Sevgili okuyucularım, adına “Döneklik” denilen kavram günlük yaşantımızın vazgeçilmez bir parçası oldu.
Bunun nedenleri var:
- Döneklik kazançlı iştir. Maddi ve manevi getirisi epeyce yüksektir.
- Dünkü sıradan milletvekili iktidara yamandığı zaman, seç seç al yöntemiyle önüne bir sürü kapılar açılır.
- Siyasette döneklik genelde muhalefetten iktidara transfer olmak için geçerlidir.
- Bunu yapan dönek ya şantaja tabi tutulmuştur, ya da kişisel avanta peşindedir.
 - İktidar partisine kapak atan döneklerin sırtı bir süre için yere gelmez. Ama sonra onların da suyunu içip posasını çöp tenekesine atarlar. İşin değişmez kuralı budur.
***
Bazen çevremizdeki bazı tiplere bakıyorum... Bunlar yakın geçmişte bile Tayyip ve partisine en ağır sözlerle saldırmış birileri.
İşte size Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu gibiler.
Ne oluyorsa oluyor, günün birinde bir bakıyorsunuz AKP’ye transfer olup bu kez 180 derece farklı konuşmaya başlamışlar!
Onlar gibileri geçmiş yıllarda da çok gördük. Hele 1990’lı yıllarda “Fırıldak Kubi” diye anılan Kubilay isimli bir milletvekili vardı ki, Meclis’te her partiyi denedi. Oradan oraya geçti, her gün parti değiştirdi...
***
CHP milletvekili olan şu İhsan Özkes isimli eski müftüye bakıyorum. Partisi onu iki kez kontenjan sırasına koyup Meclis’e gönderdi... İtiraf edeyim, epeyce iyi ve yararlı işler de yaptı. Kendisine saygı duyardım.
AKP ve din tüccarlarının foyasını ve yalanlarını ortaya çıkardı.
Masamda aylardan beri bir kitabı duruyor:
“Dünden Bugüne Cami Yalanları.”
Tayipgiller belli konularda sürekli konuşur. Onlardan biri de “CHP camilerimizi kapattı, ahır yaptı” palavrasıdır.
Bay müftü araştırmış, bu yalanları belgelemiş, kitabında belgelerle anlatıyor.
Bu palavralar günün birinde yine piyasaya sürüldüğünde müftünün kitabını kullanıp gerçekleri burada yazacaktım ama kısmet değilmiş...
İhsan Bey şimdi ne olduysa partisinden istifa edip AKP’ye yanaştı, bu seçimde AKP’den milletvekili seçilecek.
Nasıl, niçin, neden, neyin karşılığında?  
***
Tuğrul Türkeş partisinin ilke kararlarını çiğneyip stajyer başbakan Davutoğlu Ahmet’in kabinesine başbakan yardımcısı olarak kapak attı.
Pazarlığını iyi yaptı, sıradan bir milletvekili iken başbakan yardımcısı olmayı başardı!
Herhangi bir özelliği, devlet adamlığı deneyimi falan hiçbir zaman olmamıştı.
Bütün özelliği, taşıdığı soyadı!
Rahmetli başbuğ Alpaslan Türkeş’in oğlu!
Şimdi kendisine babasının geçmişte kullandığı 0007 kırmızı plakasını verdiler.
Doya doya gezsin, havasını bassın.
Dün babasının mezarında Ahmet’le birlikte verdiği pozları görünce titreyip kendime döndüm!
İkisi birlikte Türkeş’in mezarına gitmişler...
Ellerinde ibrikle mezar suluyorlar.
Kameralara önceden haber verilmiş, ikisi birden siyaset şovu yapıyor.
Tuğrul Türkeş, yanındaki o Davutoğlu Ahmet’e bir sorsun bakalım... Aradan geçen uzun yıllar içerisinde bırakın mezar ziyaretini bir yana, Ahmet bir gün olsun babasından söz etmiş mi, onun adını ağzına almış mı?
Bir kırmızı plaka, bir başbakan yardımcılığı ve önümüzdeki seçimde AKP’den milletvekili seçilmek uğruna sergilediği bu tiyatro, acaba babasının kemiklerini sızlatmış mıdır!
Bilemiyorum.
Tuğrul’un hiç kuşkusu olmasın, soyadını kullanıp MHP’den oy apartmaya kalkışacaklar, onun da suyunu sıktıktan sonra posasını çöpe atacaklar.
***
AKP-HDP koalisyon hükümetinde yer almayı içlerine sindiren iki HDP’li bakanın marifetlerine de bakalım!
Onları partileri değil, doğrudan Ahmet-Tayyip ikilisi seçti.
Şimdi onların da kırmızı plakası, koruma ordusu falan var...
Bakanlar Kurulu toplantılarına katılacaklar...
Ama gelin görün ki o toplantılarda bu ikisinin bilmesi istenmeyen pek çok konu hiç gündeme gelmeyecek.
Ali Haydar Konca ve Müslüm Doğan.
İki adet kukla, göstermelik bakan.
***
Burada birkaç gün önce vurgulamıştım...Bakanlıkta bunların yanağından makas alırlar.
Rutin dışında hiçbir iş yaptırmazlar.
Nitekim iki gün önce bu ikiliyi hedefe alan bir genelge yayınlandı ve bakanlar tarafından yapılacak bütün atamalar başbakan ve cumhurbaşkanının iznine tabi kılındı.
Bunların kendi bakanlıklarında bile herhangi bir atama yetkisi olmayacak. Bu yetki ellerinden alındı.
Maşallah, olanlara ikisi de hiç ses çıkarmadı. İkisinden de tepki yok!
Bakanlık koltuğu uğruna içlerine sindirdiler, onurlarının çiğnenmesine izin verdiler.
Bugün size kısaca üç örnek verdim...
İhsan Özkes, Tuğrul Türkeş ve HDP’li iki bakan bey!
Bunların yarattığı tabloya döneklik mi, yoksa başka bir şey mi demeli, kararı siz verin.
İşin ucunda milletvekilliği, bakanlık, kırmızı plaka vesaire bile olsa Allah hiç kimseyi onların durumuna düşürmesin.