G-20 gösteriydi. Bu tip gösterilerde liderler (Obama, Putin, Merkel, Erdoğan ve diğerleri) imaj cilalar, kendi seçmenlerine selam yollarlar. Öyle oldu. Yemekler yendi. Aile fotoğrafının çerçevesi imzalandı. 26 ülke heyeti için 25 otel kapatıldı. 57 villa tahsis edildi. 4 bin görevli koşuşturdu. 3 bin gazeteci imaj haberciliği yaptı. Türk Cumhurbaşkanı, ABD Başkanı nasıl oturuyorsa, öyle oturdu, elini nereye koyuyorsa oraya koydu, vücut dilini nasıl kullanıyorsa öyle kullandı. Yemek masasına oturulduğunda her bir liderin yanında beyaz güvercinleri andıran giysileriyle garsonlar; hepsinin sol kolları aynı anda arkalarında ve vücutlarına yarım eğim vererek sağ kollarını masaya uzatıp servis tabağını 26 liderin önüne aynı anda yerleştirdiler.
Taklit kusursuzdu.
Yemekler enfes.
Sonuç bildirgesi rüya!
Yaldızlı cümleler uçuştu.

* * *

G-20 şovu bitti.
IŞİD belası duruyor.
Sonuç bildirgesinde “Terörün dini, imanı, milleti yoktur” denildi ve “özellikle IŞİD’ in kökünün kazınması” arzusu dile getirildi. Bu IŞİD belası, Ortadoğu petrolünün kontrolünü zorlaştıran güce ulaşmış, Paris’i bile vurur hale gelmişti. IŞİD, Türkiye’de Reyhanlı’da 60 kişiyi öldürdü. Suruç’ta 30 genci katletti. Ankara’da 102 insanın canını aldı, Paris’teki katliamda ölenlerin sayısı 130’u buldu. CIA Başkanı, Paris katliamının devamının geleceğini söyledi.
IŞİD, yok edilmeliydi.
Ama nasıl?
Suudi ve Katar parasından beslenmek için birileri “selefi kayığına binmiş” ve IŞİD’ in gizli destekçisi mi olmuşlardı? Rus Lideri Putin’in; “IŞİD 40 ülkeden finansal destek alıyor, bunların arasında G-20 ülkeleri de var” diyerek ağzından çıkardığı bakla ile işaret ettiği ülkeler kimdi?
Suudi Arabistan mı?
Türkiye mi?
ABD mi?
Putin taşı kime attı?
G-20 imaj cilalama gösterisini izleyen 3 bin gazeteci içinden 1-2 Türk gazeteci çıkıp, “Putin’in gizli parasal destekçi diye suçladığı ülkeleri” yazmasını bekliyorum.
Boşuna mı bekliyorum?

* * *

Türk Ordusu Suriye sınırına 75 bin asker yığdı. Askerlerimiz de benim gibi boşuna bekliyor. Mülteciler ile IŞİD militanları mayın döşeli alanları geçiyorlar. Çünkü Türkiye-Suriye sınırı delik deşik olmuş durumda. Düşünülen “Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi (SFGS)” kurulmadı, “güvenli bölgenin kurulmasına” da G-20 masasının büyük lideri ABD Başkanı Obama, “amaca hizmet etmez” diye karşı çıktı. Türkiye lideri Erdoğan ABD liderini; otururken, kalkarken, konuşurken, golf arabasına binip sürerken kusursuz taklit etti fakat taklidin sonu arızalı geldi.
Obama:
“Güvenli bölge” istemedi.
Putin:
“İçinize IŞİD girmiş” dedi.
G-20 şovu cılk bitti!

* * *

Türkiye büyük ülke.
Cılklığı aşabilir.
Güçlü ordusu var.
Sınırlarını koruyabilir.
Birleşmiş Milletler kararını kılavuz yapıp Irak ve Suriye’de IŞİD’in, PKK’nın, PYD’nin üzerine kararlılıkla gidebilir. Türkiye, Suriye sınırına “Sınır Fiziki Güvenlik Sistemini” kurabilir. Sınırı kevgir olmaktan kurtarabilir. Suriye’de “güvenli bölge yaratıp” mültecileri bu bölgede toplayıp yaşatarak koşullar iyileşince anavatanlarına geri kazandırabilir. Türkiye’yi yönetenlerin aklı varsa; Irak’ın parçalanmasına değil “tek güçlü Irak devleti” olmasına, Suriye’nin parçalanmasına değil “tek güçlü Suriye devleti” olarak durmasına omuz verebilir. Yıkılmış Irak ile Suriye’nin yeniden inşasını Türkiye başarabilir. Türkiye, Suriye sınırında Kıbrıs Adası’nın onda biri büyüklüğünde mayın döşeli alanlardan mayınları temizleyip; 60 yıldır ekilmeyen bu topraklar üzerinde “organik tarım üretimi cenneti” yaratabilir. Türkiye bütün dünyaya ve Müslüman dünyaya ancak böyle örnek olabilir.
Taklit değil, üretim.
Cılklık değil donatım.
Haydi görelim.