kamuoyuna yansıması sayesinde mücadele zemini kazanan Hayri Bey, kavgasına bıraktığı yerden devam ediyor. Daha doğrusu edemiyor. Çünkü merhum Adam Smith’in 240 yıl önce varlığını keşfettiği “toplam menfaatin maksimizasyonunu” sağlayan “görünmez el” yani piyasa mekanizması bu kez CHP içinden çıkıp olaya el koyuyor.

YA KADINI YA DA PARAYI BUL

Cinayet soruşturması yapan Fransız polislerinin, faili bulmak için kullandıkları “kadını veya parayı ara” şeklinde özetlenen bir yöntemi varmış. Ben de aynı yöntemle düşünüyorum. Ortada bir cinayet yok, ama tehdit var. En azından taraflardan biri böyle bir şey olduğunu iddia ediyor. Savcılığın bu konuda takipsizlik kararı vermiş olması, benim indimde hiçbir şey ifade etmiyor. Savcı netice itibariyle kanun adamıdır. Kanunlar somut delil arıyorsa ve böyle bir kanıt yoksa onun takipsizlik kararı vermekten başka yapacağı bir şey yoktur. Yeni Başkan ile eski Başkan arasında bir kadın davası olabilir mi? Yani ortada ikisinin paylaşamadığı bir kadın var mı? Ya da bir ihanet söz konusu olabilir mi? Bu seçeneğe “sıfır” ihtimal veriyorum. İkisi arasında bir kadın davası olamaz. Nokta.

TAM DA GENEL SEÇİME GİDERKEN SIRASI MI BU?

Almanya’da Mannheim Üniversitesi’ni bitirmiş Hayri İnönü ve eşi mantık doçenti Dr. Nazlı İnönü (Kadirbeyoğlu), karı koca birlikte kafayı yemişler ve aynı anda halüsinasyon görür hale gelmişlerse ortada tıbbi bir olay vardır. Çünkü hukuki kanıt yokken ikisi de ısrarla tehdit edildiklerini söylemektedirler. Bu durumda CHP yönetimi, Hayri Bey’e derhal işten el çektirmelidir. Yok, böyle düşünülmüyorsa, araya eski Müftü ve eski Belediye Başkanı ağabeyler koyarak, “öpüşün, barışın” yöntemiyle bu olayı örtbas etmek CHP’ye yakışmaz. Unutulmasın, kırılan kol, yen içinde kalır ve tedavi edilmezse, kangren olur.
Son söz: Tehdidin belgesi olmaz.