Kılıçdaroğlu: “MHP ile koalisyon yapalım, Başbakan Bahçeli olsun”
Bahçeli: “Bu Çin’den gelen oyuncak mı?”
Bahçeli: “Koltuk tedarikçisi”
Bahçeli: “Çürük koltuk imalatçısı”
Kılıçdaroğlu: “Bahçeli AKP’siz koalisyonu hayal bile edemez”
Daha Davutoğlu Ahmet hükümeti kurma görevi almadan, görüşmelere başlamadan muhalefetin iki lideri Bahçeli ile Kılıçdaroğlu birbirine girdi...
Tayyip de bunların haline bakıp bakıp gülüyordur!..
* * *
Tayyip Bey sonunda “Türkiye’nin en akil adamı” olarak konuştu:
“Kimsenin seçimlerin ortaya çıkardığı tablodaki konumunu, millete karşı sorumluluk üstlenmek yerine sistemi kilitlemek için kullanmaya hakkı yoktur”
Vay be!..
Hiç aklınıza gelir miydi, muhalefet liderleri kapışacak ve devirmeye çalıştıkları Tayyip onlara “Başöğretmen” gibi ders verecek...
Sonunda bunu da gördük!..
* * *
Bahçeli ile Kılıçdaroğlu yaramaz çocuklar gibi didişirken, Tayyip Bey konuşmaya devam ediyor ve herhalde içinden kıs kıs gülüyor:
“Müşterekleri değil farklılıkları öne çıkartarak adeta oyunbozanlık eden partiler ve siyasetçiler bunun hesabını millete vereceğini bilmelidirler”
“Siyaset âlimi” Tayyip “Ayağınızı denk alın” demeye getirerek devam ediyor:
“Türkiye’yi hükümet kurulamayan bir ülke durumuna düşürmenin vebali ağırdır”
Seçim meydanlarında Kur’an sallayan, muhalefet partilerine veryansın eden Tayyip gitti, “Sorumlu Devlet Adamı Tayyip” geldi...
Getiren kim?...
Kuşkusuz en başta Bahçeli!..
* * *
“Gitti, devirdik” derken, siyasi akrobasinin kurbanı bu gidişle kendileri olacak...
Bahçeli’nin “anlaşılmaz tutumuyla” ne yapmak istediği aşağı yukarı belli:
Muhalefette kalmak istiyor havasını basmak!..
Yani...
80 milletvekiliyle hepsinin tozunu attıracak, öyle mi?!.
Diyelim ki hükümet kurulamadı ve 45 gün sonra seçim kararı alındı...
Tayyip Bey kahkahayı basmayacak mı?..
* * *
Seçim kararından sonra Tayyip meydanlara çıkıp...
“Gördünüz, bunların üçü bir araya gelip hükümeti kurmaktan bile aciz” dese...
“Bunlara ülke emanet edilemez” dese...
“Hükümet kurmayı beceremeyenler ülkeyi nasıl idare edecek?” dese...
“Üç parti, bir parti edemedi” dese...
“Bunlar iktidara gelseydi, Türkiye kaos ortamına girer, ekonomi çöker, enflasyon ve faizler fırlar, ülkeye çivi bile çakılamazdı” dese...
Sonra da...
“İşte ben bu yüzden Başkanlığı istiyorum” dese...
Haklıdır!..
Üç partinin de söyleyecek lafı yoktur!..
Tayyip bunların haline bakıp bakıp da neden gülmesin?!.
Kafa değişirdi!..
Dün gördüğüm bir ilan şöyleydi:
Sanata ve sanatçıya maddi ve manevi desteğini esirgemeyen Sanatsal etkinlikleri eşiyle onurlandıran Ludwig van Beethoven ve Antonin Dvorak eserlerinin hayranı Müziksever 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’i Saygı ile anıyoruz
Sevda-Cenap And Müzik Vakfı
* * *
Başta Tayyip Erdoğan ve Davutoğlu Ahmet olmak üzere Klasik Türk Musikisi ve Türk pop müziği dinlemekten başka müzik bilmeyen siyasetçilerimiz biraz da Klasik Batı Müziği’ne ilgi duysalardı...
Beethoven, Bach, Haydn, Mozart, Brahms, Vivaldi, Schubert gibi dev bestecilerin eserlerinden hoşlanabilselerdi Türkiye bugün çok başka yerlerde olurdu...